Analiz 116

2019 yılının son ayı olan aralık ayı analiz yazımda 2020 küresel ekonomi beklentilerimi ele alacağım.

 

Ticaret savaşlarının yol açtığı gerginlikler, 2020 yılı boyunca küresel ekonomide 700 milyar dolarlık bir kayıp anlamına gelecek. Bu rakam dünya gelirinin yüzde 0,8’ine tekabül ediyor.

 

Ticaret savaşlarının tetiklediği durgunluk ile birlikte şirketler kesiminin risk altındaki borçları hızla artacak ve yaklaşık 19 trilyon dolara ulaşacaktır. Bu rakam da sekiz en büyük ekonominin toplam borçlarının yüzde 40’ına karşılık gelmektedir.

 

Bu veri, 2009 finans krizindeki yüzdenin çok üstünde olduğu düşünülürse 2020 küresel ekonominin ne kadar zorlanacağının göstergesidir.

 

Aslında küresel ekonomide yaşanan kriz sürecini sadece ticaret savaşlarına bağlamanın doğru bir değerlendirme olmadığı aşikardır. Küresel ekonomi de uzun süredir süre gelen düşük üretkenlik kazanımları, gerileyen kar oranları ve yatırım talebi ile bozulan gelir dağılımı düşünüldüğünde, ulusal ekonomilerin korunma dürtüsüne dayalı ticaret savaşlarının yaşanmakta olan kriz sürecinin aslında nedeni değil bir sonucu olduğunu görmek gerekiyor.

 

Nitekim, küresel ekonomide giderek yoğunlaşan gelir eşitsizliği ve bunun yol açtığı sosyal şiddet olgusunu artık krizin bir yandan nedeni, bir yandan da sonucu olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

 

1988’den bu yana dünyanın en yoksul yüzde 10’luk kesimin kişi başına gelirleri yılda 3 Amerikan dolarından daha az artabilmiş iken küresel ekonominin en zengin yüzde 1’lik kesiminin gelirleri 182 misli artış göstermiştir.

 

ABD’de son otuz sene boyunca toplam gelirin en alt yüzde 50’lik diliminde yer alan kişilerin reel gelirlerinde hiçbir artış yaşanmamış iken nüfusun en zengin yüzde 1’lik kesiminin gelirleri yüzde 300 oranında artmıştır.

 

Dünya konjonktüründe gelir eşitsizliğinin emeği ile geçinenler açısından uzantıları sadece gelir kayıplarını değil, aynı zamanda sosyal haklarındaki kayıpları ve uğramakta oldukları siyasal baskı ve şiddeti de içeriyor.

 

Dünyamızda ülkelerin,

  • Yüzde 85’inde grev hakkı engellenmiş konumda

  • Yüzde 80’inde toplu sözleşme görüşmeleri kısıtlanmış ya da tümüyle engellenmiş halde,

  • İşçilerin bir sendikaya üye olma girişimleri engellenmiş olan ülke sayıları 2018’de 92 iken bu rakam 2019’da 107’ye çıkmış,

  • İzlenmekte olan ülkelerin yüzde 72’sinde işçilerin yargıya ulaşımı ya hiç yok ya da kısıtlı.154 ülkeden 54’ünde işçilerin toplantı ve gösteri hakları engellenmiş durumdadır.

 

İşçi haklarının en kötü konumda olduğu on ülke sıralamasında şu ülkeler yer almaktadır. Cezayir, Bangladeş, Kolombiya, Guatemala, Kazakistan, Filipinler, Suudi Arabistan, Türkiye, Zimbabwe.

 

2019 yılının son analiz yazısının son sözü;

 

Yeni küresel dünya ve yeni Türkiye gerçekleri.

 

2020 yılının ilk sözü ise;

 

Başka türlüsü mümkün…

 

Aydınlık bir yıl dileğimle.

 

 

 

Bunları da sevebilirsiniz