LİSE ÖĞRENCİLERİNİN YAZILARINDA
“ATATÜRKÇÜLÜK” ve “ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ”
GİRİŞ
Günümüz eğitim anlayışı içinde test tekniğinin sisteme hâkim oluşu çoğu zaman öğrencilerin duygu ve düşüncelerini yazılı ifade edebilmeleri konusunda zorlandıklarını göstermektedir. Lise öğrencilerine yönelik böyle bir çalışma yapılmasının amacı bu zorluğu bir nebzede olsa hafifletebilmektir. Örneğin test sınavlarında akademik olarak çok başarılı olabilen bir öğrencinin ilgili bir konuda yazılı sınav yapılması halinde bilgi hataları ve kavram kargaşası içinde olduğu durumlarla karşılaşılabilmektedir. Biz eğitimcilerin öncelikle öğrencilerde var olan kavram karmaşalarını tespit etmek ve bilgi eksikliklerini tamamlamak gibi bir görevi de üstlenmeleri gerekmektedir.
DERS KİTAPLARINDA GEÇEN “ATATÜRKÇÜLÜK” VE “ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ” TANIMLARI
“Atatürkçülük, Türk devleti ile toplumun her alanda çağdaşlaşmasıyla ilgili genel hedefleri, amaçları ve ilkeleri belirten bir düşünce sistemidir.”
“Atatürkçü düşüncenin hedeflerinden birisi tam bağımsızlıktır”, “Atatürkçülük, milli egemenliğe dayalı, güçlü bir devleti öngörür.”
“Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsız, huzur ve refaha sahip olması, devletin milli egemenlik esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılmasın amacı ile temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına, ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere Atatürkçülük denir.”
“Atatürkçülük bir bütündür”,
“Atatürkçülük yabancı siyasi akımlar ve ideolojilerle açıklanamaz”
“Atatürkçülük devlet hayatının her alanını ve toplumun fikir hayatını kapsar. Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olmasını amaçlar. Devletin, millet egemenliği esasına dayandırılmasını öngörür. Aklın ve bilimin öncülüğünde, Türk kültürünün, çağdaşuygarlık düzeyi üzerine çıkarılmasını hedef alır”.
“Atatürkçü Düşünce Sistemi, Atatürk’ün ilkelerine bağlı olarak çağdaş uygarlığın üzerine çıkma yolunda yürümek, ülkemizi yükseltmek idealine denir. Bu düşünce sisteminin temel esasları Atatürk tarafından benimsenmiştir.”
İKİ AYRI KAYNAKTAN “ATATÜRKÇÜLÜK” TANIMI
“Fikrî miras” olarak Atatürkçülükten, bugün de yaşayan bir ideoloji, Türkiye’nin bugünkü ve yarınki güncel meselelerinin çözümünde kullanılabilecek bir inanç sistemi, aksiyon programı ve metodu anlaşılmalıdır”.1
“…Kemalizm, bugünkü adı ile Atatürkçülük çağdaş bir öğretidir. Türk toplumuna yetmiştir, yetecektir; pek çok milletlere örnek olmuş, bir model olarak benimsenmiştir…”2
“Atatürkçülük gerçekliklere, ilime ve toplumun temel ihtiyaçlarına yönelik öğretilere dayanır. Sorunların çözüm noktasında izlenecek yol Atatürkçülük programı içinde aranmalıdır. Bağımsızlık mücadelesi yolunda zorlu ve çok kayıplı süreçler geçiren Türk milletinin uygarlık yolundaki en doğru yol göstericisidir Atatürkçülük. “Atatürkçülük, Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimlerin düşünsel yönü ve kaynağıdır”.3
Lise öğrencilerinin Atatürkçülük dendiğinde neler düşündüklerini ve neler anladıklarını ortaya çıkarmaya yönelik çalışmada öğrencilerden “Atatürkçülükten ne anlıyorsunuz” konulu bir yazı yazmaları istendi. Yazılar içerik olarak incelendi. Öğrencilerin yazdıkları ile Atatürkçülük konseptinin içeriği karşılaştırılmaya çalışıldı.
SONUÇLAR ve YORUMLAR
Öğrencilerin konu ile ilgili düşünceleri;
“Atatürkçülük özgür ve bağımsız olmak, doğru yoldan hiçbir zaman ayrılmamak, zorluklara gerektiğinde tek başına katlanmak, baskı altında kalmadan yaşamak, millet olma duygusu ve her zaman ileriye bakmaktır.
“Atatürkçülük, Atatürk’ün siyaset ve bilim stratejilerinin, Türkiye’nin kalkınması için yaptığı çalışmaların temelindeki çağdaş ve laik olan düşünce sistemidir. Bu sistemi güneş sistemine benzetebiliriz. Gezegenler Atatürk’ün hedefleri ve ilkeleri güneşte aklın ve mantığın ışığı”.
“Atatürkçülük yan yollara ve ara sokaklara sapmadan o yolda ilerlemektir. Sadece o yolu takip etmektir”.
“Atatürkçülük yaşam gezegeninin on binlerce sokağından en güzelidir”.
“Atatürkçülük, biraz Mimar Sinan, biraz Kanuni, biraz Newton biraz Beethoven, biraz eğlence, biraz bilim, biraz kültür ve sanattır”.
“Atatürkçülüğün emperyalizme bir tekme, monarşizme bir Osmanlı tokadı atmak olduğunu. Söylesene cehalet desene benim en büyük düşmanımdır diye. Evet, Atatürkçülük cehalete karşı olup bilinçlenmektir”.
“Atatürkçülük mantıklı yaşamaktır; bu mantığın sonucunda ödüllendirilmektir barışla, huzurla ve güvenle”.
“Atatürkçülük hüzünlere karşı ayakta durabilmektir”.
“Atatürkçülük, demek geçmişe saplanmak demek değil, geçmişten ilham alarak, düşünce tarzını benimseyip geleceği sağlam temeller üstüne inşa etmektir”.
“Atatürkçülük, Atatürk’ün kurduğu bu ülkeye layık olmaya çalışmaktır”.
“Atatürkçülük özgür ve özgün düşüncelere sahip çağdaş bir toplum oluşturacak bir düşünce sistemi yaratabilmektir”.
“Atatürkçülük şeffaf bir bardaktaki sudur mesela. O bardağa uzaktan boş gözlerle bakarsın ve o bardakta su var dersin. Ama asıl önemli olan o bardağın yanına gidebilmektir. Hatta bardağın yanına gidip oradaki suyu içebilmektir. Çünkü o suyu içtiğimiz zaman biliriz ki içimiz ferahlayacak. Aynı şekilde eğer bizde Atatürkçülüğü hayatımızın temeline koyabilirsek ferahlarız, bütün karanlıklardan kurtuluruz…”
“Atatürkçülük Mustafa Kemal’in izinden gitmek değil, ideal toplum yapısını günümüz Türkiye’sine uyarlamaktır”.
“Batmayan Güneş” başlıklı yazıdan: “Atatürk’ün idealizmini yaşatmak demek; ceketin yakasında Atatürk rozeti veya bayrak taşımakla yetinmek değil, hayatın her alanında milli menfaatler doğrultusunda Atatürk’ün bize emanet ettiklerini korumak ve nesilden nesile adeta bu meşaleyi, alevini söndürmeden taşıma edasıyla aktarmaktır”.
“Su” başlıklı yazıdan: “Zor olan gerçeği görmek mi? gerçeği görüp de gözlerini kapamak mı? Yoksa kendi gerçeğini yaratmak mı? Atatürk’ün kurduğu düzen yeni bir gerçeklik….” “…..Tepeye baktığımızda gözlerinin yansıttığı maviliği gördük. Güven ve umut var orada, bunu görünce rahatladık. Adam cebinden pusula çıkardı, bize gülümsedi ve var gücüyle koşmaya başladı. Hepimiz berrak suya vardık…” Sadece birkaç cümle alınan bu yazının tamamında öğrenci büyük bir ustalıkla edebi bir dil kullanmış ve verdiği başlık altında çok başarılı betimlemelerle Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü ele almıştır. Atatürk’ü büyük bir kahraman ve lider olarak aydınlık yarınların berrak suyu olarak tasvir etmiştir. Günümüzün siyasi ve sosyal oluşumları içinde berrak suyu bulanıklaştırılmaya çalışıldığını da oldukça başarılı ifadelerle kaleme almıştır.
“Farklılaşma” başlıklı yazıdan: “….Asıl Atatürkçü olanlar, Atatürk’ün düşüncesini savunduğu kadar düşüncelerini uygulayanlar değil midir?…..”, “….Ülkeyi korumak ve geliştirmek istiyorsak, Atatürk’ü uygulamak ve çalışmak yeterlidir. Tüm halk birleşip bunu yapabilirsek belki bir Atatürk olabiliriz”. Yazıda öğrenci Atatürkçülüğe bakışın dün ve bugün arasında farklılaşan bakış açıları ile ilgili değerlendirmeler yapmıştır. Günümüz bakış açılarına ve uygulamalarına karşı sitemkâr bir dil ve üslup kullanılmıştır.
“Her Şey’e” başlıklı yazıdan: “…Vatan elden giderken ülkenin dört bir yanında savaştı Her Şey…. En büyük öğretmen, lider, önder, düşünürdü Her Şey… Ben, siz, hepimiz oyduk. Bizler onun eseriydik, onun evlatlarıydık…” Öğrenci yazısında büyük öndere duyduğu sevgi ve hayranlığı anlatan ifadelere yer vermiş, ulusal kurtuluş mücadelesinde yaşanan sıkıntıları dile getirmiştir. Dili sade ve akıcı, duyguları içten ve sıcaktır.
Bazı yazılarda Atatürk’ün de bir insan olduğu ve onun da hatalarının olabileceği farklı cümlelerle ifade edilmiştir. Öğrencilere göre Atatürk’ü körü körüne sevmek kadar tanımadan sevmemekte aynı oranda tehlikeli bir durumdur. Öğrencilerin yazılarındaki saptamalar, değerlendirmeler ve görüşler öğrencilerin basın yayın organlarını takip ederek siyasi günceli de takip ettiklerini göstermektedir.
Atatürk’ü öğrenmeden, tanımadan, anlamadan Atatürkçülüğün ne olduğunu bilmenin mümkün olamayacağı farklı cümlelerle yazılarda dile getirilmiş. Ülkede bir kavram karmaşası yaşandığı pek çok insanın kavramların içini dolduramadıkları için ya da yanlış bildikleri için özellikle devlet kurumlarında Atatürkçülük anlayışının eksik olmasından dolayı duyulan rahatsızlıkları kaleme almıştır.
Yazılarda Atatürk’le ilgili övgü dolu cümlelerde yer alır. “Bu milleti yeniden yaratırken, kendi ideallerini, ilkelerini, tecrübelerini ve yapmış olduğu detaylı araştırmalarını harmanlayarak, dünyadaki en güçlü soyut silahı yapmıştır. Bu silah, gücünü milli kültürden, akıl ve bilimden, adaletten, doğruluktan ve milletin ihtiyaçlarından almıştır. …….tarihçiler tarafından –Kemalizm- diye anılır, fakat biz Türk vatandaşları bu silaha Atatürkçülük diyoruz”.
Toplumda Atatürk ve Atatürkçülük karşıtı görüş ve davranışların var olduğu, bunun geleceğe dair aydınlık düşünceleri gölgelediği kaleme alınan konulardan biridir. Atatürkçülüğün özelliklerine de vurgu yapılan yazılarda öğrenciler güçlü kavramsal bilgiler içeren uzun ve düzgün cümleler içeren paragraflarla konuyu irdelemişlerdir.
Öğrenciler yazılarına, “Ben de Atatürkçüyüm…”, “Günümüz ve Atatürkçülük”, “Atatürkçülük ve Kemalizm” gibi başlıklar koyarak düşüncelerini bu başlıklar çerçevesinde ele almışlardır.
Bazı başlıklar ve yazılardan kesitler: “Işık, “Gerçekten Atatürkçü müyüz?”, “Atatürkçü Türkiye”, “Atatürk’ü Anlamak”, “Atatürkçü Gençlik”, “Doğru Yolu Ancak Doğru Rehber Gösterebilir”.
“Doğru Yolu Ancak Doğru Rehber Gösterebilir” başlıklı yazıdan: “Rotası olmayan bir geminin gideceği yere dalgalar karar verir…. Atatürkçülük en zor anlarımızda sığınabileceğimiz bir limandır. O bizim pusulamızdır. Yolumuzu kaybettiğimizde bize doğru yolu gösterecek olandır…”
“Atatürkçülük dimdik durmaktır. Atatürkçülük adalettir…”
“Atatürkçülük hiç durmadan düşünmektir…”
“…Atatürkçülük, bu vatanın evladı için bir düşünce sistemi değil, yaşayış tarzıdır…”
“….Atatürkçülük Atatürk’ü anlamak, bilmek ve sevmektir…”
“Işık” başlıklı yazıdan bir kesit: “Atatürkçülüğün yani Atatürk ilke ve inkılaplarının önümüzdeki yolu aydınlattığını, geleceğimizi şekillendireceğini, en azından öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Fakat bu mirasın başka emellere alet edilebileceğinin de farkındayım…”
DEĞERLENDİRME
Öğrenci yazılarının tamamına bakıldığında, öğrencilerin öncelikle Atatürk’ü nasıl anladıkları, Atatürkçülüğü nasıl yorumladıkları görülmektedir. Yapılan yorumlar, tanımlar ve değerlendirmeler öncelikle ve özellikle eğitimcilerin öğrencilere aktarımı sırasında kazandırmaları gereken bilgiler olarak değerlendirilebilir.
Yazıların içeriği, kullanılan dil ve üslup öğrencilerin yaş ve sınıf özelliklerine göre değişkenlikler göstermektedir. Sınıf ve yaşın büyümesiyle ifadeler, yorumlar ve değerlendirmeler daha çok soyut kavramların yer aldığı uzun cümlelerle ifade etme şekline dönüşmüştür. Yine alt sınıflarda öğrenciler Atatürk’ün yaşamına dair önemli bilgileri yinelemekte, onun askeri başarılarından gururla söz etmektedirler. Sınıfların büyümesiyle beraber kullanılan ifadeler, yazım dili ve üslup eleştirel, sorgulayıcı ve tartışmacı bir şekle dönüşmektedir.
Üst sınıf öğrencileri günceli daha yakından takip eder cümlelerle mevcut siyasi ve sosyal oluşumları eleştirmekte ve sorgulamaktadırlar. Yazıların hemen hepsinde Atatürk’e duyulan sevgi, hayranlık ve bağlılık dile getirilmiştir.
Tüm yazılar incelendiğinde bazı bilgilerin sıklıkla tekrarlandığını, ortak duyguların ve düşüncelerin ifade edildiği görülmektedir. Düşüncelerini düzgün cümlelerle ifade edemeyen öğrencilerde vardır. Öğrenciler Atatürk’e duydukları sevgi ve hayranlığı içten ve samimi duygularla kâğıtlara dökmüşlerdir. Bu geleceğe dair sevindirici ve umut vericidir. Atatürk ülkesi için canını ortaya koymuş lider bir karakterdir öğrencilerin gözünde. Onun izinden gitmek, hiç durmadan tıpkı onun gibi çalışmak
Yazılardan çıkarılabilecek ve biz eğitimcileri sevindirecek sonuçlardan biri de öğrencilerde Atatürkçülük bilincinin oldukça iyi olduğu gerçeğidir. Bu başarı sayılabilecek bir neticedir. Bu başarıda sadece anlatımların değil görsel materyallerin de etkisi olduğu düşünülebilir.
KAYNAKÇA
8. Sınıf T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Kitabı
12. Sınıf T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Kitabı
ŞAHİN Recep, “İdeoloji ve Atatürkçülük” Yeni Forum, C.10, S.246, (1-15 Aralık 1989), (35-42), s.35.
POLAT O. Fazıl, “Atatürk” (Komutan, Devrimci ve Devlet Adamı Yönleriyle) T.C. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1980, s.501.
KÖKLÜGİLLER Ahmet, “Atatürk’ün İlkeleri ve Düşünceleri” Toplumsal Dönüşüm Yayınları, Zafer Matbaası, İstanbul, 2000, s.96.
1Recep Şahin, “İdeoloji ve Atatürkçülük”,Yeni Forum, C.10, S.246, (1-15 Aralık 1989), ( 35-42), s.35.
2O.Fazıl Polat, “Atatürk” (Komutan, Devrimci ve Devlet Adamı Yönleriyle), T.C. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1980, s.501.
3 Ahmet Köklügiller, “Atatürk’ün İlkeleri ve Düşünceleri”, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, Zafer Matbaası, İstanbul, 2000, s.96.