Gazze İçin Timsah Göz Yaşları Dökmek!

Soykırımcı İsrail, 60 bin Filistinli’yi silahlarla öldürmesinden sonra şimdi de açlık ile yok etmeye çalışıyor.TV yayınlarında kamyonlardan un çuvalı kapmaya çalışan insanların birbirlerini eziyor.

Medyadaki haberlere göre İsrail, abluka altına aldığı Gazze’de insanların açlık sınırı olan kalori miktarını hesaplıyormuş. Uluslararası baskının artığı dönemlerde ise , İsrail bu kaloriye yakın gıda geçişine izin veriyor ve ölümleri azaltıyormuş.

Acaba Batılılar, Geçmişte Yaptıklarını Gazze’de mi Tekrarlıyorlar?

Çok sayıda örnek var.Kimilerini anımsatalım.

Avrupa’dan gelen beyazlar,yerli Amerikalılara yok etmek için borsada bizon deri fiyatlarını olağanüstü artırmışlar ve serdengeçtiler milyonlarca bizonu öldürerek yerli halkın temel ihtiyacını yok etmişlerdi.

Hatta ABD Başkanı Grant bile bizonların yok edilmesini, “Kızılderili Sorunu”nun çözümü olarak görmüştü.Bildirişlere göre Kuzey Amerika’da 1800’lerde yaklaşık 30 milyon baş bizon var iken 1893’e gelindiğinde bizon varlığı 400 başa gerilemişti.

Bir zamanlar kölelik kurumu, ulusal ve uluslararası düzeyde kabul edilmişti.Britanya,Fransa,İspanya,Hollanda,Portekiz,Belçika, Danimarka,İsveç gibi ülkelerin sömürgeleri olan Afrika ülkelerinde kölelik yaygındı. Afrika’dan toplanan kölelerin sahipleri kölelerden hastalık bulaşmaması bahanesi ve/ya da meyve bahçelerinde meyve yemelerini engellemek için onlara maske bile takmak zorunluğunu getirmişlerdi. Bu sistem daha sonraları Amerika’ya götürülen kölelerde de devam edecektir. Bu şekilde aynı zamanda, dillerini konuşamayacaklar, şarkılarını söylemeyecekler ve tanrılarına dua edemeyeceklerdi.

1948- 1994 yılları arasındaki “Güney Afrika’daki Irkçı Apartheid Rejimi”ni unutmak olası mı? Güney Afrika’da 1948’de Ulusal Parti’nin iktidara gelmesinin ardından ülke, “Apartheid Rejimi” adı verilen ırkçı ve ayrımcı politikalar ile yönetilmişti.

Amerika Birleşik Devletleri’nin parlak gücünün oluşmasında, 250 yıl süren kölelik sisteminde her türlü eza ve cefa altında çalıştırılıp, öldürülen milyonlarca kölenin alın teri ve kanlarının olduğunu anımsatalım mı?

Yakın geçmişte Hitler’in Sovyetlerde ve Avrupa’da yaptığını tekrarlamakta yarar yok.

Batının gözü önünde uygulanan Srebrenitsa Soykırımı ne demeli?

Salt Müslüman oldukları için en az 8.372 Müslüman Boşnak erkek ve çocuk Sırp ordusu tarafından sistematik olarak öldürülmedi mi?Daha sonra Srebrenitsa katliamı II. Paylaşım(Dünya) Savaşı‘ndan bu yana Avrupa‘da gerçekleşmiş en büyük soykırım olarak kabul edildi ve de Hollanda’nın kısmen hatalı olduğuna karar verildi.

Netanyahu da tıpkı Amerika Birleşik Devletleri,Britanya,Fransa,İspanya,Hollanda,Portekiz,Belçika, Danimarka,İsveç gibi ülkelerin yaptığını fazlasıyla Filistinliler’e yapıyor.

İsrail yaklaşık 20 yıldır Gazzelileri, Hitler’in yaptığı gibi kalori hesaplarıyla, açlıkla ağır bir soykırıma maruz bırakıyor.

8 Ağustos 2025 günlü medya haberine göre de Netanyahu’nun , Gazze’nin tamamen işgal edilmesi konusunda karar verdiğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Bade Harabül Gazze

Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail’in Gazze’de açlığı bir silah olarak kullandığını söylemiş ve bölgeye yeterli gıda yardımı girememesini “insan yapımı bir felaket” olarak nitelemiş.

İsrail-ABD güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı“, sözde yardım dağıtım noktaları kurmuş.

Bunca yıkımdan sonra Gazze’nin yeniden inşası için bir Arap planın devreye girecekmiş.

Arap planında üç aşama varmış.

Altı ay sürecek ilk aşamada büyük miktarlardaki enkazın ve patlamamış mühimmatın temizlenmesi planlanıyormuş. Devamındaki iki aşamanın da birkaç yıl sürmesi bekleniyormuş.

Bu sürede sayıları 1,5 milyonu bulan yerlerinden edilmiş Filistinliler geçici konteynerlerde barındırılacakmış.

BM, Gazze’deki hanelerin yüzde 90’ının hasarlı olduğunu ya da tamamen yok edildiğini, okullar,hastaneler, kanalizasyon sistemleri , elektrik hatları,kısaca hayatı yaşamaya değer kılan her şeyin yıkılmış halde olduğunu bildiriyormuş.

Yıkımların baş mimarı Başkan Trump ise “Neden taşınmak istemesinler ki?” diye merak etmeye devam ediyormuş. Üstelik Trump’a “Nobel Barış Ödülü” verilecekmiş .Ne diyelim,Amin Maalouf’un “ Çivisi Çıkmış Dünya”  kitabında dile getirdiği gibi uygarlıklarımızın tükendiği aşamasında mıyız?

Kısaca Gazze’de yaşanan trajedi,belki de unuttuğumuz bir deyimle eşdeğer.Bade Harabül Basra,yaygın galat kullanımı ile Badel harab ül Basra. “İş işten geçtikten sonra…” anlamına gelen bir deyim.

Tam da Gazze için söylenebilir: Bade Harabül Gazze.

Kısaca Gazze’de ölü ya da aç çocuklarının sorumlusu Batılı emperyalist bloktur.

Batılı ülkeler dahil bütün Arap ülkeleri emperyalizme yaslanan bir iki yüzlülük içindedir .

Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’den korkuyorlar” demek az, yıkılmış Gazze’de kendilerine düşen paylaşımı da düşünüyorlar olmasın?

Biz dahil,bütün dünya timsah göz yaşları döküyoruz!

Timsah Göz Yaşları: Yeterince samimi görünmeyen ya da üzgünmüş gibi davranan kişilerin timsah gözyaşları döktüğü söylenir. Etimolojik kökeni günümüzden yaklaşık 1.700 yıl öncesine dayanan bu ifade, timsahların avlarını yerken gözyaşı dökerek sahte bir suçluluk ya da keder gösterisinde bulunduklarını varsayar. .

Bunları da sevebilirsiniz