Kişisel Ontoloji I – Giriş

2020 yılının Ağustos ayındaki yazımda kişisel özdeşlik sorunundan bahsetmiştim. t1 anında var olan a kişisi ile t2 anında var olan b kişisinin aynı kişi olması için gerek ve yeter koşulların neler olduğu biçiminde özetlenebilecek bu sorun felsefenin en eski sorunlarından biridir. Benim beynim cerrahi bir operasyon ile alınıp başka bir bedene konulursa ben o bedende var olmaya devam eder miyim? t2 anındaki b kişisinin, t1 anındaki a kişisinin başından geçenleri hatırlaması ikisinin aynı kişi olması için yeterli veya gerekli midir? Kısacası, zaman içindeki devamlılığımızın ölçütü nedir?

Kuşkusuz zaman içindeki devamlılığımızla ilgili bu soru birçok açıdan önemli ve derin bir sorudur. Ancak bana sorarsanız bir açıdan yüzeysel bir soru olduğu da söylenebilir. Bizim hangi koşullarda var olmaya devam edeceğimiz sorusu, bizim temelde ne olduğumuz sorusunun yalnızca bir yönü değil midir? Başka bir deyişle, bizim nasıl varlıklar olduğumuzu bilirsek devamlılık koşullarımızı daha iyi anlayamaz mıyız? Eğer biz maddesel olmayan ruhlarsak, belki bedenimizin başına ne geldiğinden bağımsız olarak varlığımızı sürdürebiliriz. Oysa biz birer insan hayvanıysak, bu hayvanın ölümüyle bizim varlığımız da sona erer. Ben de bu yüzden bu yazı dizisinde bizim ne olduğumuz sorusuna verilmiş çeşitli yanıtları incelemeye çalışacağım.

Öncelikle soruyu daha açık bir şekilde ifade etmeye çalışayım. “Ben Deniz’im.”, “Ben bir öğrenciyim.” ve “Ben açım.” gibi cümleler kurduğumda kullandığım “ben” sözcüğü bir şeye gönderme yapıyor olmalıi. Benzer cümleleri siz kurduğunuzdaysa sizin “ben” sözcükleriniz de benimkine benzeyen ama benimkinin aynısı olmayan şeylere gönderme yapıyor gibi görünüyor. İşte sorumuz bu “ben”lerin neye gönderme yaptığıyla ilgili. Geçici, anlık varlıklar mıyız yoksa kalıcı mıyız? Maddesel miyiz yoksa değil miyiz? Hangi parçalara sahibiz – kollar ve bacaklar gibi mekânsal parçalarımızın yanında önceki veya sonraki yarılarımız gibi zamansal parçalarımız da var mı? Bunlar gibi en genel özelliklerimiz neler? Bu yazıyı yazan ben ve okuyan sizler, en temel anlamda neyiz?

En temel anlamda” ne olduğumuzu sorgularken ifade etmeye çalıştığım düşünceyi felsefe tarihinde sıkça başvurulan “öz” kavramını kullanarak biraz daha açıklayabilirim. En temel anlamda ne olduğumuzu sorgularken merak ettiğim sorulardan biri, bizim özsel olarak ne olduğumuz. Bunun ne demek olduğunu açıklamaya çalışayım. Benim bir öğrenci olduğum doğru. Ancak öğrenci oluşum benim özsel bir özelliğim değil çünkü bir gün öğrenci olmayı bırakıp yine de var olmaya devam edebilirim. Peki insan olma özelliğimle ilgili de aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Bir gün insan olmayı, biyolojik bir organizma olmayı bırakıp yine de var olmaya devam edebilir miyim (örneğin, bazılarının iddia ettiği gibi, bir bilgisayar programına dönüştürülüp sanal ölümsüzlüğün keyfini sürebilir miyim)? Eğer yanıt hayırsa, bunun sebebi biyolojik bir organizma olmanın benim için özsel bir özellik olmasıdır.

Literatürde insan olmak ile kişi olmak arasında bir ayrım yapılır. İnsan (ing. human) olmak, biyolojinin bize öğrettiği üzere, homo sapiens türünün bir üyesi olmaktan ibarettir. Öte yandan kişi (ing. person) olmakla ilgili birbirinden farklı tanımlar sunulmuştur. Bu tanımlar genellikle zihinsel ve psikolojik yetilerimize göndermede bulunur. Örneğin önemli İngiliz düşünür John Locke’a göre kişiler, akla sahip olan, kendini başka zaman ve yerlerde aynı düşünen varlık olarak tanıyabilen şeylerdir. İnsan ve kişi arasındaki bu ayrımı göz önünde bulundurarak şu soruyu da sorabiliriz, kişi olmak bizim özsel bir özelliğimiz midir? Locke’un tanımını kabul edersek komadaki insanlar kişi değildir dememiz gerekir. Bu durumda, eğer kişi olmak benim özsel bir özelliğimse, yani her “ben” dediğimde göndergem özsel olarak bir kişiyse, komaya girdiğimde zihinsel yetilerimle birlikte ben de yok olurum. Oysa kişi olmak, öğrenci olmak gibi özsel olmayan bir özelliğimse, bir gün kişi olmayı bırakıp var olmaya devam edebilirim. Fark edilebileceği üzere, “Biz (en temel anlamda, esasen, özsel olarak) neyiz?” sorusuna verdiğimiz yanıt, devamlılık koşullarımızla ilgili soruya vereceğimiz yanıtla da çok yakından ilişkilidir.

İşte bu yazı dizisinde bu soruya verilmiş bazı yanıtları incelemek istiyorum. Bu yanıtlar arasında bizim biyolojik organizmalar (insanlar) olduğumuz, bu insanların parçaları (beyinler) olduğumuz, insan vücutlarının oluşturduğu kişiler olduğumuz, maddesel olmayan tözler (ruhlar) olduğumuz, hatta hiç var olmadığımız gibi fikirler olabilir. Yazımı sonlandırmadan önce dileyen okurun başvurabileceği ve benim de yazarken faydalandığım bazı kaynaklardan bahsetmek istiyorum. Peter van Inwagen’in What Do We Refer to When We Say “I”? (“Ben” Derken Neye Gönderme Yapıyoruz?) makalesi soruyu ayrıntılı biçimde açıklıyor. Benzer şekilde, Eric T. Olson’un What Are We? A Study in Personal Ontology (Biz Neyiz? Bir Kişisel Ontoloji Çalışması) isimli kitabının ilk bölümü soruyu açıklıyor, kitabın sonraki bölümleriyse bu soruya yanıt olarak sunulmuş bazı düşüncelerin harika bir seçkisini sunuyor. Türk filozof Itır Erhart’ın Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nden çıkan Ben neyim? Kişiler ve İnsanlar Üzerine Bir Çalışma isimli kitabıysa hem Türkçe hem de son derece zengin bir kaynak.

i

? Sonraki yazılarımda “ben” sözcüğünün hiçbir şeye gönderme yapmadığı, bizim aslında var olmadığımız görüşünü de tartışmayı umuyorum.

Bunları da sevebilirsiniz