Türkiye NATO’dan Kurtulmak Zorundadır!

NATO, bu haftalara kadar Türkiye için sadece önemli bir konuyken, içinde bulunduğumuz haftalarda gündem haline geldi, ama NATO’nun ne yaptıkları ile ilgili değil, Türkiye’nin NATO’ya karşı ne yapacağıyla ilgili olarak. Bu durum şu soruyu da sorduruyor; NATO’dan çıkmalı mıyız, çıkmamalı mıyız?

Türkiye’nin siyasetteki muhalif partileri suskun. NATO onlar için üzerinde konuşulması yasaklı bir konu. NATO’nun Avrupa’nın kuzeyindeki ülkeleri içine alıp almayacağı sorunu ise bir şey dememeyi gerektirdiği gibi, ülkemizin NATO’dan çıkıp çıkmayacağı onlar için ele alınamaz durumda. Çünkü NATO’yu savunuyorlar, NATO’yu NATO’nun bizi düşman olarak aldığı gibi karşıya almamak gerektiğini düşünüyorlar. Bu büyük bir sorun ve aslında ABD’yle ilgili. Bütün Türkiye karşıtı ambargo ve benzeri Amerikan önlemlerine gözlerini yummuşlar, ABD’nin PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin arkasında olduğunu önemli görmüyorlar, bunların sözünü de hiç etmemeye çalışıyorlar. Çünkü ABD’nin desteği ile iktidar olabilecekleri hayali içindeler. Bu yüzden ABD’ye karşı olunmaması gerekiyor, NATO’yla da bir sorun yaşanmamalı. Oysa içinde bulunduğumuz durumun gereği ve toplumun beklentisi, hem ABD’ye en azından uzak durulması, hem de NATO’ya İsveç ve Finlandiya’yı bünyesine almak için verilen görevi önlemek değilse de zorlaştırılması. Sorunun bu derece yumuşatılmasını bile göze almaları mümkün gözükmüyor.

Bunları uzatmanın gereği yok. Herkes her şeyi biliyor.

ABD’ye ve NATO’ya karşı çıkmak? İşte bütün mesele!

NATO’NUN GENİŞLEMESİNİ ÖNLEMEK!

Türkiye’nin ihtiyacını özetleyelim, birincisi, sözü edilen kuzey ülkelerinin NATO’ya alınmasını Türkiye önleyebilecek durumdadır, güncel bir ihtiyaçtır, ve bunu yapmaktadır. Bu şansını ve hakkını kullanmalıdır. Üç nedenden: (1) Bu iki kuzey ülkesi ABD’nin ve Batı’nın Türkiye karşıtı ve düşmanı ortak tutuma kendilerini dahil etmişlerdir. Amerika’ya karşı bağımsız değildirler; PKK, PYD ve YPG’ye kucak açmışlardır, ternöre destek vermektedirler. (2) ABD’nin Türkiye’yi ve Rusya’yı kuşatma planı gereğince NATO’nun genişletilmesi Türkiye’nin ve bölgenin aleyhinedir ve her şart altında reddedilmeli, önlenmelidir. (3) Ukrayna’da ABD’nin NATO aracılığıyla yürüttüğü kuşatmayı yarmak için mücadele eden Rusya’nın durumunu zorlaştırmamak için.

Türkiye bu kuşatmanın genişletilmesi ve sağlamlaştırılması projesini önleyebilecekken önlemezse, Rusya ile ilişkilerine, yakınlığına ve dostluğuna gölge düşürecek, adeta ihanet etmiş olacaktır.

Finlandiya ve İsveç’in Türkiye’nin tutumu yüzünden NATO’ya dahil edilemeyeceği ABD, NATO ve Avrupa tarafından anlaşılmış durumdadır. Ama kabul etmek istemiyorlar. Telaş içindedirler. Bunu “önlemenin” çaresi var mı diye düşünüyor ve yol arıyorlar.

NATO’DAN ÇIKMAK, NATO’DAN KURTULMAK!

NATO konusunda Türkiye’nin ikinci ihtiyacı, Türkiye’nin NATO’dan ayrılması, NATO’dan çıkmasıdır. Toplum buna hazırdır. Sorun olmayacağı ve halk arasında tartışma yaratmayacağı gibi, geniş kesimler böyle bir kararın arkasında duracaktır. NATO’ya girmek için çırpındığımız ve alındığımız 20. yüzyılın 50’li yılları, iktidar ve muhalefetin anlaşmış olmasına ve farklı tutum göstermemesine karşın Türkiye’de ABD ve NATO’nun istenmezliği de söz konusuydu. Çünkü konu, Türkiye’nin bağımsızlığımızla ilgiliydi. Nitekim bu ileri görüşlü anti-ABD ve anti-NATO ilerici çevrelerinin ne kadar haklı oldukları kısa süre içinde görülmüştü. Türkiye’de Gladyo faaliyet yapmaktaydı. ABD askeri üsleri kurulmuştu, bunlar Türkiye’nin bilgisi ve denetimi dışındaydı.

1960’lı yıllarda Amerika’ya karşı kitlesel tepkiler ve “68‘li” gençlik mücadelesinin NATO karşıtı antiemperyalist tutumu, NATO tarihine geçmişti. Bu tutum, zaman zaman güncelleşerek bugüne vardı. Son yıllarda NATO’nun Türkiye’yi kendisine üye bir ülke gibi değil, savaşılan bir düşman gibi görmekten kaçınmaması önemlidir.

Türkiye, dünyada Amerikan emperyalizme karşı tutumuyla en öndedir.

Türkiye’nin NATO’dan kendisinin çıkması, NATO içinde büyük bir travmaya yol açar. İhmal edilmemelidir, Türkiye, askeri gücü bakımından örgüt içinde ABD’den sonra en önemli ülke durumundadır. NATO’nun ömrünün sona yaklaştığı ve artık yaşatılamayacağı konusu, Türkiye’de emperyalizme karşı mücadelenin ileri sürdüğü bir tezdir. Buna Amerikancılar, bağımsızlık diye bir sorunu olmayanlar ve teslimiyetçiler dışında kimse yanlış dememektedir.

Türkiye’nin ayrılması NATO’nun sonunu getirebilir, ya da en azından sonunu yaklaştırır ve bunun olabilirliğini gösterir. Bu olasılığın üzerinde durmasak bile Türkiye’nin ayrılması NATO tarafından istenmemektedir.

GEÇMİŞTE NATO’DAN AYRILANLAR

Ayrıca, geçmişe de bakalım, NATO’nun büyük sarsıntıları arasında 1966 yılında Charles de Gaulle Fransa’sının NATO’nun askeri kanadından çekilmesi vardır. Paris’te bulunan NATO Genel Merkezi ile NATO Askeri Karargahı Fransa’nın sınırları dışına çıkarılmış, NATO çerçevesinde Fransa’da bulunan NATO yerleşkeleri, üsleri kapatılmış ve bütün yabancı askerler ve uzmanlar (Amerikalılar) ile silahları, araçları “sınırdışı edilmiştir”. (Fransa’da bağımsızlıkçı iktidarın değişmesi ile ABD’nin Fransa’yla ilişkilerini “düzeltmesi”, Fransa’nın tekrar NATO’da yer almasını sağlamıştır; Sarkozy dönemidir, yıl 2009’dur.)

1974 yılında ise komşumuz, NATO’ya birlikte alındığımız Yunanistan da, Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı NATO’dan yeterinde tepki görmediği için, bu gerekçeyle NATO’dan ayrılmıştır. (Yunanistan da sonradan tekrar NATO’ya girmiştir, çünkü ABD himayesini istemektedir, ona muhtaç olduğunu düşünmektedir.)

Türkiye’de NATO’dan çıkılamaz, çıkmamalıyız, çıkamayız gibi düşüncelere sahip olanlar bunları hatırlamalıdır. Fransa ve Yunanistan’ın NATO’dan ayrıldığı günlerde bu sarsıntılar bir parçalanma doğurucu durum yaratmamıştı. ABD bugünkü ABD değildi, dünya şartları bugünküne hiç benzemiyordu, NATO’nun sonunun geldiğini söyleyenler yoktu ya da sesleri duyulmuyordu vb. Oysa bugün NATO’nun (ve elbette ABD’nin) hayatına devam edebilmesi için çarelerin üretilmesi, önlemlerin alınması gerekmektedir. Bugün NATO tartışmalıdır, ABD’nin inişi ve zor durumu herkesin bilgisi dahilindedir.

NATO’DAN ÇIKMANIN BİR ZARARI OLUR MU?

Aşağıda sıralanan anlayışlar, hep dile getirilmektedir, ama bunların hiç biri NATO’da kalmak istemenin, NATO’da kalmaya çalışmanın gerekçeleri olamaz.

– Türkiye askeri bakımdan NATO içinde olmazsa silahlanamaz ve teknolojik olarak gelişemez, ordumuz güçsüzleşir.

Bu düşüncenin yanlışlığını, Türkiye’nin gelişme düzeyi göstermektedir. Türkiye, gemisinden silahına, İHA’larla SİHA’lardan kendi savaş araçlarına, en gelişmiş yazılım sistemlerinden füzelerine kadar her şeyi kendi üretebilmektedir. Kaldı ki dünyadaki güç dengesinin Atlantik aleyhine olarak değişmesiyle Türkiye Batı’dan uzaklaşmakta Doğu’ya dönmektedir. Avrasya’da her imkan vardır, Avrasya dostlarla doludur.

– Türkiye NATO içinde kalmazsa ordusunu ve silahlarını kullanamaz!

Vaktiyle öyleydi, ancak artık bu durum değişmiştir. Yukarıdaki açıklama askeri bakımdan bağımsız olduğumuzu da göstermektedir.

– “Milli çıkarlarımız”ın gereği olarak NATO içinde kalmalıyız. İçinde kalmak dışında olmaktan daha yararlıdır!

Milli çıkarlarımız, NATO’nun dışında olmamızı gerektirmektedir. NATO, ülkemiz için yararlı olmak bir yana, tehdittir ve tehlikedir. NATO’nun çok zararını gördük, istismarını ve düşmanlığını da yaşadık.

– NATO içinde olmak bizim kozumuzdur, bu kozumuzu kaybetmemeliyiz!

Böyle bir koz yoktur, NATO’nun karar merkezi ABD’dir. Hem varsa da kozumuzu kaybetmeyelim diye bağımsızlığımızı kaybetmeye razı olamayız.

– NATO’da kalmak, planlar ve tasarlananlar konusunda bilgilenmeyi sağlamaktadır, çıkarsak bu imkandan yoksun kalırız!

Artık her şey açıkça yapılmaktadır, bilgilenmek için NATO’nun içinde olmak gerekmiyor. Ayrıca bu, bir bahane olmaktan başka bir şey değildir. NATO’nun Türkiye’yi bilgilendirmek gibi bir görevi yoktur, zaten kapılar arkasında kararlar alınmakta, komplolar düzenlenmektedir.

– NATO’dan çıkılırsa Türkiye aleyhine alınacak kararlara engel olmak olanağı kalmaz, örgütün içinde hiç değilse veto imkanımız vardır.

Evet vardır, ama veto hakkımız olsun diye ülkemizi kendini savunamaz duruma getiremeyiz. Veto hakkı her kararı ve uygulamayı önlemek demek değildir. Kaldı ki, Türkiye aleyhine alınan kararlara zaten engel olamamaktayız.

– NATO’dan çıkmak istesek de bizi bırakmazlar.

Bırakmak istemezler. Doğrudur. Ancak hiç bir ülkeyi zorla NATO’da tutamazlar, bizi ise hiç tutamazlar.

– Bırakırlarsa saldırırlar, daha doğrusu saldırmak için bırakırlar.

Doğrudur, ama zaten saldırmaktalar. Kuşatılmış durumdayız. Türkiye, Atlantik dünyasının üsleri, füzeleri ve askerleriyle çevrilmiştir.

– Türkiye NATO’dan ayrılırsa Amerikancı darbe olur!

Amerikancı darbeler dönemi bitmiştir. Artık ABD Türkiye’de darbe yapamaz. Yapabilse hemen yapar.

– NATO’dan çıkıp dışında kalırsak açıkca “düşman” yapılırız ve bu ülkemize gereksiz ve çok önemli sorunlar getirir. Bu yüzden NATO’dan ayrılmamalıyız. Şimdi en azından “dost”uz, düşman olunmayacak bir “stratejik müttefik”iz!

Bu görüşü, Amerikancılar ileri sürüyor. Düşmanlık yapıldığı açığa çıkmış bir durumdayız, ABD’nin ve NATO’nun silahları zaten Türkiye’ye çevrilidir.

– Dışında ve düşman olarak NATO bizimle çatışabilir ve “NATO bizi yener”! Dolayısıyla bundan kaçınmalıyız.

ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’yi bir savaşta yenme şansı yoktur. Açıktır, Türkiye yenilmez. Ayrıca Türkiye önemli bir ülkedir, Türkiye’nin dostları vardır. Zaten ABD dünyada hiç bir yerde hiç bir düşmanını artık yenememektedir.

– Ayrıca gerginlikler yaratmamak iyidir! “Mutabakatçılık” çıkarlarımızın gereğidir.

Gerginliği NATO ve Amerika çıkarmaktadır. NATO’dan çıkmak milli savunma içindir. NATO içinde ülkemizi savunamayız. Ayrılmakla gerginlikler artacaksa bunu göze almalıyız. “Mutabakatçılık” en önemli şey diye düşünülürse, bu, uzlaşmacılık ve teslimiyetçilik olur.

– NATO’dan çıkılırsa “Batı medeniyeti”nden koparız, “uygarlık”tan uzaklaşırız, dünyanın dışına düşeriz, yapayalnız kalırız.

Batı uygarlığından koparız, doğrudur, ama Batı batmaktadır, onunla birlikte batmamak için NATO’dan çıkılmalıdır. Uygarlıksa artık Batı’da değildir. Batı’dan koparsak dünyayla birleşiriz, yalnız kalmak değil, tersine, çoğunlukla birleşiriz. Batı, her bakımdan dünyanın çeyreğinden azdır. Dünya, Batı’dan çok büyüktür.

– Batılı demokrasilerin içinde kalmak için NATO’dan çıkmamak gerekir.

NATO içinde kalarak Batılı demokrasi uygulanamıyor. Türkiye’de askeri darbeler Batı’nın, NATO’nın, ABD’nin yaptığı darbelerdir. NATO’dayken darbelere ve müdahalelere maruz kaldık. Demokrasi, bağımsız olunmadan mümkün değildir.

– Uluslararası örgütlerden kendi çıkarlarımız açısından yararlanmamız gerekir ve bu NATO’da, NATO’yla olmaktadır.

Batılı uluslararası örgütler yerine dünyanın diğer uluslararası örgütlerine önem verilmesi gerekir. NATO’dan hiç bir şekilde yararlanmak mümkün değildir, tersine, içinde olarak zarar görmekteyiz. Türkiye’yi Cumhuriyet’ten koparan ve batıran Atlantik dünyasıdır, Batı’nın örgütleridir.

– Ayrılırsak uluslararası itibarımız çok azalır. Hem küme düşeriz, hem de “Avrupa ülkesi” olmaktan vazgeçmiş oluruz.

Uluslararası itibarımız Batı dünyasında azalır, doğrudur, ama dünyanın büyük kısmında artar. Kaldı ki zaten Batı dünyasında itibarımız bulunmamaktadır. Batı’ya göre Türkiye ve Türkler hem aşağıdır, hem de olumsuzdur. Türkiye bir Avrupa ülkesidir, ancak Batılılar Türkiye’yi AB’ye almayacaklar. Bizim AB’ye girme isteğimiz yanlıştı.

– NATO’dan ayrılmanın maliyeti çok yüksektir, bunu göze alamayız. Çok ciddi ekonomik bedeller ödemek zorunda kalırız, bununsa altından kalkamayız.

Türkiye, Batı dünyası içinde olmak istediği için hep bedeller ödedi. Türkiye’yi Batı batırdı. Batı’ya bağımlılıktan kurtulursak ekonomimiz de düzelir.

SONUÇ

Bütün bunlar bağımsızlığımız için kendimize güvenmemiz gerektiğini gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın ileri ülkelerinden biridir. Cumhuriyet’in yapamayacağı bir şey yoktur.

Atatürk yolu açmıştır, emperyalizmi yenilgiye uğratmıştır, Altı Ok geleceği inşa etmiştir. Şimdi tekrar Atatürk’e, Altı Ok’a ve bağımsızlığımıza sarılmanın günüdür.

Bağımsızlıktan önde gelen başka bir şey yoktur!

DAĞARCIK TÜRKİYE’DE “NATO YAZILARI”

Ukrayna’da NATO Sorunu! Dünya Savaşı Çıkarsa Kaçıncı Olacak? 1 Şubat 2022

NATO’nun ve Dünyanın Efendisi ABD? 1 Temmuz 2021

NATO 70 Yaşında: Onu Nasıl Bilirdiniz?” 1 Mayıs 2019

NATO Mu? Düşmanlığını Açığa Vurmaktan Çekinmeyen DOST!” 1 Aralık 2017

Bunları da sevebilirsiniz