Pandemi ve Ölüm Korkusu

Pandemi dolayısıyla hayatlarımızın kıymetini daha iyi anladığımız bu günlerde hepimiz bir kez olsun ölüm düşüncesini aklımızdan geçirmişizdir. Bu yüzden ben de bu yazımda ölüm korkusundan bahsetmek istiyorum. Ölüm insanı hayata karşı uyanık tutan en önemli faktördür belki de. Bir gün hayatının sona ereceğini bilen tek canlı varlık insandır ve bu bilincin yükünü insanlar sırtlarında taşır. Varoluşunun bir gün yok olup gideceğini bilen insanın kaygısına Heiddeger “angst” adını vermiştir. Peki varoluşumuzun kıymetini biliyor muyuz yoksa ölümü yalnızca günümüzde olduğu gibi başımıza bir musibet geldiğinde mi aklımızın kıyısından geçiriyoruz?

Felsefeye malzeme olduğu kadar psikolojiye de malzeme edebiliriz ölümü. Klinik olarak “tanatofobi” olarak tanımlanan ölüm korkusu Zihinsel Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabı’nda aşırı boyutlardaki fobiler için ayrıca tanımlanmıştır. (1) Anksiyete seviyesi yüksek insanlar ölüm korkusunun daha yoğun yaşayabiliyor ve içinde bulunduğumuz pandemi süreci birçoğumuzun hayatını değiştirerek anksiyete seviyemizi artırıyor. Hayatlarımızın ne yöne gideceğini bilmemek, virüs bana da bulaşacak ya da koronavirüs ölümcül bir virüs, bu virüse yakalanırsam ölebilirim gibi düşüncelerle birlikte sevdiklerimizin virüse yakalanıp ölebileceği düşüncesi bu dönemde anksiyete seviyelerimizi artırmaktadır. Türk Tabipler Birliği’ne göre pandemi sürecinde en sık görülen ruhsal bozukluklar; duygudurum bozuklukları, kaygı bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğudur. Pandeminin toplumda ve kişiler üzerinde korku yaratmasının nedenleri arasında; enfeksiyonun bulaşıcı olması, yakın tehdit oluşturması, gözle görünür olmaması ve etki alanını giderek artırması vardır. İnsanlar arasında tehdide uyum sağlama ve endişe seviyeleri farklılık göstermektedir. Ancak bazı durumlarda psikolojik etkiler uzun süreli ve şiddetli seyredebilir. SARS virüsü üzerinde yapılan araştırmalarda psikolojik etkilerin şiddetli ve kalıcı ruhsal sorunlara neden olduğu anlaşılmıştır. (2)

Pek çok psikolog ve pek çok filozof ölümle ilgili epeyce şey söylemiştir elbet ancak ölüm konuşmakla son bulmaz. Ölüm korkusu ve beraberinde getirdiği kaygıların hayatımızı ele geçirmesine izin vermeden ölümün zaten her zaman hayatımızın bir parçası olduğunu kendimize hatırlatarak ve de bu korku ve kaygıların günlük hayat yapıp-etmelerimizi kısıtladığını fark ettiğimizde destek almayı düşünerek hayatlarımıza devam edelim.

Not: Pandemi döneminde gerekli psikolojik destek ve terapötik müdahaleler ihtiyaçlar kapsamında uzaktan çevrimiçi olarak da sağlanabilmektedir. (3) Ayrıca Türkiye genelinde psikososyal destek hatları kurulmuştur. Destek hatlarına ulaşmak için https://covid19.saglik.gov.tr/TR-66158/81-il-psikososyal-destek-hat-bilgileri.html

Kaynakça

(1) Güçlücan, Z. Ölüm korkusu. May 9, 2020. Retrieved from https://www.e-psikiyatri.com/olum-korkusu

(2) Tükel, R. (n.d.). (Rep.). Retrieved from https://www.ttb.org.tr/kutuphane/covid19-rapor_6/covid19-rapor_6_Part71.pdf

(3) Tükel, R. (n.d.). (Rep.). Retrieved from https://www.ttb.org.tr/kutuphane/covid19-rapor_6/covid19-rapor_6_Part71.pdf

Bunları da sevebilirsiniz