Gözden Kaçanlar

Cumhurbaşkanlığı Giderleri Yüzde 160 Arttı: Kasa 2018’de 637.8 Milyon Lira Açık Verdi

24/09/2019

Sözcü’den İsmail Şahin’in haberine göre cumhurbaşkanlığının toplam gideri 2017 yılında 362 milyon lira iken, 2018’de yüzde 160 artarak 943 milyon lirayı buldu. Geliri 305 milyon lira olan sarayın kasası geçen sene 637.8 milyon lira açık verdi.

181 milyon liraya yükselen personel giderinin 107 milyon lirası sözleşmeli personelin

Cumhurbaşkanlığı personelinin yurt içi ve yurt dışı yolculuk giderleri 14 milyon liradan 22.8 milyon liraya çıkarken, toplam personel gideri 106 milyon liradan 181 milyon liraya yükseldi. Bu tutarın 107 milyon lirası ise sözleşmeli personele ait.

Mal ve hizmet alımlarına 2017 yılında 156.4 milyon lira harcanmışken, geçen sene bu tutar 428 milyon 360 bin liraya çıktı.

Projeler kapsamındaki harcamalar 2017 yılında 24.6 milyon lira iken, 2018 yılında 943 milyon 646 bin lira olarak kaydedildi.

Enerji harcamaları 25.5 milyondan 40.9 milyona çıktı

Su, ısıtma, elektrik ve internet giderleri gibi kalemlerden oluşan ‘tüketime yönelik mal ve malzeme alımları’ 25.5 milyon liradan 40.9 milyon liraya yükseldi. Binaların bakım ve onarımı için 2018’de 4.3 milyon lira harcandı.

Mutfak masrafları ikiye katlandı

‘Beslenme, gıda amaçlı ve mutfakta kullanılan tüketim malzemeleri’ başlığındaki harcamalar 2017 yılında 2 milyon 646 bin lira iken, geçen sene bu giderler iki kat artarak 5 milyon 311 bin liraya oldu.

Kırtasiye masrafları 1 milyon 641 bin liradan 2.2 milyon liraya çıkarken, ‘tıbbi ve laboratuvar sarf malzemelerine’ yapılan harcama 2 milyon 784 bin liradan 4 milyon 179 bin lira oldu.

Tören, fuar ve organizasyon harcamaları 48.9 milyon lirayı buldu

Cumhurbaşkanlığında temsil ve ağırlama kapsamında düzenlenen tören, fuar ve organizasyon giderleri 36.2 milyon liradan 48.9 milyon liraya çıktı.

Dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan para transferi 7 milyon 975 bin liradan 9 milyon liraya yükselirken, ailelere 5 milyon para yardımı yapıldı.


MEB: Öğrencilerin yüzde 40’ı okuduğunu anlayamıyor, yarısı akıl yürütemiyor

24/09/2019 Diken.com.tr

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 81 ilde 112 bin öğrenciyle yaptığı ‘Öğrenci Başarı İzleme Araştırması’ sonuçlarına göre dördüncü sınıfa giden öğrencilerin yüzde 40’ı okuduğunu anlayamıyor.

Türkçe, matematik ve fen bilgisi alanlarında en az doğru yanıtlanan soru türleri ise ‘akıl yürütme’ yetkinliklerini ölçen sorular.

Bakanlığın sitesinde de yayınlanan raporda tüm soruları yanıtlayabilen öğrenci oranının ise yalnızca yüzde 3.55’te kaldığı belirtildi.

Öğrencilerin Türkçe, matematik ve fen bilimleri alanlarında akademik düzeylerinin belirlenmesi, öğrenme eksikliklerinin giderilmesi ve öğrencilere ve öğretmenlere geribildirim sunulmasını amaçlayan araştırma 2018-2019 eğitim öğretim yılında dördüncü sınıfta eğitim gören 1.164.903 öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. Bu öğrencilerden 112.465’i Türkçe alt testine, 112.322’si matematik alt testine ve 111.742’si fen bilimleri alt testine katıldı. Bakanlığa göre bu araştırma izleme amacıyla Türkiye’de yapılan ve en geniş öğrenci örneklemine ulaşılan eğitim araştırması.

Öğrencilerin Türkçe alt testinde öğrencilerin ‘bilme’ becerilerini değerlendirmek üzere hazırlanan soruları ortalama doğru cevaplama oranı yüzde 62.82. ‘Anlama’ yetkinliğini ölçmeye yönelik soruları ortalama doğru cevaplama oranı ise yüzde 59.97.

Akıl yürütme soruları en az doğru cevaplanan soru grubu

Matematik alt testinde ise sorular bilme, uygulama ve akıl yürütme yetkinliklerini ölçmeyi amaçlıyordu. Öğrencilerin bilme düzeyindeki soruları ortalama doğru cevaplama oranının yüzde 63.43 olduğu belirtildi. Bu oran uygulama sorularında yüzde 59.25’e gerilerken, akıl yürütme sorularında ise oran yüzde 49.08’e kadar geriledi. Fen sorularında da akıl yürütme yetkinliğini ölçen sorular doğru cevaplanma oranı en düşük olan soru grubu oldu.

İSMEK ihaleleri 15 yıl boyunca aynı holdinge verildi: Son 8 yılda 1 milyar 123 milyon TL

23/09/2019

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları’nın (İSMEK) ihaleleleri, 2004’ten beri Beyaz Holding’e bağlı şirketlere verildi. Beyaz Kanal 7, Haber 7 ve Ülke TV’nin de sahibi olan holdinge verilen ihalelerin belediyeye toplam maliyeti 1 milyar 123 milyon TL oldu.

Medyascope’tan Fırat Fıstık’ın haberine göre, 2016-2019 yılları arasında üç yıllık hizmet alımı 596 milyon 711 bin 839 TL karşılığında Lapis Eğitim Organizasyon ve Sosyal Hizmetler şirketine verildi.

2015 yılındaki ihaleyi 163 milyon 907 bin 849 TL’ye aynı şirketle birlikte Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm şirketi, 2014 yılındaki ihaleyi ise 112 milyon TL’ye yine Etkin Eğitim Organizasyon Gemi İşletmeciliği ve Turizm şirketiyle birlikte aynı holdinge bağlı Kare Eğitim İletişim şirketi kazandı.

2013 yılındaki ihale 95 milyon 982 bin 712 TL’ye, 2012’deki ihale 83 milyon 364 bin 402 TL’ye, 2011’deki ihale 74 milyon 912 bin 26 TL’ye aynı şirketlere verildi.

Beyaz Holding’in Yönetim Kurulu’nda İsmail Karahan, Aykut Zahid Akman, Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik yer alıyor. Eski RTÜK başkanı olan Zahid Akman’la beraber yönetim kurulunda yer alan bu dört isim aynı zamanda Beyaz İletişim A.Ş., Hayat Görsel Yayıncılık A.Ş. ve Nokta Elektronik Medya A.Ş.’nin yönetiminde.

Sermaye son beş yılda altı kat arttı

Holding, 23 Eylül 1998’de farklı bir isimle kuruldu ve ismi Deniz Feneri soruşturmasında gündeme geldi.

30 Ekim 2003 tarihli genel kurul toplantısında sermayesi 300 bin TL’den 700 bin TL’ye çıkan şirket, 21 Temmuz 2004’te holdingleşerek bugünkü adını aldı.

Zahid Akman, 2005 yılında şirket yönetim kurulundan çekildi fakat daha sonra geri döndü. Holdingin sermayesi 2006’da 2 milyon TL’ye, 2007’de 5 milyon TL’ye çıktı.

4 Şubat 2014 yılında genel kurulda 5 milyon TL olan sermaye 11 milyona çıkarılırken, 2016’da 11 milyon TL’den 31 milyon TL’ye çıkarıldı.

Yerel seçim öncesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesi halinde İSMEK’i kapatacağı iddia edilmiş; İmamoğlu bu iddianın gerçeği yansıtmadığını açıklamıştı.

Rektöre Göre Neslican Tay ‘Dinden Faydalansa Hastalığı Düşman’ Görmezmiş

22/09/2019 Diken.com.tr

Uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele eden ve kanserle mücadelenin sembolü haline gelen 21 yaşındaki Neslican Tay’ın 2018’de tümör nedeniyle bacağı kesilmişti. Tay üç kez yenmeyi başardığı kansere, geçtiğimiz günlerde dördüncü kez yakalanmış ve hayatını kaybetmişti.Rektör Tarhan, Tay’ın ‘seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapıldığı’nı söylediği tweetinde şu ifadeleri kullandı: “Neslican Tay kızımız çok çile çekti ama ümidini kaybetmedi, ölümle yüzleşebilseydi ölüm bilincine sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm.”

Bloomberg Muhabirleri Ve 36 Kişinin Hapisle Yargılandığı Davada Beraat Talebine Ret

20/09/2019 Diken.com.tr

Bloomberg haber ajansının iki muhabiri ve 36 kişi aleyhine hapis cezası talebiyle açılan davada sanıkların beraat talebi reddedilirken, duruşma 17 Ocak 2020’ye ertelendi.

Davada Bloomberg muhabirleri Kerim Karakaya ve Fercan Yalınkılıç sermaye piyasası kanununa muhalefet ve Türkiye’nin ekonomik istikrarını zedelemekle suçlanıyorlar.

Geçen yıl ağustos ayında Bloomberg’de yayınlanan bir haber, liranın sert değer kaybının etkilerini ve yetkililer ile bankaların buna nasıl karşılık verdiğini konu alıyordu.

Davada 36 kişi de sosyal medyada haber ile ilgili yorumlarından yola çıkılarak Türkiye ekonomisine yönelik güvensizliğe yol açmakla suçlandı.

Bloomberg ‘acil durum toplantısı’ demişti

Haberin yapıldığı dönemde ekonomide verilerin kötü gelmesi sonrası başlayan kur artışları, ABD ile yaşanan ‘Pastör Brunson krizi’nin ardından zirveye çıkmıştı. Liranın dolar karşısında bir günde yüzde 17 değer kaybetmesi sonrası bankaların döviz talebini karşılamakta zorlandığı belirtilmiş, Bloomberg ise BDDK’nın bu durum karşısında bankalarla ‘acil durum toplantısı’ düzenlediğini bildirmişti.

Tüketici Güveni Eylülde Tarihi Dibe Yaklaştı

20/09/2019 Diken.com.tr

Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işbirliği ile hazırlanan endeks Mayıs 2019’da yüzde 13 gibi sert bir düşüşle 55.3’e gerilemiş, bu düzey 2004’te başlayan veri tarihinin en düşük seviyesi olarak kayda geçmişti.

TÜİK verilerine göre haziranda yüzde 4.3 artışla 57.6 değerini alan endeks, temmuzda 56.5’e gerilemiş, ağustosta ise yüzde 3.1 artışla 58.3 değerini almıştı.

Endeksin alt bileşenlerine bakıldığında gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi ağustosta 77.8 iken, eylülde yüzde 4.9 azalarak 74 oldu.

İşsiz sayısı beklentisi endeksi yüzde 5.1 azalırken, tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 0.6 arttı.

Aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülüyor.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabiliyor. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.

Cezaevinden İzin Almış: İstanbul’da Eşini Bıçaklayıp Yağla Yakan Adama Tutuklama

19/09/2019

DHA’nın haberine göre hırsızlıktan tutuklanan Ersin Ü., altı yıl önce imam nikahıyla evlendiği, beş ve üç yaşında iki çocuk annesi 28 yaşındaki Kübra T. ile boşanmalarından bir buçuk yıl sonra barışmak istedi.

Kadının işyerine giden adam, olumsuz yanıt aldı. Ersun Ü., kadının daha sonra Küçükçekmece ilçesindeki evine gizlice balkondan girdi.

Yağla yakmış

Ersin Ü. ilk olarak mutfağa gidip sıvı yağı çaydanlığa dökerek ısıttı. Adam, bir de bıçak alarak kadının uyuduğu odaya gitti. Ersin Ü., kadını bacağından bıçakladıktan sonra kafasına kızgın yağı döktü. Daha sonra çantasından para alarak kaçtı.

Kadın polisi arayarak yardım istedi. Evden kaçan adam ise daha sonra polis tarafından yakalanarak tutuklandı.

Vücudunun büyük bölümü yanan Kübra T.’nin tedavisi sürerken, bileğinin kesilme riski olduğu öğrenildi.

‘Evin eşyalarını satmıştı’

Kadının ismini vermek istemeyen halası şunları söyledi: “Eski kocası hapisteydi. Bir hafta izinli çıkmış. Çocuklarını gördü. Pazar günü de kızgın yağ ile yaktı. ‘Bana yar olmuyorsun, başkasına da yar olma’ diyerek yaktı. Daha önce de aralarına problem oluyordu. Evinin eşyalarını falan satmıştı. Hem yaktı, hem de parasını aldı gitti. İdam edilmesini istiyoruz. Bizim duyduğumuza göre tekrar cezaevinde şu an. Kübra’nın kollarındaki damarlar açılmazsa kesilebilirmiş. Bir an önce iyileşmesini istiyoruz. Herkesten destek bekliyoruz.”

Okçular Vakfı Seçim Öncesi İBB’den 1.2 Milyon Lira ‘Yardım’ Almış

18/09/2019

Sözcü’den Özlem Güvemli’nin haberine göre Okçular Vakfı Spor Kulübü Derneği altı aylık faaliyetler için yapılan 1 milyon 200 bin liralık yardım talebine bir önceki belediye başkanı AKP’li Mevlüt Uysal onay verdi.

Ekrem İmamoğlu’nun başkan olmasından sonra yapılan incelemelerde İBB’nin kamu kaynaklarından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen vakıf ve derneklere yüklü miktarda pay ayırdığı ortaya çıkmıştı. İmamoğlu geçen ayki açıklamasında belediyenin feshettiği protokollerle 357 milyon liralık sürece ‘nokta konduğunu’ belirtmişti.

Okçular Vakfı ise “Okçular Vakfı’na bugüne kadar İBB’den herhangi bir para aktarımı söz konusu değildir” diye açıklama yapmıştı.

Ortaya çıkan yeni belgeye göre Okçular Vakfı, kendisine bağlı spor kulübü derneğinin aracılığıyla 24 Ocak 2019’da belediyeye başvurdu.

Bu başvuru doğrultusunda İBB Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından İBB Başkanlığı’na 6 Mart 2019 tarihli ‘Okçular Vakfı Spor Kulübüne Yardım’ konulu bir yazı gönderildi.

Onaylanarak işleme konulan yazışmada şöyle dendi: “Yaklaşık 550 yıl önce inşa edilen Okçular ve Atıcılar Tekkesi, İBB marifetiyle aslına uygun şekilde inşa edilerek Türk sporunun hizmetine sunulmuştur. Uluslararası müsabakaların da gerçekleştirileceği şekilde yapılan Okçular ve Atıcılar Tekkesi kanalıyla başta geleneksel ve modern okçuluk eğitimleri verilerek, geleneksel okçuluk ve atıcılık sporu mirasımınız yeni nesillere aktarımıyla birlikte olimpik spor branşlarından biri olan modern okçuluk eğitimleri ile geleceğin yeni yeteneklerini ve şampiyonlarını bulup yetiştirmek üzere 1 Ocak 2019-30 Haziran 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilecek hizmetlere karşılık yapılan harcamaların tekamülüne müteakip 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi ile Okçular Vakfı Spor Kulübü Derneği arasında 26 Nisan 2016 tarihinde yapılan protokolün amir hükümleri doğrultusunda ekteki dosyada belirtilen faaliyetlerdeki harcamalarla kullanılmak üzere 1.200.000,00 TL (Bir milyon iki yüz bin Türk Lirası) yardım yapılması hususunu tensiplerinize arz ederim”

10 kişiden yedisinin taksit ödemesi veya borcu var

18/09/2019 Diken.com.tr

Türkiye’de her 10 kişiden yedisinin konut alımı ve konut masrafı dışında taksit ödemesi veya borcu var, altısı bir haftalık tatil masrafına karşılayamıyor, biri için konut masrafı haneye ağır yük.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2018 yılı sonuçlarına göre en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.2 puan artarak yüzde 47.6’ya yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0.2 puan azalarak yüzde 6.1’e düştü.

Bir kişinin yıllık ortalama geliri 24 bin 199 lira

Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre yüzde 12.2 artarak 21 bin 577 liradan 24 bin 199 liraya yükseldi.

Toplam eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirleri içerisinde en yüksek payı, yüzde 48.5 ile bir önceki yıla göre 0.4 puan azalan maaş ve ücret gelirleri aldı. İkinci sırayı yüzde 20.1 ile önceki yıla göre 0.4 puanlık artış gösteren sosyal transfer gelirleri alırken üçüncü sırayı yüzde 18.8 ile 2017 yılına göre 0.8 puan azalan müteşebbis gelirleri aldı.

Göreli yoksulluk oranı yüzde 13,9 oldu

Göreli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0.4 puanlık artış ile yüzde 13.9 olurken, medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 1.1 puan artarak yüzde 21.2 olarak gerçekleşti.

Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; okur-yazar olmayanların yüzde 27.5’i, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 23.6’sı yoksul iken, bu oran lise altı eğitimlilerde yüzde 12.1, lise ve dengi okul mezunlarında ise yüzde 5.8 oldu. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 2.2 ile en düşük yoksulluk oranının gözlendiği grup oldu.

Kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı yüzde 59 oldu

Nüfusun yüzde 59’u kendilerine ait bir konutta otururken, yüzde 39.6’sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 36.2’si sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve yüzde 24.8’i trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadı.

AKP’li Belediye 18 Bin 500 Liraya 25 Adet ‘Namazmatik’ Aldı

17/09/2019

AKP’li Kahramanmaraş Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, vatandaşa dağıtmak üzere 18 bin 500 liraya 25 adet namaz vakitlerini gösterir dijital saat dahil çeşitli ürünler aldı.

Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre alüminyum çerçeveli saatlerin eni 40 cm, boyu ise

Uzaktan kumandayla çalışan saatler Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vermiş olduğu vakitlere uyumlu ve 81 ilin namaz vakitleri yüklü.

AKP’nin yüzde 66 ile seçildiği belediyenin aldığı ev eşyaları arasında ise 10 adet çift kapılı buzdolabı, 10 adet çamaşır makinesi, 25 adet kanepe, 25 adet halı, 125 adet battaniye, 125 yastık, 125 yorgan yer aldı. Bu ürünlere toplam 90 bin 283 TL ödendi.


‘Örtülü Ödenek’ Verisi: 2019’da Harcanan Tutar 1.5 Milyar Lirayı Buldu

17/09/2019

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilerde devletin kiraya ödediği para da dikkat çekti.

Buna göre 2019’un ilk sekiz ayında devlet 937 milyon 400 bin lira kira ödedi. Taşıtlarda ise bu rakam 282 milyon 300 bin lira olarak kayda geçti.

Cumhurbaşkanlığının kullanımında olan örtülü ödenekten harcanan miktar 1 buçuk milyar lirayı buldu. Yalnızca ağustos ayında ise 169 milyon 800 bin lira harcandı. Bu ödeneğin nereye harcandığı gizli tutuluyor.

Bir Önceki Yıla Göre Yüzde 2.8’lik Artış: İşsiz Sayısı 4 Milyon 253 Bine Yükseldi

16/09/2019 Diken.com.tr

TÜİK’in verilerine göre tarım dışı işsizlik oranı 3.2 puanlık artışla yüzde 15.3 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5.4 puanlık artışla yüzde 24.8 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 2.9 puanlık artışla yüzde 13.3.

İstihdam oranı yüzde 46.6

İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı haziran döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 802 bin kişi azalarak 28 milyon 512 bin kişi, istihdam oranı ise 2 puanlık azalışla yüzde 46.4’e geriledi.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 232 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 569 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 18.9’u tarım, yüzde 19.7’si sanayi, yüzde 5.7’si inşaat, yüzde 55.7’si ise hizmet sektöründe yer aldı.

Önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0.3 puan, inşaat sektörünün payı 1.5 puan azalırken; sanayi sektörünün payı 0.1 puan, hizmet sektörünün payı ise 1.7 puan arttı.

Kayıtdışı çalışanların oranı yüzde 35.2

Haziran 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.2 puan artarak yüzde 35.2 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıtdışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puan artarak yüzde 23.2 oldu.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 100 bin kişi artarak 27 milyon 983 bin kişi olarak tahmin edilirken, istihdam oranı 0.1 puan artarak yüzde 45.6 olarak kayda geçti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı ise bir önceki döneme göre 11 bin kişi artarak 4 milyon 532 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0.1 puan azalarak yüzde 13.9 olarak kaydedildi.

Serpme Kahvaltı’da Yılda 100 Milyar Liralık İsraf

15/09/2019

Hürriyet’ten Erdinç Çelikkan’ın haberine göre TİSVA, yılda toplamda 214 milyar liralık gıdanın israf edildiğini tespit etti. Bu da 12 ton gıda anlamına geliyor.

Vakıf başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, 100 milyar liralık israfın yaşandığı serpme kahvaltılarda masadaki zeytin, peynir, domates, tereyağı, reçel, yumurta veya ekmeğin çoğunun çöpe gittiğini söyledi.

Vakfın endeksine göre Türkiye, gıda israfı anlamında 67 ülke arasında 65’inci sırada.


İBB, TRT Dizisine 12 Milyon 750 Bin Liraya Sponsor Olmuş

12/09/2019 Diken.com.tr

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Sözcüsü Murat Ongun, önceki dönemde İBB’nin iştiraklerinden Medya A.Ş’nin TRT’de yayınlanan ‘Mehmetçik Kut’ül Amare’ dizisine 12 milyon 750 bin liraya sponsor olduğunu açıkladı.

Halk TV’den Ayşenur Arslan’ın programına katılan Ongun, sadece bir iştirakin üç yılda, bir adet televizyon kanalına verdiği ilanın 7 milyon lira olduğunu belirterek, “Bu arabalar buraya konulduğu zaman, israf konusuyla dalga geçiyorlar ya… İzleyicilerimize sormak istiyorum. Medya A.Ş. bir diziye 12 milyon 750 bin liraya niye sponsor olur? TRT 1’de yayımlanan ‘Kut’ül Amare’ dizisi bu” dedi.

Ongun, bütün müdürlüklere ve iştiraklere yazı gönderilerek sponsorluk ve reklam rakamlarının dökümünü istediklerini sözlerine ekledi.

‘Mehmetçik Kut’ül Amare’ dizisi, Birinci Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı Devleti’nin 1916 yılında İngilizler’e karşı kazandığı zaferi konu alıyor.

Erdoğan’a Hakaret’te Bugün: Birgün Yazarına ‘Akrostiş’ten Hapis Cezası

12/09/2019

BirGün gazetesi yazarı Barış İnce’ye ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası verildi.

İnce, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan yargılandığı bir davada mahkemeye sunduğu savunma dilekçesinde, akrostiş yaparak ‘Hırsız Tayyip’ ifadelerine yer vermişti. Bunun üzerine aynı suçlamayla bir dava daha açılmıştı. Davadan ceza alan İnce, Yargıtay’a başvurmuş, karar bozulunda yeniden ilk derece mahkemede yargılamaya karar verilmişti.

BirGün’ün haberine göre İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci yargılama bugün tamamlandı. Mahkeme, İnce’ye ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Türkiye Eğitime Yatırımda Sondan Üçüncü, Üniversite Mezunu İstihdamında Sonuncu

11/09/2019 Diken.com.tr

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) 2019 yılı ‘Bir Bakışta Eğitim’ raporunda Türkiye eğitime en az yatırım yapan üçüncü ülke olarak birçok konuda OECD ortalamasının altında kaldı.

Türkiye’de 2016 yılında ilköğretimden yükseköğretime öğrenci başına her bir öğrenci için yaklaşık 5 bin 633 dolar (yaklaşık 32 bin 600 lira) harcandığı kaydedildi. OECD ülkelerinin ortalaması ise 10 bin 502 (yaklaşık 60 bin 780 lira).

Üniversiteye kayıt sayısı arttı, diplomalı işsiz oranı arttı

Türkiye’de son 10 yılda üniversitelere kayıt yaptıranların sayısı iki kat artarken, iş bulabilen üniversite diplomalı kişilerin oranı altı puan azalarak yüzde 66’ya geriledi.

Üniversite mezunlarının istihdamında bu oranla Türkiye OECD sıralamasında en sonda.

Kadınların istihdam oranı son 10 yılda yüzde 8 azaldı

Ülkelerin eğitim sistemlerinin yapısı, finansmanı ve performansları incelenerek hazırlanan raporda genel olarak üniversite mezunlarının istihdamında son 10 yılda yüzde 6 düşüş yaşandığı kaydedildi.

Söz konusu düşüş özellikle kadınların istihdamında belirginleşiyor. Üniversite eğitimi alan kadınların arasında 2008’de yüzde 70 olan istihdam oranının 2018’de yüzde 62’ye gerilediğine dikkat çekildi.

Ayrıca Türkiye kadın öğretmen sayısında da OECD ortalamasının hayli gerisinde. OECD ülkelerinde yüzde 70 olan kadın öğretmen oranı, Türkiye’de yüzde 56 olarak belirlendi.

Üniversiteden mezun erkeklerin işe katılım oranı kadınlara göre 1.4 kat daha fazla

Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin istihdam oranlarına yansıdığının kaydedildiği raporda, lise mezunu erkeklerin istihdam oranının, lise mezunu kadınların istihdam oranından iki buçuk kat fazla olduğuna dikkat çekildi.

Bunun yanısıra erkek üniversite mezunları kadın üniversite mezunlarına göre 1.4 kat daha fazla iş yaşamına dahil oldu.

Yükseköğrenime katılım artsa bile OECD ortalamasının altında

Türkiye’de 25-34 yaş arasındakilerin yüksek öğrenime katılımı son 10 yılda iki kat artarak yüzde 33’e yükseldi. 2008 yılında bu oran yüzde 15 olarak belirlenmişti.

Fakat diğer OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’de yüksek öğrenime katılım oranı yüzde 44 olan OECD ortalamasının 11 puan altında kaldı.

Türkiye lise eğitiminde de ortalama altında

25-34 yaş grubundaki kişilerin sadece yüzde 43’ünün lise mezunu olduğunun tespit edildiği raporda, OECD ülkelerinde liseden mezuniyet ortalaması yüzde 86 iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 75’te kaldığı belirtildi.

Lise çağına gelip de kayıt yaptıranların OECD ülkelerindeki ortalaması yüzde 84 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 73 olarak kaydedildi.

Resmi Rapor: ‘Davet Usulü’ İhalelerin Büyüklüğü 1 Milyar Liraya Yaklaştı

09/09/2019

Sözcü’den Çiğdem Toker’in bugünkü köşesinde yer verdiği rapor, ocak-haziran döneminde devletin ihalelerinin istatistiklerin içeriyor.

Buna göre yılın ilk altı ayında Kamu İhale Kanunu kapsamında yurt çapında 28 bin 238 ihale yapıldı. Bu ihalelerin büyüklüğü ise 56 milyar 354 milyon 890 lirayı buldu.

Altı ihaleden biri davet usulü

Devlet, 301 bin 228 liraya kadar olan ihalelerde teklifleri almak yerine firmalara özel davetlerde bulunabiliyor.

Rapora göre bu kapsamında yapılan ihale sayısı 5 bin 135’i buldu. İhalelerin büyüklüğü ise toplamda 910 milyon 400 bin lira. Bunun 555 milyon 800 bini mal, 345 milyon 500 bini ise hizmet alımıyla ilgili.

Toker, yazısındaki değerlendirmesinde “Düşünün ki yerelde belediyeyi yöneten partiye yakın br tüccarsınız. Rekabete kapalı bu tip ihalelerin size zor olması mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

10 milyarlık ‘afet etkisi’

Raporda, ‘doğal afet ve öngörülemeyen durum’ kapsamında yapılan ihalelerin toplam büyüklüğü ise 6 milyar 800 bini yapım olmak üzere 9 milyar 500 bin lira olarak verildi.

Sayıştay Raporu: Hasta Ya Da Yıllık İzinde Gözüken Doktorlar Ameliyat Yaptı, Ölen Kişilere İşlem Yapılarak Bedelleri SGK’ya Faturalandırıldı

26 Eylül 2019 T24

Sayıştay raporlarında, özel hastanelerde hasta ya da yıllık izinde gözüken doktorların ameliyat, muayene yaptıkları, bu işlemlerin de Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) faturalandırıldığı belirlendi. Ayrıca ölen kişilere, ölüm tarihlerinden sonra sağlık tesislerince işlem yapılarak bedellerinin SGK’ya faturalandırıldığı da açığa çıktı.

Sayıştay’ın Karayolları Genel Müdürlüğü Raporu’nda, karayollarında iş yapan bazı yüklenicilerin uygulamaları ile devleti nasıl zarara uğrattıkları da ortaya konuldu.

Tanı ve fatura uyuşmuyor

SGK Raporu’na göre SGK tarafından sağlık hizmet sunucularına verilen toplam 12.1 milyar TL tutarındaki avans, mevzuatta öngörülen üç aylık süreyi aştığı halde kapatılmadı. Eski yeşil kartlıların, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca ödenmesi gereken genel sağlık sigortası primlerinden 7 milyar TL tutarındaki kısmının kurumlar arasında mutabakat sağlanamadığından süresi içerisinde tahsil edilemediğine dikkat çekildi. MEDULA verilerinin incelenmesi sonucunda, hastalara konulan tanılar ve hastaların ameliyat bilgileri ile faturalandırılan işlemlerin birbiri ile uyuşmadığı tespit edildi.

Ölüye bir yıl sonra fatura

Ölen kişilere, ölüm tarihlerinden sonra sağlık tesislerince işlem yapılarak bedellerinin SGK’ya faturalandırıldığı belirlendi. Raporda, “İşlemlerin incelenmesinde, sağlık tesislerince hastane bilgi yönetim sistemlerine, sistematik aksaklıklar nedeniyle geç girilen işlemler göz önünde bulundurularak ölüm tarihlerini takip eden ikinci günden itibaren yapılan işlemler ve faturalandırmalar esas alınmıştır. Bazı örneklerde, sigortalının vefatından bir yıl sonra dahi, hastanelerce işlem yapılarak kuruma faturalandırma yapıldığı görülmüştür” denildi. Özel sağlık hizmet sunucularında (özel hastaneler) görev yapan doktorların hastalık veya analık hali nedeniyle raporlu olduğu ve geçici iş göremezlik ödeneği aldığı tarihlerde, aynı zamanda görevli oldukları sağlık tesislerinde işlem yaptıkları (ameliyat, muayene vb.) ve söz konusu işlemlerin SGK’ye faturalandırıldığı da belirlendi. Sağlık tesislerinde çalışan doktorların, hastalıkları nedeniyle yatarak tedavi gördükleri ya da yıllık izinde oldukları günlerde aynı zamanda görevli oldukları sağlık tesislerinde işlem yaptıkları (ameliyat, muayene vb.) ve söz konusu işlemlerin de SGK’ya faturalandırıldığı tespit edildi.

İşverene asgari ücret destek ödemeleri ile işveren prim teşviki ödemeleri hatalı raporlandı

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı raporunda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın mali rapor ve tabloları hakkında denetim görüşü oluşturabilmek için gerekli olan mali rapor ve tablolar ile bilgi ve belgelerin, kamu idaresi tarafından sağlanamadığı için görüş bildirilemediğine dikkat çekildi. Ayrıca mevzuata aykırı olarak Sağlık Bakanlığı Engelli Sağlık Kurulu Raporu Veri Tabanı’nda kaydı bulunmayan kişiler (62 bin 807 kişi) ile kaydı olup ağır engelli olmayan kişiler (35 bin 554 kişi) için evde bakım ödemesi yapıldı. İşverene asgari ücret destek ödemeleri ile işveren prim teşviki ödemeleri hatalı raporlandı.

Maliye’de iç kontrol yapılmıyor

Sayıştay’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı Raporu’na göre kapatılan Başbakanlık’a ait borç, alacak, hak ve yükümlülük hesapları, KHK hükümlerine uygun şekilde kapatılarak Hazine ve Maliye Bakanlığı hesaplarına aktarılmadı. Bakanlık dönem sonu işlemlerinin muhasebeleştirilmesinde eksiklikler görüldü. Hazine Müsteşarlığı mali tablolarında “Menkul Varlıklar” hesabında kayıtlı altın, gümüş vb. menkul varlıkların değerlemeye tabi tutulmaması nedeniyle gerçek değeri ile muhasebeleştirilmediğine dikkat çekildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Kamu Borç Yönetimi Raporu’nda yer alan ve bakanlığın taraf olduğu borç üstlenim anlaşmalarına ilişkin bilgilerin, bu rapordan yararlanacak olanların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve kapsayıcı olmadığı vurgulandı. Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı’nın Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak yeniden yapılanmasıyla birlikte yeni oluşan bakanlık bünyesinde iç kontrol sistemi de kurulmadı.

Köprü var yolu eksik

Sayıştay’ın Karayolları Genel Müdürlüğü Raporu’nda, karayollarında iş yapan bazı yüklenicilerin uygulamaları ile devleti nasıl zarara uğrattıkları da ortaya konuldu. Rapora göre süreç şöyle işliyor: Kamu İhale Yasası’na göre ihale edilen birim fiyat teklifli bazı işlerde, işin belli kısımlarına isteklilerin yaklaşık maliyet fiyatına göre yüksek teklif verdikleri, özellikle işin sonraki aşamalarında yapılmasını bekledikleri iş kalemlerine ise düşük teklif verdikleri görüldü. Bu şekilde toplamda en düşük fiyatı vererek ihaleyi alan yüklenicilerin, imalat aşamasında öncelikle yüksek teklif verilen iş kalemlerini yaptıkları, düşük teklif verilen iş kalemlerini ise sözleşme tutarının iş artışı ya da imalat değişiklikleri gibi nedenlerle tamamlanması nedeniyle yapmadan sözleşmeyi sonlandırdıkları tespit edildi. Bunun sonucunda da ihale konusu proje yarım kalıyor. Daha sonra yapılan ikmal ihalelerinde ise önceki ihalede düşük teklif verilen iş kalemleri, daha yüksek fiyatlarla ihale edilerek yapılıyor. Bu şekilde projeler planlanan maliyetin çok üzerinde bedellerle, üstelik de gecikmeli olarak bitiriliyor. Raporda, söz konusu yöntemle yapılan işlerin süreci, “Ordu-Ulubey Ayrımı – Kabadüz İl Yolu Km 0+000-21+300 Arası Yol Yapım İşleri” özelinde açıklandı.

Hakediş katlandı

109.2 milyon lira yaklaşık maliyetli işte, toprak tesviye işleri için yüzde 37, sanat yapıları için yüzde 30, üstyapı işleri için yüzde 42, oto korkuluk işleri için yüzde 86 indirimli teklif verildi. Ancak köprü işleri için 9 milyon liralık yaklaşık maliyete karşılık 26.3 milyon liralık teklifte bulunuldu. Artış yüzde 190 oldu. Köprü işlerinde sadece bir iş kalemi için yaklaşık maliyet fiyatına göre yüklenici tarafından tam 311 kat fazla fiyat teklif edildi. Raporda şöyle denildi:

“İşin tamamının yapılmış olması durumunda, verilen teklifte hiçbir sorun olmadığı açıktır. Ancak yüklenicinin mevcut durumda işin tamamını yapmasına imkân bulunmamaktadır. Çünkü sözleşme bedeli, yüksek bedel teklif edilen imalat miktarlarındaki artışlar nedeniyle tamamlanmak üzeredir ve sözleşme tutarı kadar iş yapıldıktan sonra iş tasfiye edilecektir. Yaklaşık maliyet fiyatları ile fiilen yapılan köprü işleri bedeli karşılaştırıldığında, yüklenicinin sadece köprü işleri için yüzde 610 daha fazla hakediş tutarı elde ettiği görülmektedir. Yaklaşık maliyet tutarı ile yüklenicinin teklif tutarı karşılaştırıldığında, köprü işleri için yaklaşık yüzde 190 oranında yüksek teklif verdiği, yüklenicinin kendi teklifi ile gerçekleşen imalat tutarı karşılaştırıldığında, yaklaşık yüzde 150 oranında daha yüksek tutarda iş yaptığı görülmektedir.”

Rapora göre ihale dosyası kapsamında yer alan diğer iş grupları imalatları incelendiğinde, toprak işleri için yaklaşık 12 milyon TL tutarında teklife karşılık yaklaşık 356 bin TL, sanat yapıları için yaklaşık 30 milyon TL tutarında teklife karşılık yaklaşık 5.8 milyon TL, üstyapı işleri için yaklaşık 17 milyon TL tutarında teklife karşılık sıfır TL, oto korkuluk işleri için yaklaşık 270 bin TL tutarında teklife karşılık sıfır TL iş yapıldığı ortaya çıktı. Köprü işleri için ise yaklaşık 26 milyon TL teklife karşılık imalat artışları nedeniyle 64 milyon 637 bin 847 TL iş yapıldı. Sözleşme bedeli 89.6 milyon TL olan işte, 72.6 milyon TL harcama gerçekleştirildi. Bunun sadece 7.9 milyonu köprü harici işler için harcandı. Raporda, “Bu işe ilişkin önemli tespitlerden birisi de yaklaşık maliyetin miktar olarak gerçekçi hesaplanmaması sonucu, işin gerçek maliyetinin çok üzerinde yapılmasıdır. İdare ihale öncesi yaklaşık maliyet çalışmalarını doğru yapmamıştır. Bu nedenle, köprü grubu imalat miktarlarında olağanüstü artış gerçekleşmiştir” vurgusu yapıldı.

Sonuç olarak köprü dahil yol yapım işi olarak ihale edilen iş, sadece köprü yapımına dönüştü. Raporda, “Nitekim, mevcut haliyle, iki adet köprü inşaatı tamamlanmıştır. Ancak köprülerin her iki tarafında da yol yapılamadığından köprüler kullanılamamaktadır” denildi. Raporda, bunların dışında projelerin doğru hazırlanmaması nedeniyle imalatlar ve projeler için birden fazla ödeme yapıldığı, karayolları imalatında yapılan sıcak karışım imalatlarının sözleşmede öngörülen süreden daha kısa sürede bozulduğu, kurum taşınmazlarının mevzuata aykırı olarak pazarlık usulü ile kiraya verildiği, kâr mücadalesi, bakım, yapım ve onarım yapılması işlerinde mevzuata aykırılıklar belirlendiğine dikkat çekildi. Projelerin doğru hazırlanmaması nedeniyle de imalatlar ve projeler için birden fazla ödeme yapıldı.

Sayıştay’ın Karayolları Genel Müdürlüğü Raporu’na göre 2018’de 152 milyon 12 bin 519 Otomatik Geçiş Sistemli (OGS) geçişten 633 milyon 722 bin 617 TL; 311 milyon 429 bin 33 Hızlı Geçiş Sistemli (HGS) geçişten 1 milyar 549 milyon 661 bin 614 TL olmak üzere toplam 2 milyar 183 milyon 384 bin 231 TL gelir elde edildi. 2018’de HGS ve OGS’den toplam 20 milyon 574 bin 137 kaçak geçiş gerçekleşti. Köprü ve otoyollarda gerçekleşen toplam 132 milyon 22 bin 276 TL kaçak geçiş bedeline ilişkin gelir tahakkuk kaydı yapılmadı ve söz konusu bedellere mali tablolarda yer verilmedi.

Avrasya Tüneli kayıtları yanlış

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı raporunda, yap-işlet-devret modeliyle yapılan Avrasya Tüneli’nin hizmet imtiyaz varlığı ve gelecek dönemlere ait muhtemel vazgeçilen gelirlere ilişkin muhasebe kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı tespit edildi. Ayrıca proje ile ilgili olarak idare tarafından verilen talep garantilerinin tam, doğru ve gerçeğe uygun şekilde muhasebe kayıtlarına alınmadığı eleştirisi de yapıldı. Rapora göre idari para cezaları tam ve doğru olarak takip edilmedi. TOBB’nin sorumluluğunda üretilen sayısal takograf cihazlarının hatalı olmasına karşın idare tarafından gereği yapılmadı.

Cezaevinde 8 TV Kanalına Yasak: “Altyazıyla Şifreli Haberleşiyorlar”

25 Eylül 2019 T24

Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki tutukluların, Hevi, Yaşam, Yol, Cem, Halk, Damla, TELE-1 ve K-24 TV’yi izleme talebi reddedildi. İnfaz Hâkimliği, ret kararını “8 kanalın örgütlere yönelik yayın yaptığı” gerekçesine dayandırdı.

Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklular, 1 Ağustos tarihinde İnfaz Hakimliği’ne Hevi, Yaşam, Yol, Cem, Halk, Damla, TELE-1 ve K-24 TV kanallarının merkezi sistemi üzerinden yayınlanmasını talep etti. İnfaz Hâkimliği, tutukluların taleplerini “altyazıyla şifreli haberleşmek ve örgütlere yönelik yayın yapmak” gerekçesiyle ayrı ayrı reddine karar verdi.

İnfaz Hâkimliği, tutukluların talebine dair şu kararı verdi: “Kurumumuzda merkezi yayın sistemine eklenen kanalların kamu ve ulusal alanda yayın yapan kanallar olup, belirlenen kanallar kurumda bulunan tüm hükümlü ve tutukluların yararlanabileceği nitelikte olmasına dikkat edilmektedir. Dilekçe ile merkezi yayın sisteminden yayınlanması talep edilen kanalların (Hevi, Yaşam, Yol, Cem, Halk, Damla, TELE-1 ve K-24 TV) örgütlere yönelik yayın yapması ve örgütlerin propagandasını yapması, talep edilen kanalların birçoğunda alt yazıya yer verilmesi ve altyazı ile şifreli bir şekilde haberleşmenin sağlanabileceğinden talep edilen kanalların merkezi yayın sistemine eklenmemesine, merkezi yayın sisteminde ekli olan ve 29 TV kanalının yayınına devam edilmesine karar verilmiştir.” (MA)

Erdoğan’a Hakaret İddiasıyla Açılan Davalar Rekor Seviyede; Bir Yılda 168’i Çocuk 5 Bin 223 Kişi Yargılandı

24 Eylül 2019

2018’de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret iddiasıyla açılan davalar rekor kırdı. 2017’de 20 539 olan soruşturma sayısı 2018’de 26 bin 115’e çıktı. Bir yılda 168’i çocuk 5 bin 223 kişi sanık olarak yargılandı.

Birgün’den Nurcan Gökdemir‘in haberine göre, Adalet Bakanlığı’nın haziran ayında yayımladığı adli istatistiklerin ardından daha ayrıntılı veriler içeren adalet istatistikleri de açıklandı. Son olarak CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 1 yıl 6 ay, Van’da yaşayan Burhan Borak adlı yurttaşın sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan dolayı toplam 12 yıl 3 ay hapisle cezalandırıldığı Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması bir yılda küçük büyük binlerce vatandaş yargılanmasına neden oldu.

Buna göre, partili cumhurbaşkanlığının kurumsallaştığı 2018 yılında Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu gerekçesiyle daha çok soruşturma açıldı. 2017 yılında 20 bin 539 savcılık soruşturması açılırken 2018’de soruşturma sayısı yüzde 30’luk artışla 26 bin 115 oldu. Bunlardan 7 bin 128’i hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirken 4 bin 880 soruşturma davaya dönüştü.

Bunlardan 19’u çocuk, ikisi yabancı uyruklu olmak üzere 2 bin 462 kişi mahkumiyetle cezalandırıldı. 5’i yabancı uyruklu 687 kişi hapis ile cezalandırılırken 11’i çocuk, biri yabancı uyruklu 199 kişi adli ve idari para cezasına çarptırıldı. 298 kişinin cezası ertelendi, 516 kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulanması kararlaştırıldı. 28’i çocuk, altısı yabancı uyruklu bin 114 kişi beraat ederken 117’si çocuk 13’ü yabancı uyruklu 2 bin 39 kişi hakkında hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle hakaret suçlamasıyla yargılananların sayısı artmaya başladı. Bu dönemde yüzde 420’lik artışla 848 kişi yargılanırken 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk 4 yıllık ilk görev süresinde sanık sayısı yüzde 1400’e yakın bir artış gösterdi. Bu dört yılda yargı önüne çıkartılanların sayısı 12 bin 173’e fırladı. 1994 yılından 2017 yılına kadar geçen 13 yılda cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle 3 bin 607, 2018 yılındaki mahkumiyet sayısı 2 bin 462 kişi oldu.

Dünya İklim Krizinin Sonuçlarına Hazır Değil

İstanbul – BİA Haber Merkezi10 Eylül 2019

Hollanda merkezli Global Commission on Adaptation (GCA) tarafından yayınlanan yeni rapor, iklim krizi nedeniyle gerçekleşecek aşırı hava olaylarının etkilerini minimuma indirmek için ülkelerin hazır olmadığını söylüyor.

The Guardian gazetesinin hberine göre rapor, iklim krizi sebebiyle giderek artan ve daha da artacak olan aşırı hava olaylarına karşı uyarı sistemleri için trilyonlarca dolar yatırım gerektiğini söylüyor.

Ancak bu yatırımlar, hiç önlem alınmaması halinde doğacak sonuçlardan çok daha aza mal olacak.

Çatışmalar ve göç artacak

Rapor önlem alınmaması halinde 2030’da 100 milyon daha insanın yoksulluk sınırına geleceğini ortaya koyuyor.

Su sıkıntısı çeken insan sayısı ise 1,4 milyardan 5 milyara çıkacak. Su rekabetleri çatışmaları ve göçü artıracak.

Kıyılarda yükselen deniz seviyeleri ve artan kasırgalar yüzlerce milyon kişiyi evsiz bırakacak.

“Zenginler kaçacak, geri kalanlar acı çekecek”

Global Adaptasyon Merkezi’nin Genel Müdürü Patrick Verkooijen, “Öngörülen şey varlıklıların kaçması ve geri kalanın acı çekmesi, yani bir iklim apartheid’i riski. Bu büyük bir adaletsizlik” diyor.

Verkoijen, “Ülkelerin, sürece uyum sağlamak için yatırım yapmaları kendi yararlarına” diye de ekledi.

Yönetimlerin alabileceği önlemlerden bazıları

  • Erken uyarı sistemleri: Olası fırtınalar ve sıcak dalgaları nedeniyle gerçekleşecek zararın yüzde 30’unu önleyebilir, birçok hayat kurtarabilir. Bangladeş’te bu gibi sistemler 1970’de en az 300 bin kişinin öldüğü Bhola siklonundan sonra yüz binlerce hayat kurtardı.

  • İklim yanlısı alt yapı: Çatı bahçeleri, parkları daha çok ağaçlandırmak ve çatıları beyaza boyamak gibi önlemler.Hindistan’ın Almedabad kentinde, çatıları beyaza boyama yöntemi oda sıcaklıklarını 5 dereceye kadar düşürüyor.

  • Mangrov ormanlarını artırmak: Sahildeki mangrov ormanları sel sularından oluşacak hasarı büyük oranta önlüyor. Ancak son yıllarda artan küresel ısıtma ve kirlilik Avustralya ve Mexico’da birçok ormanı yok etti.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın