Askeri Hastane Pişmanlığı mı?

GATA ve Askeri Hastaneleri kapatarak askeri hekimliğe büyük darbe vuran Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Savunma Bakanı Hulusi Akar, yaptıkları büyük yıkımın farkına varmış gibiler!

Hulusi Akar, Sağlık Bakanlığı’na devredilmiş olan askeri hastanelerin yeniden Savunma Bakanlığı’na devredilmesi için Erdoğan’ın kendisine talimat verdiğini söylemiş.

Tek Adam, “Yok et şunları Hulusi!” diyor, Hulusi Akar; “Baş Üstüne!” diyerek başta GATA olmak üzere bütün askeri hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devrediyor!

Altı yıl sonra bu kez;

Geri al, Hulusi!” diyor! Hulusi Akar yine “Baş üstüne!” diyerek Sağlık Bakanlığı’na devredilmiş hastaneleri Sağlık Bakanı’ndan geri istemeye gidiyor!

Bu kadar kolay!

ZATEN BİR YIL KALDI

Yaptıkları büyük yıkımın farkına varmış olabilirler mi?

Acaba, “Askeri hekimliği yeniden kuralım, daha fazla askerimiz ölmesin!” diye inatlarından mı vaz geçtiler?

Hiç sanmıyorum! Eğer askerlerimizi düşünselerdi, onları Suriye cehenneminin ortasına göndermezlerdi.

Tayyip Erdoğan ve Hulusi Akar ikilisi şunu da düşünüyor olabilir;

Seçimde nasılsa kaybedeceğiz, gitmeden önce bazı inatlarımızdan vazgeçelim!”

Bunu yaparken de;

Nasılsa işimiz bitti! Ülkenin yönetimine gelecek olanların ilk yapacakları işlerden biri askeri hekimliği yeniden kurmak, GATA ve askeri hastaneleri açmak olacağına göre bunu onlara bırakmayalım, biz yapalım!”

BÜYÜK YIKIM YAPTILAR

Gelecek yıl, askeri hastaneler yeniden açılacaktır ama, asker sağlığında öyle büyük yıkım yaptılar ki, düzeltilmesi kolay olmayacaktır.

Askerin sağlığıyla oynarken, Askeri Tıbbiyelilik ruhuna da büyük zarar verdiler. Çünkü askeri hekimleri söktü attılar…

Askeri Tıbbiye ruhu taşıyan askeri hekimliğin neden önemli olduğunu anlatalım;

Askeri hekim için savaş sahası, görev sahasıdır ve bu görevin yapılışı sırasında ne zaman sınırlaması vardır ne de parasal beklenti!

Hekimlerin, ülkeden kovulduğu, yaşam koşullarının ve güvenliklerinin yerlerde süründüğü ama onlardan kimilerinin de etik değerleri çok zorladığı ortamda, savaş koşullarında bile hizmet yapacak hekimler sadece askeri hekimler olacaktır.

Askeri Tıbbiye ruhu taşıyanların bir başka özelliği de Harp Cerrahisi konularındaki hünerleri idi. Bu eğitim sadece GATA’da verilirdi

Harp Cerrahisi konusu çok önemlidir! GATA ve Askeri Hastaneler kapatılmadan önce askeri hekimler, sadece büyük hastanelerde değil çatışmaların ortasında bulunarak, hemen müdahale ile yaralı askerimizin canını kurtarırdı.

ACABA KAÇ ASKERİMİZ KURTARILIRDI

Yıllardır Suriye’den gelen haberler canımızı yakıyor. Terör örgütüne karşı dört ay önce başlatılan Pençe-Kilit harekatı sırasında 41 askerimizin şehit olduğunu yazıyor gazeteler.

İnanın, her şehit haberi geldiğinde, yok edilen askeri hastanelerde çalışmış olan Askeri Hekimlerin yüreği sızlıyor.

Elbette, herkesinki sızlıyordur! Ama askeri hekimlerin farklı bir acı duymalarının nedeni, “Keşke!” sözcüğünü hissetmeleridir!

Keşke, yakınında bir askeri hekim olsaydı! Belki şehit olmazdı!” diye geçirirler içlerinden.

HESABINI KİM VERECEK?

Şunu ne Tayyip Bey anlar ne de Hulusi Akar;

Askeri Tıbbiyeliler kendilerini, emperyalistler İstanbul’u işgal ettiklerinde ilk direnişi başlatan Tıbbiyeli Hikmet gibi görürler.

Onlar, Tıbbiyeli Hikmet yurtseverliği ile hekimliğin yüce yardımseverliğini bir araya getirmiş insanlardır. Tek adam ve yandaşının kararıyla yerle bir edilmeden önce, GATA ve Askeri Hastaneler böylesi hekimlerin yuvasıydı.

YENİDEN OLUR MU?

Bütün bu yapılanlardan geri dönmek ve askeri hekimliği yeniden kurmak olası mı?

Evet, zor olsa bile her şey yeniden başlayabilir!

Çünkü, Tıbbiyeli Hikmet ruhunu taşıyacak çok gencimiz çıkacak ve sivil tıp fakültelerine alınacak askeri öğrencilerle GATA yeniden canlanabilecektir.

Tayyip Bey ve Hulusi Bey, yapılan büyük tahribatı azaltmak için zahmet buyurmasınlar…

Şunun şurasında birkaç ay kaldı.

Bunları da sevebilirsiniz