Yuanyang, Jianshui
Kuzey Vietnam’da Sa Pa bölgesindeki gezimizi tamamladıktan sonra Lao Cai’ye gelip, iki ülkenin sınırını oluşturan Kızıl Nehir üzerindeki köprüden geçerek Çin’in Yunnan eyaletine Hekou’dan giriş yapıyoruz.
Çin’in güneybatısında dağlık bölgede yer alan Yunnan, Çin’in sekizinci büyük eyaletidir. Güzel ülkemizin yarısı kadar yüzölçümüne ve 48 milyon nüfusa sahip olan bu eyalet, Çin’de en fazla etnik gruba ev sahipliği yapan bölgedir. Çin’deki 56 etnik grubun yarıya yakını Yunnan’da bulunur. Çin’deki çoğunluğu oluşturan etnik grup Han’lardır. Yunnan’da yaşayan etnik azınlıklar arasında Yi, Bai ve Hani’lerin nüfusu daha fazladır. Yunnan seyahatimizin ilk duraklarında Hani ve Yi etnik grubuyla, Dali’de Bai etnik grubuyla, Lijiang’da Naxi insanlarıyla, Shangri La’da Tibetlilerle tanışacağız.
Kuzeyden güneye uzunluğu 900 km olan eyaletin kuzeyinde karlı dağlar, buzullar, güneyinde yağmur ormanları, batısında volkanlar bulunur. Çayın doğum yeri olarak tanımlanan Yunnan’da, kuzeye doğru gittikçe rakım yükselir; eyaletin yüksek noktası 6740 metre yüksekliğindeki Kawagarbo Tepesi, Tibet sınırında yer alır. En alçak yeri, 76 metre rakımdaki Hekou şehridir.
Yunnan: bulutların güneyi veya bulutlu dağların güneyi anlamına geliyor. Eyaletin başkenti olan Kunming, eskiden Yunnan adıyla bilinirmiş. Çin’in ilk uluslararası tren yolu da bu bölgede 1904-1910 yıllarında, Çinhindi ile Güneybatı Çin arasında verimli bir ulaşım yolu geliştirmek için Kunming ile Hanoi arasında yapılmış. Bu tren yolunun Kunming-Hekou arasındaki bölümü 466 km uzunluğunda olup, topografik ve ekonomik nedenlerle rayların genişliği 1 metre olduğundan yavaş gidiyormuş. Önceden trenle 24 saatte gidilen Kunming –Lao Cai arası günümüzde 5 saatte sürüyor.
Hekou’dan 185 km mesafede, Kunming’den 320 km mesafede, eyaletin güneydoğusunda yer alan Yuanyang, Unesco Dünya Mirası listesindeki 1300 yıllık Hani pirinç terasları ile ünlüdür. Otoyola paralel akan, eyaletteki dört büyük nehirden biri ve Yangtze’nin bir kolu olan Yuanjiang (Yuan) Nehri yolculuğumuza eşlik ediyor. Pirinç teraslarını görmek için, Nansha’yı (Yeni Yuanyang) geçtikten sonra 30 km mesafedeki Xinjie’ye (Eski Yuanyang) geliyoruz. Burası, Ailao Dağı’nın yamaçlarından Kızıl Nehir kıyılarına kadar uzanan, 140 metreden 3000 metreler arasında değişen rakımda 165 kilometrekare alana yayılan Honghe Hani pirinç tarlalarının merkezidir. Ziyaret için en iyi aylar Kasım-Mart arasıdır.
Honghe Hani pirinç teraslarının çeşitli bölümleri arasında, gün doğumunu izlemek için Duoyishu (Duo Yi Shu) pirinç terasları, gün batımını izlemek içinse Bada (Ba da) ve Laohuzui terasları öneriliyor. Xinjie’den 27 km mesafedeki Duoyishu terasları 4 kilometrekare alana yayılıyor. Manzara platformunun bulunduğu teraslarda toprak kayması olduğu için sadece bir bölümünden izlemek mümkün olabiliyor. Platform yerli turistlerle kalabalıklaştığı zaman, yan taraftaki Duo Yi Shuo Viewing Hotel’in basamaklarından inip, manzaraya bakan otel odalarının önünden geçerek aşağıdaki küçük platformlardan da, sisler içindeki terasların gün doğumuyla aydınlanan muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.
Xinjie’den 15 km mesafedeki Bada terasları, 9.5 kilometrekare alana yayılır. Manzara platformundan veya yol kenarında biraz yürüyerek, 800 metreden 2000 metreye yükselen pirinç teraslarının şahane manzarasını değişik açılardan izleyebilirsiniz. Seviye sayısının 3700 civarında olduğu söylenen Bada teraslarının sonsuzluğa uzanan görüntüsünü izlemeye doyulmuyor.
Bada teraslarının yayıldığı alan içinde, Xinjie kasabasının 6 km güneyinde yer alan Hani köyü Jingkou (Qinkou) bir başka manzara noktasıdır. Pirinç terasları arasındaki köy yolundan aşağıya doğru yürürken, hayvanlarıyla veya çocuklarıyla yürüyen yerli kadınlarla karşılaşırsınız. 238 haneli köyün taş sokaklarında, siyah veya koyu mavi renkli kıyafetli ve türbanlı Hani insanlarını görür, el işleri ve gümüş satan dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.
Köy meydanında, Hani halkının yaşadığı geleneksel evlerin sembolü olan Mantar ev yer alır. Çatısı sazdan yapılmış, kerpiç duvarlı, şekli mantara benzeyen bina, yazın serin kışın sıcak tutar. Mantar evin içi üç katlıdır; ilk katta çiftlik hayvanları ve gereçler, İkinci katta odalar ve mutfak bulunur, üst kat ise depo alanı olarak kullanılır. Meydandaki Yuanyang halk kültür sergi salonunda, uzun sokak ziyafeti adlı bir maket dikkati çeker. Her yıl hasat sonrası ekim sonu-aralık başı arasındaki dönemde, Hani insanları uzun ejderha festivalini gerçekleştirir. Festivalin son akşamında, sokakta çok sayıda masa ile uzun bir sofra kurularak yemek yenir, kutlama yapılır. Makette dikkati çeken kısa pantolonlu, beyaz örtülü kadınlar Hani’lerin Yiche adı verilen bir alt grubundandır. Yi’ler ise çok süslü, güzel kenarlı örtüler taşır.
Eski adı Lin’an olan Jianshui, Yuanyang’dan 112 km mesafede ve Kunming’in 220 km güneyinde yer alıyor. Ming hanedanlığı (1368-1644) döneminde oldukça zengin ve büyük bir şehirmiş. O dönemdeki orijinal şehrin geleneksel tarzı hala korunuyor. Antik şehri çevreleyen surlar yirminci yüzyılda yıkılmış. Şehrin kalan dört kapısından en önemlisi olan doğu kapısı Chaoyang, 1389’a tarihlenir. Antik kentin simgesel yapısı olan bu üç katlı kapının görünüşü, Pekin’deki Tiananmen kulesine benzer. İçinde Ming hanedanlığından kalan büyük bir çan bulunan kulenin üzerinden antik kentin panoramik manzarası izlenebilir. Antik şehir çevresindeki tarihi tren yolu, yüzyıllık dar demiryolunun bir parçasıdır. Chaoyang kapısının yakınındaki istasyon ile Tuanshan köyü arasında turistik sefer yapan tren, Çift Ejderha köprüsünde durur.
Zhu Aile Bahçesi olarak adlandırılan, Qing Hanedanından zengin bir aile olan Zhu kardeşlerin yaptırdığı, 19. yüzyıl sonlarına tarihlenen, dönemin mimari özelliklerini yansıtan büyük ölçekli bu ev ve bahçesi, eski şehir merkezindeki Hanlin sokağının ortalarında yer alır. Eski şehrin, takı, seramik dükkanları, gümüşçüler, butikler sıralanan renkli sokaklarında dolaşarak buraya ulaşırsınız. Zhu ailesinden 100 kişinin yaşadığı, 20.000 metrekare alana yayılmış olan 42 odalı ev, köşklerden, iç içe geçen 214 şık avludan ve dekoratif havuzları, şelalesi, bitkileri ve çiçekleriyle rüya gibi bir bahçeden oluşuyor. Kültür devrimi zamanında yağmalanıp yakılmış olan bu ev, bir dönem otel olarak da kullanılmış. Evin girişinde ortada yer alan yüksek eşikli kapı, dışarıdan iç kısımların görünmesini engelliyor. Böylelikle hem hırsızlık için bariyer oluşturur, hem de ailenin zenginliğini gösterirmiş, ayrıca hayaletler sadece öne-geriye zıpladığı için içeriye hayalet giremeyeceğine inanılırmış. Dış kapıdan girince sol tarafta misafirlerin bekleme salonu bulunuyor. Sağ tarafta, evin iç kısımlarına doğru gitmek üzere geçilen yuvarlak kapının üzerinde, “Konuştuğunu ve yaptığını bil” yazan kaligrafi izleniyor. Her ailenin kapısında, arma simgesi gibi evin hangi aileye ait olduğunun anlaşıldığı bir yazı bulunurmuş. İç içe sıralanan çok sayıda avlulardan, erik çiçeği, krizantem, bambu, orkide avluları erkeklere ithaf edilmiş. İç avluya geçişte kapının arkasında iki koruyucu figür bulunuyor. Avlulara hizmetliler için giriş yeri ayrı. Ev labirent gibi olduğu için kapılar kapatılırsa sıcak olacağından tüm kapılar açık tutulurmuş. Evde su kuyusu ve küçük kanallarla drenaj sistemi bulunuyor. Evin en güzel bölümü muhteşem bahçesi; küçük şelaleler, taşlar, çiçekler, bitkiler, gölet, çevresinde gölgelikli yürüme yolu, küçük köprü, göletin kıyısında nefis yansımalı iki çatılı güzel kameriye ile adeta masal bahçesi gibi.
Konfüçyüs Tapınağının dış kapısının ön tarafında Konfüçyüs heykelinin bulunduğu meydanda, sabah saatlerinde gruplar halinde ahenkle dans eden renkli giysili insanları, top oynayanları, topaç çevirenleri görebilirsiniz.
Konfüçyüs, M.Ö. 551-479 yılları arasında yaşamış, Qufu şehrinde doğmuş ve ölmüş olan Çinli filozof, eğitici ve yazardır. Asıl adı Qiu, soyadı Kong’dur. Çin’de Kong-Fuzi adıyla tanınmıştır, Konfüçyüs, Kong-Fuzi’nin Latincesidir. Fuzi: Bilge, öğretmen, filozof anlamına gelir. Konfüçyüs, Çin tarihinin en önemli eğitmeni olarak benimsenmiş, öğretileri Çin kültürünün temelini oluşturmuştur. Konfüçyüs’ün ailesi, arkadaşlarıyla ilgili konular, konuşmaları, tavsiyelerini içeren bazı kitaplar okullarda okutulur. Öğrencilerin ilk öğrendikleri cümle şudur: “Yan yana yürüdüğüm üç kişiden biri benim öğretmenim olabilir”. Konfüçyüs’ün öğretileri insan ilişkileri ve insan-toplum ilişkilerini kapsar. Öğretisinde, vatandaşın imparatora, gençlerin yaşlıya, çocukların ana-babaya, kadının kocasına itaati şeklinde bir hiyerarşi söz konusudur. Konfüçyüs’e göre yüce insan olma yolunda, ana-babaya saygı, insancıllık, merhametlilik, adalet gibi erdemlere ulaşmanın yolu bilgiden geçer. İnsan hayatı boyunca alçakgönüllülüğünü koruyarak yeni şeyler öğrenmeye çabalamalıdır.
Yuan hanedanlığı döneminde 1285’de yapılan bu tapınak, Qufu şehrindeki tapınaktan sonra Çin’deki en büyük ikinci Konfüçyüs Tapınağı’dır. Geçen yüzyıllar boyunca en az 50 kez yenilenip genişletilmiş olan tapınak, özellikle Ming hanedanlığı döneminde 76.000 metrekare alanı kapsayan büyük ölçekli tapınağa genişletilmiş. Güneye bakan geleneksel Çin tarzında yapılmış tapınağın dış kapısından içeriye geçip yürüdüğünüzde tapınağın önünde anıt kemer ve arkasında öğrenme denizi adı verilen büyük bir lotus havuzunu görürsünüz.
Seyahatim esnasında, bu tapınakta küçük çocukların okula başlama törenine denk gelmiştim. Önde çocuklar, arkalarında geleneksel giysili anne veya babaları sıralanmış şekilde, kırmızı-turuncu giysili, ritüele uygun sesli rahibin komutlarını ve yardımcılarının yönlendirmelerini izlediler. Sırayı bozmadan bahçeden yürüyerek içeriye doğru ilerleyen çocuklar, sırayla merdivenlerden çıkıp gonga vurarak yürümeye devam ettiler. Yedi kapı ve avludan geçince, Konfüçyüs’e saygıyı gösteren kutsal ritüellerin gerçekleştirildiği yüksek bir teras üzerinde tapınağın ana binasına ulaşılıyor. Salonun ön tarafındaki avluda, Güney Yunnan’ın kültürel karakteristiğini temsil eden, dört ayağı fil kafası şeklinde oyulmuş bronz bir tütsü yakıcı bulunuyor. Her çocuk tek tek, salonun önündeki terasta dizilmiş olan ders sıralarına geçti ve rahip tarafından dualar okunarak çocukların alınlarına bir kırmızı nokta şeklinde boya sürüldü. Bu ritüel, eğitim için iyi dilek anlamına geliyormuş. Eskiden kadınlar tapınağa alınmazmış ve sadece erkek çocuklar için okul bulunurmuş.
Jianshui’nin 5 km batısında, Lu Nehri ile Tachong Nehrinin birleştiği noktada, Qing Hanedanlığı döneminden, anlamı Çift Ejderha köprüsü olan Shuanglong köprüsü yer alıyor. Eskiden nehrin ortasındaki adayı izole eden üç kemerli bir köprü varmış. Su baskınıyla tek nehir haline gelmiş. 148 m uzunluğunda, 3-8 m genişliğindeki bu köprü 17 kemerlidir. Üzerindeki motiflerde ejderha desenleri bulunur. Köprünün ortasında üç katlı ve bir ucunda iki katlı kule gibi güzel yapılar dikkati çekiyor. Köprünün diğer ucunda da eskiden var olan benzer bir yapı, 100 yıl önce devrim esnasında yanmış. Köprünün üzerinde yürüyebilir ve nehir kıyısında biraz ilerleyerek bu tarihi taş köprünün kemerlerini ve nehre yansımasını izleyip güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
Jianshui’den sonra 230 km mesafedeki Shilin’e doğru seyahatimize devam ediyoruz.