Töre Filmleri Atanarjuat ve Halam Geldi

Atanarjuat Filmi1 Kanada’nın kutup bölgesinde yaşayan İnüit’lerin, “Halam Geldi Filmi”2 ise Kıbrıs’a göçmüş Diyarbakırlı bir aşiretin yaşantısıdır3. Her iki filmde de, aralarındaki mesafenin uzaklığına ve farklı yerel özelliklerine rağmen töreleri aynı olan ve aile içi evliliğe dayanan benzer iki akrabalık düzeni (kabile) karşımıza çıkıyor. Hollywood’un yapay dünyasından uzak, gerçekçi ve içten bu filmlerin ortaklıkları; temsil ettikleri topluluğun geleneğinden ve dilinden aldıkları isimleriyle başlıyor. Kanada’da İnuitler tarafından yapılan ve oynanan filmin kahramanı Atanarjuat ( Natar Ungalaaq) , abisini öldüren amcaoğullarından; buz üstünde yalınayak, adının anlamı olan hızlı koşuculuk yeteneği ile kurtulurken, hamile karısı aynı kişilerin tecavüzüne uğrar. Türk filminin4 adı olan “Halam Geldi” deyimiyle ise “adet görmenin başlaması” ve hemen arkasından da, ergenliğe ulaşan 13 yaşındaki okullu kız çocuklarının eğitimlerine son verilerek geleneksel damat adayı halaoğluyla evlendirilecek olması anlatılır. Ancak imam nikâhı kıyılan Reyhan (Miray Akay), gece halaoğlunun tecavüzüne direnip yenilse de koşarak Rum kesimine sığınır. Her iki filmde de mekân köydür. Her iki köy de bir ada üzerindedir. İglulik köyü “Kanada’ya bağlı Nunavut bölgesinin Qikiqtaaluk yöresinde5  aynı adı taşıyan kabilenin yerleşimidir .  Akıncılar Köyü ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine bağlı, Kıbrıs Rum Kesimi sınırında bulunan Rum köyü Limya ile karşı karşıyadır. Her iki filmde lisanlar yakındır. Atanarjuat’da konuşulan dil, Inüitçe’nin yerel ağzı olan İglulikçe, Akıncılar da ise Türkçe’dir. Bu diller, Ural-Altay-Sibirya dil ailesindendir. Öznesi gizli ve kök olan kelimeye eklenen son takıları olan yüklemlere hem Türkçe’de, hem de İglulikçe’de rastlanır. Dahası “Ana” kelimesinin karşılığı onlarda “Anana’dır”6. İglulik ise evli (evi var olan yer) anlamına gelir.

Atanarjuat filminin öyküsü; sözlü edebiyatla nesilden nesile aktarılan ‘hızlı koşucu’ efsanesine dayanır. Bu öyküyü bir bütün haline getirmek için 8 kabile büyüğünün anlattıkları, aslına sadık kalınarak birleştirilmiştir. İglulik’lerin yaşam tarzlarını da yansıtan bir kurgu, Paul Apaq tarafından yazılmış; yapımcı ve yönetmen Zacharias Kunuk tarafından oyunun çekimi yapılmıştır. Oyuncular yerli İglulik’lerdir. 1999 yılında çekilen fbu ilm 2002 yılında gösterime girmiş olup 172 dakikadır. Aynı şekilde “Halam Geldi” filminin senaryosu da gerçek bir öykü’den uyarlanarak gazeteci Evrim Kanpolat tarafından yazılmıştır7. 4-11 Ekim 2013’te 50.si düzenlenen Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivalinde gösterilen bu film, 3 Ocak 2014’te Türkiye genelinde 149 salonda gösterime girmiştir8. Süresi 100 dakikadır ve 47.790 kişi tarafından seyredilmiştir9. Filmde Türk oyuncaların yanı sıra Kıbrıslı oyuncular da yer alır.

Atanarjuat filminde geçim, yıl boyu balık avlamakla kazanılır. Elbiseler fok balığı ve geyik derisindendir. Kadınların deri kabanlarının başlıkları, içinde bebekler çıplak ama üşütülmeden taşınır. Evler yarısına kadar kar içine gömülü olup; buz kalıplarından örülen duvarlara ve kubbeli bir çatıya sahiptir. Geçici konaklamalarda deri çadırlar kullanılır. İyi avcılık akraba kümesinin yaşamını sürdürmesini ve kardeş çocuklarının evliliği ise, neslin devamını sağlar. Zaten, başka eş adayları da yoktur. Sürekli olarak et yenir. Toplulukta davranış töreye göre yönetilir, kutup bölgesinde kurumsal başka bir adalet sistemi bulunmaz. Büyük ailenin içinde iyi olaylar kadar cinayet, tuzak kurma yollarıyla kabile başkanlığı, evli kadın veya erkekle birleşmeyle eş elde edilmeye çalışılır. Filmi, budun biliminin (sosyal antropoloji) konusu yapan da bu özellikleridir. Öykünün sonunda ailenin en yaşlısı olan büyük anne; biri kadın, diğeri erkek torununu aileden kovar. Akraba desteği olmadan yaşamanın mümkün olmadığı kutup doğasında bu bir ölüm fermanıdır.

Halam Geldi filminde ise, tarımsal üretimle geçimini sağlayan Diyarbakırlı göçmenler; eski göçebe ataerkil akrabalık töresine göre yapılması zorunlu aile içi evlilikle varlıklarını sürdürmek çabasındadır. Ancak kadına toplumda; salt cinsel görevlerinin ötesinde, erkeğe eşit bir yer kazandıran ve söz hakkı veren milli eğitimle, bu töreye karşı çıkan çocuk gelinler vardır. Bu odak etrafında pek çok ikincil konu işlenir. Gerçekte yaşanan şiddet; kendisini karı koca, ana-baba-çocuk ve akraba evliliği kurbanı, ciğerleri çalışmayan bir erkek çocuğunun ölümüne yol açmasıyla sergilenir. Evrensel adalet, töreye karşı kız çocuklarının küçük yaşta evlenmesine karşı çıkararak, başta ana-babalar olmak üzere olaya karışan bütün akrabaları yargılar ve mahkûm eder. Her iki filmde de 21. yüzyılın dayattığı şartlara bir direniş vardır ve sonuç olarak her ikisi de birer “bağımsız sinema” filmidir.

1 ODTÜ Kültürel Evrim II dersinde eğitim amaçlı kullanılmış olup seyretme tarihi 11 Aralık 2013’tür. (http://www.vizyonfilmizle.net/23907-the-fast-runner-atanarjuat-filmi-izle.html)

2 Seyretme Tarihi 10 Ocak 2014 (Gordion AVM Sineması)

3 Bambu Kültür ve Sanat Dergisi Mart 2014 Sayı 6, Ankara

4 http://www.beyazperde.com/filmler/film-225609/

5 http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0glulik

7 http://www.beyazperde.com/filmler/film-225609/

8 http://www.beyazperde.com/haberler/filmler/haberler-58229/

Bunları da sevebilirsiniz