Ontolojiyle ilgili ilk yazımda somut nesneler ile bu nesnelerin sahip oldukları özellikler arasında bir ayrım yapmıştık. O yazıdan beri bu ayrımda ifade ettiğim özelliklerin var olup olmadıkları ve varlarsa tam olarak ne oldukları konusunda kafa yorduk. Özelliklerin varlığını reddedenleri nominalist olarak adlandırdık. Özelliklerin varlığını kabul edenler arasında da özellikleri tümel olarak ve soyut tikeller olarak ele alanlarla karşılaştık. Bu yazıdaysa ayrımdaki diğer bileşenden, yani somut nesnelerden konuşmaya başlayacağız.
İsterseniz bu yazı için özelliklerin var olmadığını ifade eden nominalistleri bir kenara bırakalım. Yanımda, bir zamanlar içinde çay olan ama bu yazıyı yazmaya başlayana kadar içindeki çayı çoktan bitirdiğim yeşil bir kupa var, hani bir şekilde herkesin evinde olan cinsten. Bu kupayı incelediğimde, onun gözlemleyebildiğim yönleri neler? Renginin yeşil olduğunu görebiliyorum. Belirli bir ağırlığı var, elime aldığımda bunu hissedebiliyorum. Belirli bir şekle sahip ve parmağımla vurduğumda ince bir ses çıkarıyor. Yani kupanın yalnızca niteliklerinden haberdar olabiliyorum. Öyleyse kupa nedir? Bu niteliklerden ibaret olmasın?
Bazı filozoflar, somut nesnelerin sahip oldukları niteliklerden ya da özelliklerden ibaret olduklarını düşünürler. Onlara göre somut bir nesne, aslında yalnızca özelliklerden oluşan bir demettir. Bu görüşü “demet kuramı” [ing. bundle theory] olarak adlandıralım.
Şimdi, özellikler konusunda tümelleri kabul eden filozoflar, somut nesneler konusunda da demet kuramını benimsemek isterlerse ilginç bir sorunla karşılaşırlar. Eğer somut bir nesne, örneğin bu kupa, sahip olduğu özellikler ile özdeşse, onunla tam olarak aynı özelliklere sahip olan başka bir kupa olamaz! Ne de olsa, tümelleri kabul edenlere göre, yeşillik, kulplu olma, 100 gram ağırlığında olma gibi özellikler, bu özelliklere sahip olan her nesnede aynı anda bulunur. Öyleyse, bu kupa tam olarak yeşil olma, kulplu olma, 100 gram ağırlığında olma ve bunlar gibi birçok tümelin birleşimiyle özdeşse, tam olarak aynı özelliklere sahip ayrı bir kupa olamaz, çünkü “diğer” kupa da aynı tümellerin birleşimiyle özdeş olacak ve özdeşliğin geçişliliğinden dolayı “iki” kupanın aslında bir olduğu ortaya çıkacaktır.
Biraz açıklamaya çalışayım. Benim kupamın adı X olsun. Tümelleri ve demet kuramını kabul eden birine göre,
X = Yeşillik tümeli + Kulplu olma Tümeli + (Kupanın sahip olduğu diğer özellikler)
özdeşliği doğru olacaktır. Bu özdeşliğin sağ tarafı hakkında kolayca konuşabilmek için bu tümellerin birleşimine T diyelim. Öyleyse,
X = T.
Şimdi, tam olarak bu özelliklere sahip olan başka bir kupa düşünelim ve adını Y koyalım. Benzer şekilde, tümelleri ve demet kuramını kabul eden birine göre,
Y = Yeşillik tümeli + Kulplu olma Tümeli + (Kupanın sahip olduğu diğer özellikler)
özdeşliği doğru olacaktır. Öyleyse,
Y = T.
Bu durumda, X = T olduğu ve Y = T olduğu için, tümelleri ve demet kuramını kabul eden filozofun
X = Y
özdeşliğini de kabul etmesi gerekir. Başka bir deyişle, Y aslında başka bir kupa değildir; X ile özdeş olduğu ortaya çıkmıştır.
Aynı özelliklere sahip olan nesnelerin özdeş olduğu önermesi “Ayırt Edilemezlerin Özdeşliği” olarak ifade edilir. Yani tümelleri ve demet kuramını kabul eden bir filozof, Ayırt Edilemezlerin Özdeşliğini kabul etmek durumunda kalır. Birçoğuna göre Ayırt Edilemezlerin Özdeşliği yanlıştır, çünkü tam olarak aynı özelliklere sahip iki ayrı nesne tasavvur edebiliriz.i
Belki bu noktada tümellerden vazgeçip, soyut tikelleri benimseyen bir demet kuramcısı olmayı deneyebiliriz. Ancak demet kuramının karşılaştığı başka sorunlar da vardır ve bu sorunları çözmek için soyut tikelleri benimseme hamlesi yeterli olmayabilir. Bu sorunlardan bir tanesini inceleyelim.
Nesnelerin zaman içerisinde değişim geçirebildiğini düşünürüz. Hatta, doğrusunu isterseniz, bu o kadar basit ve temel bir meseledir ki, bunun üzerinde düşünmeyiz bile! Örneğin, yanımdaki bu yeşil kupayı daha çok sevdiğim bir renk olan siyaha boyayabilirim. Bu durumda, kupa bir değişim geçirmiş, yani bir özelliğini kaybedip yeni bir özellik kazanmış olacaktır. Ancak, eğer demet kuramını kabul edersek, kupanın sahip olduğu özelliklerin birleşiminden ibaret olduğunu söylemiş oluruz. Dolayısıyla, yeşil olan kupa ile siyah olan kupa farklı özelliklere sahip olduklarından özdeş olmayacaklardır. Ama yeşil ve siyah kupa açıkça özdeştir, gidip marketten yeni bir kupa almadım ya!
Başka bir deyişle, demet kuramcıları, özellikler konusunda tümelleri ya da soyut tikelleri benimsemelerinden bağımsız olarak, nesnelerin geçirdikleri değişimlerin bir hesabını vermekte zorlanırlar. Demet kuramcılarının bu sorunu çözmek için deneyebilecekleri çeşitli stratejiler vardır. Öte yandan, somut nesneler konusunda demet kuramını benimsemek zorunda da değiliz. Somut nesnelerle ilgili geliştirilmiş diğer kuramları incelemeye sonraki yazılarımda devam edeceğim.
i Doğrusu ben Ayırt Edilemezlerin Özdeşliğinin doğru olduğunu düşünenlerdenim. Ancak bu önerme Leibniz’den beri tartışılan önemli bir ilke olduğundan onun doğru olup olmadığı konusunu başka bir yazımda inceleyeceğim.