Yurdumuz ciddi bir kuralık tehdidiyle yüz yüze.
Barajlardaki su düzeyi mevsim normallerinin altında.
Yeraltı suları da yetersiz.
Son yağışlar da çözüm sayılmaz.
Su en temel insan hakkı olmalı.
Gel gör ki yönetimlerin para kaynağı.
Su fiyatları sürekli zamlanıyor.
Oysa su ücretsiz olmalı. Su ticari meta olarak kullanılamaz.
Anımsarım Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven suyu ücretsiz yapınca, halka bedava dağıtınca yargılanmış, mahkûm olmuştu…
Küresel ısınmayla birlikte yanlış su kullanımı tehlike çanlarını çaldırıyor.
Özünde su yoksulu ülkemizde tarımsal üretim ve gıda soruna her geçen gün öne çıkıyor.
Vahşi sulamanın yanı sıra tüketim davranışları da etkili. Dört bir yandan açılan madenler için su kullanımı da ayrı bir sorun.
Hal böyleyken İktidar geçen ay Katar’la su yönetimi alanında yapılan işbirliği mutabakat zaptı imzaladı.
Nasıl iştir, neden Katar’la böyle bir anlaşma imzalanır bilen yok, açıklayan da.
Bir yandan özelleştirmeler yoluyla kaynak suları da dahil sermayeye satılır, bu alanda karlı bir sektör yaratılırken diğer yandan böylesine içeriği bilinmeyen, gizlenen, saklanan anlaşmalar ne anlama geliyor?
Türkiye sularının üzerinde Katar’ın söz sahibi olmasının anlamı anlaşılır gibi değil. Sızan haberlere göre anlaşmada yeraltı suları, su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, su kalitesi, arıtma ve gıda güvenliği” gibi hükümler var. Şaka gibi!
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan “Bu mutabakat zaptı, sadece iki ülke arasında su yönetimi alanında deneyim ve tecrübelerin paylaşılması ve bilgi alışverişini mümkün kılacak bir metindir. Bu imzalanan metin, iki ülkenin birbirinden su temini, su nakli, suyun paylaşılması ve benzeri hususları içermemektedir” diyor,
Peki, neyi içeriyor?
Neyin üstünü örtüyorsunuz? Yayınlasanız da bilsek.