Burma’daki Türk Sivil Savaş Esirleri

Myanmar’da yaşadığımdan dolayı tesadüfen içine daldığım Birinci Dünya Savaşı’nda Hindiçini’ndeki Türk Savaş Esirleri konusu okudukça büyüyor. Türk Savaş Esirlerinin bir kanadı da sivil savaş esirleri. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere bir ilke daha damga vuruyor ve ilk sivil savaş esiri uygulamasını başlatıyor… haydi deşelim yine…

Şimdi de karşıma sivil Türk esirleri çıktı. Bakın sayın Ali Özuyar SAÜ Fen ve Edebiyat Dergisi (2008-1) dergisindeki BURMA’DAKİ SİVİL TÜRK ESİRLERİ yazısında bu konuda neler diyor;

Osmanlı sivil esirleri, I. Dünya Savaşı’nın en az bilinen konularından birisidir. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmeden önce İngiltere, Fransa ve Rusya’da binlerce vatandaşı bulunuyordu. Osmanlı Devleti’nin tarafsızlığını bozup İttifak devletleri safında savaşa girmesi, bu devletlerdeki sivil Osmanlı vatandaşlarını oldukça zor bir duruma düşürdü. Başta İngiltere olmak üzere Fransa ve Rusya, sınırları dâhilindeki Osmanlı vatandaşlarını “casus” olabilecekleri ihtimali üzerine önce gözaltına (enterne) aldılar ve ardından İttifak üyesi diğer ülke vatandaşlarının bulunduğu sivil esir kamplarına naklettiler. Savaş sona erdikten sonra da bu esirlerin büyük bir kısmı bulundukları ülkelerde yeniden oturma izni alamadı ve sınır dışı edildi.

İngiltere’nin, kendi topraklarındaki “düşman kökenli yabancılara” karşı başlattığı “sivil esir” uygulaması, savaş sırasında işgal ettiği Osmanlı topraklarında da devam etti. Sakıncalı görülen çok sayıdaki devlet memuru, tutuklanarak Uzak Doğu’daki askeri esir kamplarına nakledildi. Bu nitelikteki esirlerden bir grubunu da Basra’da esir alındıktan sonra Myanmar (Burma)’daki Thatmyo Esir Kampı’na gönderilen siviller oluşturuyordu. Sivil esirlerin çoğunluğu, Basra Rüsûmât Müdürlüğü personeliydi. Bu kampta hayatta kalan sivil Türk esirlerinin ülkelerine dönmeleri ise 1922 yılının sonlarına kadar sürdü.”

Bu olaylara daha yakından bakacak olursak yine Sayın Ali Özuyar’ın yazısını kaynak göstererek şu durumları aktaracağım,

İngilizler Basra’nın işgalinden kısa bir süre sonra kamuda çalışan sakıncalı gördükleri bazı sivil memurları, casusluk yapabilecekleri ihtimaline karşı tutuklamaya başladılar. Tutuklanan siviller, Basra’daki “gözlem” ve “izolasyon” kamplarına yerleştiriliyordu. Askerî esirlerin de bulunduğu bu kamplara gönderilen siviller önce gözlem kampına getiriliyor ve burada 2 ile 4 hafta arasında kalıyorlardı. İzolasyon kampındakiler ise iyileşinceye kadar beklemek zorundaydılar. Her iki kampta da asker ve sivil esirlerden bir konvoy oluşturacak kadar esir toplanınca bunlar, Basra’dan gemilere bindirilerek Burma’daki Thatmyo Esir Kampı’na naklediliyorlardı. Kampa gönderilen sivil esirlerin yarısını Basra Rüsûmât Müdürlüğü personeli oluşturuyordu. Diğerleri ise Basra ve havalisindeki idari ve yerel yöneticiler ile bu makamlarda görevli memurlardı. (13)

Burma’daki Sivil Türk Esirleri

Thatmyo Esir Kampı, İstanbul’a 12.000 km’den daha uzak bir mesafede olan ve savaş yıllarında Hindi Çini olarak bilinen Burma (Birmanya)’daki Thatmyo kasabasında, daha önce İngiliz askerlerinin konuşlandırıldığı binalardan bozma bir esir kampıydı. İngilizler Güney Cephesi’nde esir aldıkları Türk askerleri ile sivilleri bir süre Basra’daki kamplarda tuttuktan sonra gemilere bindirerek, bugün Pakistan’da olan, Karaçi’ye gönderiyorlardı. Esirler, buradan trenlere bindirilerek Kalküta geçici istasyon kampına taşınıyor ve buradan da deniz yoluyla Thatmyo Esir Kampı’na getiriliyorlardı. (14)

Thatmyo Esir Kampı, birbirine bitişik dört ayrı kısımdan oluşuyordu. Pavyon denilen her kısım aşağı yukarı 40 metre karelik bir alana sahipti. Pavyonlar birbirlerinden iki kat tel örgüyle ayrılıyordu. Ayrıca her pavyonun etrafı yine iki kat tel örgüyle çevriliydi.

Thatmyo Esir Kampı, asker ve sivil esirlerin bir arada bulunduğu bir kamptı. 1917 senesinin 11-14 Nisan tarihleri arasında Thatmyo Esir Kampı’nı gezen Thormeyer, Schoch ve Blanchod adlı üç Kızılhaç görevlisinin Haziran 1917’de merkezi Cenevre’de bulunan Kızılhaç teşkilatına sundukları rapora göre bahsi geçen esir kampında 3591 Türk esiri bulunuyordu. Yine aynı raporda belirtildiğine göre bu esirlerin 36’sı sivil esirdi. Sivil esirlerin 25’i silâhaltına alınabilir 11’i de silâhaltına alınamaz nitelikteydi. (15)

Kamptaki 36 sivil esirden 18’i Basra’nın işgalinden sonra tutuklanan sivillerden oluşuyordu. 18 esirden 9’u 21 Mayıs 1331 (3 Haziran 1915) tarihinde tutuklanan Basra Rüsûmât Müdürlüğü memurlarındandı. Diğer 9 sivil esir ise işgalden sonra farklı tarihlerde tutuklanan Basra ve havalisindeki görevli memurlardı.

İngiltere Dış İşleri Bakanlığı’ndan Babıâli’ye gönderilen esir listesine göre Thatmyo Esir Kampı’nda bulunan gümrük personelinin isim ve unvanları şöyleydi:

Ahmet Nafiz Basra Rüsûmât Müdürlüğü kâtiplerinden

Süleyman Sırrî Efendi Basra Rüsûmât Ser-istimatörü

Hasan Hilmi Basra Rüsûmât Ser-muayene Müdürü

Hasan Tahsin Basra Rüsûmât Markatörlerinden

Seyyid Abdurrahman Halis Basra Rüsûmât Müdüriyeti Ser-rüsûmât Memuru

Muhammed Nazmi Basra Rüsûmât İdaresi Aktarma Memuru

Ahmet Hidayet Bağdat Rüsûmât Başmüdürlüğüne bağlı Basra Rüsûmat Müdüriyeti Muayene Memurlarından

Ramiz İmare Rüsûmat İdaresi Muhafaza Memuru

Mehmet Ebul-hüda Şeyh Said Rüsûmat Müdürü (16)

Kampta gümrük personelinden başka Basra ve havalisinde görev yapmaktayken esir alınan bazı idari yöneticiler ile bu yönetimlerde görevli olan memurlar da bulunuyordu.

Yine aynı listeye göre Thatmyo Esir Kampı gönderilen bu sivil esirlerin adları ve unvanları şöyleydi:

Abdulla Basra’ya bağlı Şattülarap nahiyesi mektebi muallimi

Hacı Hasan Salih Fav Merkez-i Posta ve Telgraf Müdürü

Hüseyin Avni İmare Emlâk-ı Emiriye Muhasebe Kâtibi

Sadık Efendi Basra Muhasebe-i Vilâyet Kâtibi

Mehmed Zeki Basra’ya bağlı Harise Nahiyesi Müdürü

Abdülrezzak Ali Efendi İmare’nin Cehle kazasına bağlı Zebir Nahiyesi Müdürü

Halid Efendi Fav Kaymakamı

Süleyman Asaf, Basra Evrak Müdür Vekili Encümen-i Vilâyet Başkâtibi İsmail Hakkı ve Ebulhafib Mektubi Kalemi Mümeyyiz Vekili Nahiyesi Müdürü (17)


Sivil Esirlerin İstek ve Temennileri

İngiltere Dış İşleri Bakanlığı’ndan gönderilen ve 8 Kasım 1917 tarihinde Osmanlı Ordû-yi Hümâyûnu Başkumandanlık Vekâleti tarafından Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen bu listede sivil Türk esirlerin esir alındıkları yer ve tarih, bulundukları esir kampı, numaraları, ailelerinin nerede bulundukları ve isteklerini içeren ayrıntılı bilgiler bulunuyordu.

Sivil esirlerin istek ve temennileri daha çok geride bıraktıkları aileleriyle ilgiliydi. Listede yer alan 18 sivil esirden 11’i maaşlarının ailelerine gönderilmesini ve bi-kes (kimsesiz) kalan ailelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasını temenni ediyordu. (16 -17 Aynı Dosya )

Bu esirlerden biri olan Fav Kaymakamı Halid Efendi’nin isteği ise diğerlerininkinden oldukça farklıydı. Eşi ve çocuğu Basra’da bulunan Fav Kaymakamı Halid Bey, isteğini şu satırlarla ifade ediyordu: “Pek şedid iki ihtiyacım vardır:

  1. Şu herc ü merc umumî içinden selâmetle çıktığımızı görmek

  2. Bir buçuk senedir şecere-i hayatımı kemiren şu bitmez tükenmez esaretten kurtulmak, vatanıma avdet edip taşlarını öpmek”. (18)

Kızılhaç görevlileri tarafından hazırlanan ve merkezi Cenevre’de bulunan Kızılhaç teşkilatına sunulan bu rapor, Haziran 1917 tarihine aitti. Bu tarihten sonra kampa yeni sivil esirlerin getirilip getirilmediği hakkında şimdilik mevcut bir bilgi bulunmuyor. Adları ve unvanları belirtilen bu sivil esirlerden başka geride kalan diğer 18 sivil esirin adları, nerede ve ne zaman esir alındıkları bilinmemektedir. Bilinmeyen bir diğer husus ta kimliği ve unvanları tespit edilebilen bu 18 sivil esirin akıbetidir.

İngiltere, 1918 sonbaharında imzalanan ateşkes antlaşmalarından sonra ülkesindeki sivil esirler ile sömürgelerindeki esir kamplarında bulunan askerî ve sivil Türk esirlerin tahliyesine başladı. 1918 sonbaharında başlayan tahliye süreci, belirli aralıklarla, 1922 yılının sonlarına kadar devam etti. İngilizlerin esirlerin tahliyesinde uyguladıkları bu politika Thatmyo Esir Kampı’ndaki Türk esirler içinde geçerliydi. Thatmyo’dan Rangoon’a getirilen Türk esirler, burada gemilere bindirilerek Hindistan’a götürüldü. Hindistan’da gemiye alınan diğer Türk esirler ile birlikte ilk kafile, 1918 yılında İstanbul’a ulaştı. (19) Kampın tahliyesinin tamamlanması ise 1922 yılının sonlarına kadar sürdü. 36 sivil esir içinden adları ve unvanları belirtilenlerin geriye dönüp dönemedikleri bilinmiyor. “

Bu son cümle çok hazin. Bu saygıdeğer insanların akıbetlerini bilmiyoruz, ailelerinin onlara kavuşup kavuşmadığını, yollarda beter olup ölüp ölmediklerini, hastalık, sakatlık, yaşlılık yada başka nedenlerden gidemeyip Burma’da kalıp yaşamaya devam edip etmediklerini, yada oraya yerleşip çoluk çocuğa karışıp karışmadıklarını, … sözün kısası bunları bilmiyoruz. Hep Myanmar’da yollardan geçerken Türke benzeyen tip insanları gördüğümde belki dedeleri savaştan sonra Burma’dan yurda dönemeyip, bulundukları yerde yaşamını sürdürmeye devam etmiş savaş esirlerindendi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Neden olmasın, dünyada bunlara benzer o kadar çok gerçek hikaye var ki… Bazan dedelerin geçmişleri de savaşlardan, hastalıklardan, göçlerden sonraki nesillere aktarılamıyor, insanlar öyle ölüp gidiyor ve tarihin karanlık sayfaları açılamadan kalıyor. Hangimiz merak edip dedelerimizin ve onların babalarının hayat hikayelerini öğrenmeye çalıştık? Yada öğrendiklerimizi yazıya döktük. Ne hikayeler var kimbilir…

Myanmar’da her taksiye binişimde taksicilerle sohbet ediyorum, zaten onlar da benim kim olduğumu, Myanmar’da ne yaptığımı merak ediyorlar, çat pat yarım yamalak bir lisanla konuşmaya çalışıyoruz, bazan bu konuyu açıyorum. Dikkatle dinliyorlar, onlara da ilginç geliyor. Bakarsınız hiç belli olmaz, bir bilene denk geliverir. Çevresinde, köyünde, sülalesinde bakarsın bir Türk savaş esiri çıkıverir. Olmaz olmaz demeyin. Savaş esirlerinin adı geçen toplanma kamplarına bir fırsat bulduğumda gitmeye çalışacağım, belki o çevrelerde bilenler çıkar diye düşünüyorum.

2020’de yine sizleri bu konularda aydınlatabilecek bilgilere ulaşabileceğimi umut ediyorum. Hepinize umutlu, enerjik ve sağlıklı bir yeni yıl dilerim.

Kaynaklar ve Dipnotlar

1. Ali ÖZUYAR

e-posta: aliozuyar@mynet.com

SAÜ Fen ve Edebiyat Dergisi 2008-1,

BURMA’DAKİ SİVİL TÜRK ESİRLERİ

(13) BOA. DH. EUMM. 5. Şb. Dosya No: 48/26, 23 Muharrem 1336.

(14) Cemalettin Taşkıran, I. Dünya Savaşı’nda Türk Esirleri, Ana Ben Ölmedim, İş Bankası Kültür Yay., İstanbul, 2001, s. 95.

(15) Taşkıran, a.g.e., s. 96.

(16) aynı dosya

(17) aynı dosya

(18) aynı dosya

(19) Taşkıran, a.g.e. s.228


 

Bunları da sevebilirsiniz