Ütopyalar Toplantısında ”Bereketli Hilal”i konuşacağız.
Ortadoğu haritasını gözümüzün önüne getirdiğimizde, sırtını Toroslara ve Zağros Dağlarına dayamış, gövdesi Dicle ve Fırat’la sulanmış, uçları Süveyş’te ve Basra’da biten bir hilali görmek mümkün.
Bu bölgeyi, ilk kez James Henry Breasted ”Bereketli Hilal” olarak adlandırmış. Mısır uzmanı, arkeolog Breasted Mısır’a dair modern büyük ilginin fitilini ateşleyenlerin başında gelir.
Bereketli Hilal bugün yeniden anlam kazanıyor.
Türk okur ve izleyici bakımından Bereketli Hilal büyük ölçüde emperyalist bölüşüm savaşlarının minderlerinden biridir yalnızca.
Kültürel bir perspektiften bakanlar için etnik çatışmaların, kutsal mekanların, tarihsel anıtların ev sahibidir.
Bu hilali bereketli kılan zenginliklere odaklananlar için paylaşılası zenginliklerin diyarıdır bu bölge.
Günümüzde, küresel çatışmaların tıkandığı, zaman zaman alevlenip küllendiği bir patlama sahasıdır.
Geçmişte petrole şimdiyse çeşitli minerallere ve zengin su kaynaklarına ev sahipliği yaptığı için bir paylaşım sahasıdır.
Türkiye hem Bereketli Hilal’e dahildir hem de bu hilalin yanı başında bir yıldızdır. Bu yıldızın parlaması, bereketli hilalle buluşmasına da bağlıdır.
5 Haziran 2025’te Cumhuriyet gazetesi Olaylar ve Görüşler köşesinde Dr. Gülay Ertürk’ün bir yazısı yayımlandı: ”Bereketli Hilal’in Modern Yüzü”.
Sayın Ertürk şöyle diyor: ”Dünyada sanayi devrimleri ardı ardına yaşanırken, Türkiye hâlâ 3.0 aşamasında. Yani hâlâ tam otomasyon sağlanamamış, dijitalleşme sınırlı, yapay zekâ gibi teknolojiler sanayiye entegre edilememiş durumda. Oysa dünya 5.0’ı konuşuyor. Japonya, insansız fabrikaları, robotlaşmayı, yapay zekâ destekli üretimi çoktan devreye aldı.
Peki, Türkiye bu yarışta geri mi kalacak? Kalabilir. Ama bu, ülkenin kalkınamayacağı anlamına gelmiyor. Türkiye, belki sanayide 5.0’ı yakalayamayabilir. Ancak tarımda, hayvancılıkta, gıdada ve biyolojik zenginlikte öyle bir potansiyele sahip ki, kendi kalkınma modelini sıfırdan yazabilir.
Türkiye, Avrupa’nın en büyük tarım arazilerine sahip ülkelerinden biri. Dört mevsimi aynı anda yaşayan, 7 tarım bölgesine sahip ender ülkelerden. Bitki çeşitliliği açısından Avrupa’nın tamamından daha zengin. Hâlâ kendi kendine yetebilecek su ve toprak rezervlerine sahip. Hayvancılıkta bin yıllık geçmişi olan bir coğrafya. Bu ülke sadece kendi halkını değil, en az iki katını besleyebilecek kapasiteye sahip.”
Su ve gıda krizinin önem kazandığı çağımızda, yer altı suları bakımından zengin, modern tekniklerle denizden su elde edilmesiyle sulanabilecek geniş sulama alanlarına sahip, verimli, ürün çeşitliliğine sahip toprakların üstünde bulunuyoruz. Yanı başımızda siyasal istikrarsızlık nedeniyle yeni fırsatların yakalanabileceği geniş alanlar bulunuyor.
Türkiye Bereketli Hilal’in öncüsü, yıldızı olabilir. Bereketli Hilal’deki zirai ve madeni üretimi yayabilecek lojistik imkanlara sahip bir ülkeyiz. Bölge ülkeleriyle anlaştığımız ve deniz alanlarımızı verimli kullandığımız takdirde, Ege, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’e ilaveten Hazar, Süveyş, Basra ve Hürmüz üzerinden lojistik imkanlarımızı genişletebilecek durumdayız.
Bereketli Hilal bir üretim, geçiş ve güvenlik sahasıdır. Türkiye’nin hukukunu tesis ettiği, tarihi ve toplumuyla barıştığı, ekonomisini sağlam inşa edebildiği ölçüde yıldızının parlayacağı yakın bir gelecekte Bereketli Hilal yeniden bir küresel merkez olabilir.