Kriptonun Karbon İzi

Başlangıçta vurgulamakta yarar var. Bu konuda ne uzmanlığım ne de en küçük deneyimim yoktur. Günümüzün ilgi gören yatırım alanının farklı bir yanına değinmeye çalışacağım.

Bundan aylar önceydi. İran’da bir bölgede yaşanan elektrik kesintilerinin nedeni olarak gösterilmişti kripto para madenciliği. İlk duyduğumda “hadi canım sen de” demek gelmişti içimden. Konuyla ilgili bilgilenince düşüncem değişti.

Alana ilişkin genişlemeyi yansıtması bakımından paylaşılacak şu bilgi yararlı olabilir. 2019 yılında kripto para pazarının büyüklüğü 800 milyon doların altındayken, 2026’da aynı pazarın büyüklüğünün 5.2 milyar dolara erişmesi bekleniyor. Yalnızca Haziran 2020 – Haziran 2021 aralığındaki genişleme % 800’ü aşmış denebilir.

Bu alandaki enerji tüketimi çevrecilerin ilgisinden uzak kalmamış. Kripto Para Enerji Tüketim Göstergesi’ne (Bitcoin Energy Consumption Index) göre kripto para madenciliği kaynaklı enerji tüketiminin yeni Zelanda’nınkine eşit nicelikte, 37 megaton CO2 salımına neden olduğu anlaşılıyor. Kripto paranın her geçen gün artan çekiciliğinin bu bağlamdaki salımlarda artışa neden olması şaşırtıcı olmayacaktır.

Kripto para kimi insanların ilgisini çekmiyor olsa da çoğu büyük şirket kripto parayı da alışveriş birimi olarak kabul eder olmuş. Hatta, El Salvador ülke temelinde kripto parayı tanıyan ilk devlet olarak geçmiş kayıtlara.

Ethereum, bilinen kripto para şirketlerinden birisi. Ethereum’un tek bir işlemde (Aralık, 2021) 102 kilo CO2 salımına neden olduğu bilindiğinde bıraktığı karbon ayakizi konusunda fikir edinilmiş olacaktır. Oluşan karbon ayakizini somutlaştırmak ve anlaşılabilir kılmak bakımından 226.910 kredi kartı işlemine ya da 17.063 saat You Tube izlemeye denk düşen bir CO2 salımından söz edilebilecektir. Bir Amerikan evinde 8.09 gün boyunca kullanılan enerjinin oluşturduğu CO2 niceliği de bu kadardır diyerek başka şekilde izlenim vermiş olalım.

Çevre duyarlısı Avusturyalı mimar Chris Precht ilke olarak kriptoların desteklediği projelerde yer almayacağını açıklamıştır.

Birleşik Krallık Greenpeace bilgi teknolojisi sorumlusu Andrew Hatton “XIX. yüzyılın enerji kaynaklarıyla XI. yüzyıl teknolojisine enerji sağlamaya çabalıyoruz” sözleriyle eleştiriyor bu alandaki gelişmeyi. Hatton’a göre dünya ölçeğinde bilişim için harcanan enerjinin yalnızca 1/5’i YENİLENEBİLİR kaynaklıdır.

Blok zincire eklenen her kripto para için ayrıntılı işlemler yapılmakta ve dolayısı ile de enerji harcanması kaçınılmazlaşmaktadır. Hatta, bir kripto paranın başarılı ve güvenli olması oranında enerji harcanması gereği doğmaktadır.

Aralık 2021 bilgilerine göre dünya genelindeki enerji kullanımında kripto paranın payı % 0.52’dir. İlk bakışta önemsiz gibi görünen bu tüketimin Tayland’ın yıllık enerji kullanımına eşit olduğunu söylediğimizde anlam kazanması güçlü olasılıktır. Bu ve benzeri verilere bakan kimi uzmanlar kripto paranın kirli ve zararlı bir iş olduğunu bile ileri sürebilmektedirler.

Kripto para madenciliğinde harcanan enerjinin kökenine az önce de değinilmişti. Bir kez daha o konuya eğilmekte yarar var. Dünyada yapılan kripto para işlemlerinin % 65’i Çin’de gerçekleştirilmekteymiş. Çin’deki işlemlerin ise en az yarısının kömürle üretilen elektriğin temel enerji olduğu Sincan’da yapıldığı yansımış kayıtlara. Bu amaçla kullanılan enerjinin YENİLENEBİLİR kaynaklardan elde edilmediğini bir kez daha vurgulamak yanlış olmayacaktır. Bu noktada Çin’in en yetkili ağız olan Başkan Xi aracılığıyla CO2 salımını 2030’a dek sınırlayacağını ve 2060’ta tümüyle nötralize edeceğini açıkladığını anımsadığımızda kripto paranın karbon ayak izi açısından kaygılarımızın biraz olsun azalacağını varsayabiliriz. Çin’de yenilenebilir enerjiye ilişkin gelişmeler beklenen düzeyde olmazsa Norveç, İzlanda ve Kanada gibi temiz enerji kaynakları olan ülkelerin kripto para madenciliği için çekim merkezi olması da bir başka olasılık olarak kendisini göstermektedir.

Her türlü olumsuzluğa karşın kripto para oluşumunun enerji bakımından, örneğin bankacılıkla karşılaştırıldığında çok daha saydam bir görüntü verdiği de gerçektir.

Temiz enerjiyle kripto para madenciliği açısından umut verici bir gelişme El Salvador kaynaklıdır. El Salvador Devlet Başkanı kripto para madenciliğinin jeotermal enerjiyle besleneceğini açıklamıştır.

Yazının konusu olmasa da kripto para yatırımının azınlığın elinde toplanmış olması bir diğer önemli sayılabilecek olumsuzluktur. En büyük 10 bin kripto para hesabının 5 milyon kripto paraya ya da USD olarak 232 milyara denk düştüğü bilgisi bu olumsuzluğun kanıtı sayılabilir.

Şimdilik emeklemekte olan ama bir yıl gibi uzun sayılmayacak zaman aralığında % 800’den fazla büyüyen kripto para varlığının geleceğine ilişkin öngörü daha fazla BÜYÜME ile açıklanabilir. Bu büyümenin güncel sorun olan karbon ayakizini beliginleştireceği de tartışmasızdır.

Not 1 : Bu yazı kaleme alındığı sırada gündemde değildi. Ancak, izleyen günlerde kripto parayı devlet düzeyinde önemseyen ülke olan El Salvador devlet başkanı ülkemize resmi ziyarette bulundu. Ziyaret daha çok sosyal medya kaynaklı magazin temelli haberlerle anıldı. Devlet başkanının sosyal medya hesabındaki “El Salvador CEO’su” nitelemesi bence ilginç ama çok da ilgi görmeyen ayrıntıydı.

Not2 : Yazıyı tamamladıktan sonra konuyla ilgili bilgilenmeyi sürdürürken rastladığım bir bilgi ilgimi çekti. Çin’de kripto para madenciliği 2019’da yasaklanmış. Buna karşın etkinlik sürdürülmüş bir şekilde. Yazıdaki Çin’e ilişkin bilgiler bir bakıma yasadışı etkinlik kaynaklı verilere dayanıyor.

https://www.laprogressive.com/carbon-footprint/?utm_source=LA+Progressive+NEW&utm_campaign=0cbb42176e-LAP+News+-+20+April+17+PC_COPY_01&utm_medium=email&utm_term=0_61288e16ef-0cbb42176e-287063435&mc_cid=0cbb42176e&mc_eid=cd74a61ea9

Bunları da sevebilirsiniz