Gündelik dilde “mantık” ifadesini sıklıkla kullanılırız: Mantıklı hareket etmek, mantıklı olmak, mantıklı konuşmak vb. Mantık, doğru düşünmenin yöntemi veya doğru düşünmenin kurallarını konu edinen bilim olarak tanımlanır.
Eleştirel Düşünmede tanımladığımız haliyle mantık, sözel veya yazılı bir biçimde ifade edilen önermelerin doğruluğu, tutarlılığı ve bu önermeleri kullanarak kurduğumuz argümanlardan elde ettiğimiz sonuçları çıkarsarken geçerliliğini belirleyen kuralları konu edinen bir çalışma alanıdır. Diğer bir deyişle, sunulan argümanların geçerli olup olmadığını, eğer geçerli ise öncüllerinin doğru olup olmadığını sınarken kullanacağımız bir araçtır. Mantık sadece olguları ve doğru savları ifade etmek için değil, aynı zamanda bu olgu ve savları sağlam bir akıl yürütmeyle desteklemek için gereklidir. Akıl yürütmek ise birtakım varsayımlardan veya doğrulardan başlayıp doğrulardan veya kabullerden hareket ederek bir sonuca varmak demektir. Diğer bir deyişle belirli bir sonucu göstermek, destelemek, kanıtlamak için nedenler sunmaktır.
Bu bağlamda düşünme, akıl yürütme anlamına gelir. Akıl yürütme (muhakeme, usavurma), öncül denilen bir veya daha çok sayıda yargıdan sonuç denilen bir yargının elde edilmesi işlemidir. Yargı, doğru veya yanlış bir düşünce (iddia, sav) demektir. Akıl yürütmenin doğru olması, öncüllerin doğru olması durumunda sonucun da doğru olması demektir. Eleştirel düşünmenin temel amacı, gündelik dille kurulmuş argümanların, dikkatli bir dilsel inceleme ve iyi akıl yürütme ilkeleri ile ele alınıp değerlendirilmesidir. Bu amaçla, çeşitli şekilde ifade edilen argümanların genel yapıları saptanıp ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Eleştirel düşünme, felsefecilerin ve mantıkçıların gündelik dilde (ve yaşamda) karşılaştıkları argümanları çözümlemesi, değerlendirmesi ve geliştirmesi olarak tanımlanır. Bu tanıma göre sadece günümüz mantığının kuralları değişmeden, aynı zamanda insanlık tarihi kadar eski olan akıl yürütme, çözümleme ve çıkarım kuralları hem kuramsal hem de uygulamalı olarak ele alınarak yöntemsel bir dizge sunulması amaçlanır.
Eleştirel düşünmenin uygulama alanı bilim, siyaset, hukuk ve felsefe başta olmak üzere uslamlamanın sıklıkla kullanıldığı açıklama ve değerlendirme kurallarının uygulanabileceği her türlü akıl yürütme biçimi olabilir. Bu akıl yürütme biçimleri tümdengelimli veya tümevarımlı ve olabileceği gibi daha özel olarak sorgulayıcı, tartışmacı, görsel, işitsel, iletişimsel vb. gibi farklı alanlara da ait olabilir.
Temel Terimler
Argüman: Belirli bir iddiayı ve o iddiayı destekleyen önermeleri içeren önermeler kümesi.
Önerme: Doğruluk değeri alabilen (doğru veya yanlış olan) yargı bildiren tümce.
Öncül: Argümanın içerdiği önermelerden argümanın sonucu olan iddiayı destekleyen önerme.
Dolayısıyla, Argüman = Öncül (veya öncüller) + Sonuç (iddia)
Argümanın soyutlanması: Argümanı içeren bir metinden veya görsel/işitsel bir malzemeden bir iddiayı ve bu iddiayı destekleyen öncülleri ayrıştırmaktır. Dolayısıyla, bir bütün olarak argümanı oluşturan önermeler kümesini net bir şekilde göstermektir.
Argümanların Çözümlenmesi: Yazarın/metnin neden, sonuç vb. olarak sunduğu nedir? Yazarın kastettiklerini çözümlemenin en iyi yolu kurabileceğiniz en iyi argümanı ortaya çıkaracak şekilde kurmak ve yazarın bu şekilde yorumlanıp yorumlanamayacağını sormaktır. Bu tür durumlar dikkate alındığında, bunun bizi bir argümana götüren mekanik bir yöntem olmadığı; muhakemenin ve hayal gücünün gerekli olduğu görülecektir.
Argümanın değerlendirilmesi: Argüman soyutlandıktan sonra ortaya çıkan önermelerden öncül (veya öncüller) ile sonuç arasındaki bağlantıyı kimi ölçütlere göre değerlendirmek.
Geçerlilik: Bir argümanın tüm öncülleri doğru olduğunda sonucunda doğru olma zorunluluğudur. Diğer bir deyişler, bir argümanda doğru öncüllerden hareket edilerek yanlış bir sonuç çıkarsanabiliyorsa argüman geçersizdir denir. Ayrıca, sonuç da öncüllerinden çıkarsanabilmelidir. • Sonuç, öncüllerinden ancak ve ancak öncüllerinin doğruluğunun, sonucun doğruluğunu garanti altına alması koşuluyla çıkarsanır.
Mantığın bir argümanda sonucun öncüllerden çıkartılıp çıkartılmadığı veya türetilip türetilmediği ile ilgilendiğini söylemiştik. Argümanın geçerliliğini sınamamız için öncelikle argümanı içeriğinden soyutlayarak argümanın mantıksal biçimini ortaya koymamız gerekir. Ardından öncülleri doğru kabul ettiğimizde sonunda zorunlu olarak doğru olması gerekir. Diğer bir deyişle, bir çıkarımın geçerliliği doğru öncül veya öncüllerden yola çıkarak yanlış sonuca ulaşamam durumunu göstererek sınanır. Dahası, sonuç ifadesini de argümanda sunulan öncüllerden türetebilmemiz gerekir.
Hepdoğru veya mantıksal doğruluk: Eğer bir önerme olanaklı tüm durumlarda doğru doğruluk değerini alıyorsa ona “hepdoğru (totoloji)” veya “mantıksal doğru” denir. Mantıksal doğrulara olası her yorumlamada doğru oldukları için aynı zamanda “zorunlu doğrular” denir.
Çelişki veya mantıksal yanlışlık: Eğer bir önerme mümkün tüm durumlarda yanlış doğruluk değerini alıyorsa ona “çelişki” veya “mantıksal yanlış” denir. Mantıksal yanlışlara, olası her yorumlamada yanlış oldukları için aynı zamanda “zorunlu yanlışlar” denir.
Olumsallık: Bir önerme, en az bir olanaklı durumda doğru ve en az bir olanaklı durumda yanlış doğruluk değeri alıyorsa o önermeye “olumsal önerme” denir. Diğer bir deyişle bir önerme ne hepdoğru ne de çelişki ise olumsaldır.
Tutarlılık: En az iki önermeden oluşan bir önerme kümesinin doğruluk tablosunda eğer önermelerin tamamının doğru olduğu en az bir olanaklı yorumlama varsa önermelere “tutarlı” denir. En az iki önermeden oluşan bir önerme kümesinin doğruluk tablosunda eğer önermelerin tamamının doğru olduğu hiç bir olanaklı yorumlama yoksa önermelere “tutarsız” denir.
Anahtar kelimeler: Eleştirel Düşünme, Mantık, Önermeler, Mantık Terimleri, Eleştirel Düşünme Terimleri.