Himayeyi Etfal İçin Amerika’da

Türk İstiklal Harbi zaferle sonuçlanmış, gözler dünyaya barış getirecek olan anlaşma için görüşmeler yapılan Lozan’daydı. Ancak, savaşın yetimlerine kol kanat germek için çırpınan Mehmet Fuat (Umay) bambaşka bir hedefin peşindeydi.

Yoksul Anadolu’nun merhametine sığınmış yetim çocuklar, onların sağlığını tehdit eden bebek ölümleri hatta yüksek orandaki çocuk ölümleri. Çocukları korumak için Ankara’da kurulmuş olan Himaye-i Etfal’in mücadele etmesi gereken çok sorun vardı. Sorun çok, o sorunları çözecek kaynak azdı. Cemiyete para yardımı bulmak için, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gönüllülerle temasa geçildi. Görüşmelerin sonucunda, aynı zamanda milletvekili olan cemiyetin kurucusu Doktor Mehmed Fuad, meclis tarafından izinli sayılarak Amerika Birleşik Devletleri’nin yolunu tuttu. 1923 yılının nisan ayıydı.

New York’ta, gemiden inip de gümrük kontrolünden çıktıktan sonra, onu coşkulu bir kalabalık karşıladı. Göğüslerinde, özel olarak yaptırılmış şeritli madalyonlarla yurttaşlarını tanıyan Doktor Fuad, duyduğu heyecanı ifade etmekten kendini alıkoyamıyordu. New York’ta kalpaklı bir Türk! Anadolu’daki yetimlerin Amerika’daki manevi babalarına teşekkür etmek ve Anadolu’daki yetim ve öksüzlerin, sefaletini, perişan durumunu anlatmak için sabırsızlanıyordu. Oradaki Türkler, Müslümanlar ve hatta Osmanlı tebaası olarak yaşamış bazı Museviler de…

Amerikalılar da Anadolu’da harikalar yaratan Kemalistlerden, kalpaklı Türk’ü merak ediyor, ona ilgi gösteriyorlardı Yardım toplamak için şehir şehir geziyorlardı. Kimi zaman binden fazla yardımseverin katılımıyla coşkulu toplantılar yapılıyor, Mehmed Fuat, Millî Mücadeleyi ve zaferi anlattıkça duyguları yükselenler, ceplerindeki tüm parayı Anadolu’daki yetim çocuklar için bağışlıyordu.

Mehmetçiğin Tanrı emaneti olarak geride bıraktığı yavrular için herkes elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Bu yardımseverleri, Ankara’dan Büyük Önder Mustafa Kemal, yolladığı bir telgrafla selamlıyor, onun mesajının okunmasının ardından, oradaki herkes coşuyor; toplantıda para toplamakla görevli ekip para toplamaya neredeyse yetişemiyordu. Ceplerindeki tüm parayı verdikten sonra, dışarı çıkıp borç alan ve o parayı da yetimlerin refahı için bağışlayanlar bile vardı

Bu arada, yeni Türk devletinin belki de ilk promosyonuna Amerika’da imza atılıyordu. Zira 1000 dolar ve üzerinde bağış yapanlara, Mustafa Kemal’in kendi eliyle imzaladığı bir fotoğrafı hediye ediliyordu…

Öte yandan, Doktor Fuad, gezi boyunca oradaki yetim çocuklara yönelik okul ve yardım çabalarını inceledi. İzlenimlerini yurda döndüğünde uygulamaya geçirecekti. Orda gördüğü çocuk sarayları, çocuk bahçeleri sonradan Ankara’da da boy gösterecekti. Temmuz ayında yurda döndüğünde ise 152 bin liralık yardım toplanmıştı..

BİRKAÇ YIL SONRA ANKARA’DA BİR ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

Bando ile millî marşlar çalınıyor, Kadınlar Cemiyeti, Çocuk Sarayı’na giderek oradaki çocuklara şeker, pasta ve oyuncaklar sunuyordu

Yarışmalar, piyesler, fener alayları ve çeşitli gösteriler sunularak gündüz ve gece bayram coşkusu yaşanırken Cumhurbaşkanlığı bandosu, Çocuk Sarayı’nda konser veriyordu.

O tarihte çocuk sarayı mı? Savaşlardan yeni çıkmış, düşman işgalinden birkaç yıl önce kurtulmuş gencecik Türkiye Cumhuriyeti, nasıl olup da yanmış ve yıkılmış memleketin üzerine bu kadar kısa sürede Çocuk Sarayı kondurabilmişti? Her alanda yaşanan, baş döndürücü Türk mucizesinin küçük bir örneği idi o yapı… Temelinde, Mehmed Fuad Bey’in, Amerika’daki izlenimleri ve oradaki hayırseverlerin bağışladığı paralarla kurulan bir şefkat yuvası..

Zaman aktı, zaman geçti. Kalpaklı bir kahramanın, Mehmet Fuad’ın 100 yıl önce yaptıkları unutuldu. Ne onu, ne de onun taleplerine karşılık veren hayırseverleri kimse anmadı…

Bunları da sevebilirsiniz