Analiz 164 – Cahiliye Distopyaları

Cahil bir toplum özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse bile hiç bir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil bir toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen bir adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.”

Nietzsche söylemiş bu sözü. Güç yozlaşmaya eğilimlidir. Mutlak güç, mutlak yozlaşma doğurur. Demokrasi tanımı içinde yer alan yasama, yargı ve yürütmenin bağımsızlığının mutlak gerekliliği bu mutlak güç çekincesindendir.

Demokrasilerde asıl sorun, cahil insanların seçebilme yetersizliğinden çok yasama, yargı, yürütme ve özgür medyanın tekelleşmesidir. Yani demokrasinin asıl sorunu mutlak kontrolsüz güçtür.

Farabi, islam dünyasının en büyük bilim insanlarından biridir. Dokuzuncu yüzyılın bu çok önemli aydının o yıllardan günümüze ulaşan şu sözü çok değerlidir: “İnsan ahlakının temeli bilgidir. Çünkü akıl, iyi ile kötüyü ancak bilgi ile ayırır.”

Doğrular ile yanlışları, kötülerle iyileri birbirinden ayıramayacak bilgisizlikte bir toplumda yaşıyorsanız o zaman ne olacak ?

Bilgisiz, bilgiye değil güce değer veren tüm ilişkileri iktidar olabilme, iktidara yakın durabilme ve boyun eğme kültürü üzerine biçimlenmiş bir toplumda yaşıyorsanız ne gelir elinizden ?

İktidar- bilgi kavgası denince akla ilk gelenlerden biri şüphesiz Galileo Galilei’dir. Kendisinin sahip olduğu bir bilgiyi bilgisiz insanlara anlattı diye Engisizyon’un hışmına uğramış, büyük acılar çekmiş, hapis yatmıştır. Engisizyon’un yani o dönemdeki iktidarın derdi gerçekle veya bilgiyle değildi elbette. İktidarın tek derdi iktidarının devam ettirmesine engel olabilecek doğru veya yanlış olması farketmeyen o bilgiyi yok saymak, göstermemek, başkaları da söylemesin diye insanları korkutmak, sindirmek, konuşursanız “başınıza bu gelir” demekti. Çünkü Galileo anlattıkları ile sahte bir iktidarın temellerini sarsıyordu. Kalabalık ve bilgisiz bir kitleye bilgi sunuyordu.

Bilgisiz, eğitimsiz, bilime inançsız, bilgiden çok güce ve iktidara tapan şu veya bu şekilde iktidarın dizi dibinde olmayı güvence sayan toplumlarda, yasama , yargı ve yürütmenin kol kola olduğu, birbirlerini denetleme fonksiyonunun görülmediği ülkelerde durum hala değişmemiştir.

Medyanın olup biteni anlatmak yerine iktidara çanak tuttuğu bu ülkelerde kendisini aydın diye tanımlayıp iktidardan yana yaşayan bir çok insan vardır. Aydın’ın “muhalif” değil, “yardakçı” olduğu bu ülkelerde her şey ne yazık ki Galileo döneminden farksızdır.

Dünyadaki düşünsel entellektüel seviyenin böylesine bilinçli bir biçimde aşağı çekildiği bir süreçte Dağarcık Türkiye olarak Distopya Toplantılarını başlatıyoruz. 15-16 Kasım’da Ayvalık’ta Destek Tasarım Akademisinde “Cahiliye Distopyaları” teması ile 1. Ayvalık Distopya Toplantılarını gerçekleştiriyoruz.

Distopya Toplantılarının tanıtım görsellerinde belirttiğimiz gibi ;

Sistemler ve cihazlar akıllı hale geldikçe, enformasyon arttıkça cehalet yayılıyor. Bu tehlikeleri ön görenlerimiz olmuştu, Asimov, Orwell, Huxley, Zamyatin gibi. Bu öngörülerinin adı distopya idi. Distopyaları ile geleceği anlatırken esasında günümüzü eleştirdiler.

Bu gün cehalet ve aptallık hayatımızı kuşatıyor. Cehaletten aydınlığa sığınıyoruz. İnsanlığın en eski karanlık günlerinde olduğu gibi ateşin ve aydınlığın etrafında toplanıyoruz. Bu kez distopyaları, içine düştüğümüz karanlığı konuşuyoruz”

1.Ayvalık Distopya Toplantıları ile ilgili haberleri Dağarcık Türkiye’nin sosyal medya sayfalarından takip edebilirsiniz. Katılım ücretsiz ve herkese açıktır.

Tüm Dağarcık Türkiye okurlarını bekliyoruz.

Aydınlık bir ay dileğimle,

Bunları da sevebilirsiniz