Sıdkı Sıyrılmak

“Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden az önceki zamandır.” Ülkece çok karanlık günler yaşıyoruz. Aydınlık günlerin sınırlı olduğu ülke tarihimizde insanların bu kadar karamsar olduğu günler yaşanmış mıdır bilmiyorum. İnsanlar kafalarındaki belirsizlikler ve gözlerindeki kaygılı bakışlarıyla yaşadıkları bu karanlığın bir an önce bitmesini bekliyorlar.

Hukuk, eğitim, ekonomi derken zaten çıkmazda olan ülke, yaşanan deprem felaketiyle tam bir kaosun içine girdi. Binlerce insanın göz göre göre enkaz altında can vermesi ve geriye kalanların ise acı ve yoklukla mücadelesi… 6 Şubat depremi oldu ve bitmedi. Milyonlarca insan ailesiz, evsiz, işsiz kaldı. Ama yoğun seçim gündeminde sanki oradaki hayat normale dönmüş gibi hareket ediliyor. Seçim önemli bir gündem hem de hiç olmadığı kadar önemli. Çünkü bir daha böyle bir felaket yaşamamak için, birilerinin çıkarları uğruna insan hayatını hiçe saymaması için…

Yozlaşmanın giderek arttığı, kira ve market fiyatlarının ise akıl dışı bir artışa gittiği bu süreçte herkes olmadığı kadar politik olmuş durumda. Çünkü tabiri caizse toplumun her kesiminden insanın sıdkı sıyrıldı. “Sıdk” doğruluk ve sadakat anlamına gelir, sıdk olanın sözüne güvenilir ve inanılır. Yani şuan millet olarak ihtiyacımız olan şey..Ama hepimizin şuan sıdkı sıyrıldı, bir şeylere olan inancımız ve güvenimiz kırıldı, yaşanılan felaketlerden, yönetilememekten bıktık.

Çoğu insanın gözü 14 Mayıs’ta. 15 Mayıs sabahına değişim ve dönüşümün gerçekleşeceğine olan inançla mı uyanacağız yoksa zaten karanlık olan günlerimizde iyice batağa mı saplanacağız. Evet bu bir seçim, yani tercih edeceğiz. Ama seçeneklerimiz arasında bu defa çok açık bir şey var. Ya yaşamayı, umut etmeyi, güneşli günleri seçeceğiz ya da sadece nefes alıp vermeyi yaşamak zannederek karanlıkta kaybolacağız.

14 Mayıs günü kafalarda oluşan diğer bir soru işareti ise sandık güvenliği. Ne yazık ki tüm hukuksuzlukları hukuk yoluyla yapıp kılıfına uyduranların seçim sürecini adil yönetmediği gibi seçim günü de rahat durmayacağını hepimiz adımız gibi biliyoruz. Bunun için vatanını milletini seven bireyler olarak o gün sandıkların, seçim torbalarının başından ayrılmamalıyız. Bunun için herhangi bir parti çatısı altında olmaya gerek yok.

2014’den beri seçim güvenliği için çalışan Oy ve Ötesi bağımsız ve tarafsız bir sivil toplum örgütü olarak seçim gözlemi görevini üstleniyor. Gönüllülük esasıyla binlerce kişi, Oy ve Ötesi çatısı altında seçim günü müşahit olarak sahada görev başında olacak. Sizde demokrasi ve hukuktan yana olan Oy ve Ötesi’ne destek olabilir, seçimde görev alabilirsiniz. Bunun için Oy ve Ötesi’nin sitesinden ücretsiz bir şekilde kayıt olabilirsiniz. Seçime dair her türlü ayrıntının anlatıldığı eğitimlerle seçim günü, hazır bir şekilde sahada bulunabilirsiniz. Ne yazık ki geldiğimiz nokta da oylarımızı yani irademizi ortaya koyduğumuz seçimimizi korumak zorundayız. Fazla laf kalabalığı yapmadan, çözümü ortaya koymayıp sadece şikayet ederek değil, hepimizin geleceği için elimizi taşın altına koymalıyız. Çünkü:” Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber; ya da hiç birimiz.. !”Bertolt Brecht

https://oyveotesi.org/

Bunları da sevebilirsiniz