Analiz 109

Emperyal güçler, ülkeler üzerinde ekonomik, siyasal, kültürel hatta askeri üstünlük kurmak, başat güç haline gelmek, ülkeleri kendi emelleri doğrultusunda yönlendirmek için çeşitli araçları kullanırlar.

Borçlandırma, sermaye yatırımları ile ülkenin üretim gücünü, finansal sistemini kontrol altına alma yaygın kullanılan araçlardır. Ülkenin üretim ve finansal kurumlarında başat güç haline gelip, ülke borç kapanına da sıkıştırıldığında, ülkeyi yönetmek kolaylaşır.

Borçlandırma, dış ticarette tek yönlü liberalleşme, özelleştirme, sermaye yatırımları ile ülkeyi ekonomik, ardından da siyasal açıdan kontrol altına alma, etkili yöntem olmakla beraber, uygulayabilmek ve gerekli ortamı yaratmak için yönlendirilen istekler doğrultusunda hareket eden kuklalar da bulmak gerekir.

Emperyalistlerin etkili aracı ne askeri güçleri, ne teknolojik üstünlükleri, ne de sermayeleridir. En etkili araçları, ülkelerde buldukları veya yarattıkları kuklalardır.

Ülkelerde gerçek solcular, gerçek vatansever milliyetçiler, ülkemizde de gerçek Atatürkçüler (Kemalistler) emperyalizme karşıdır. Emperyalizm kendine karşıt güçleri etkisizleştirmek, hedef kitleleri şaşırtmak, yönlendirmek için ipleri ellerinde kuklaları sahneye sürerler. Solcu, milliyetçi, Atatürkçü kisveye bürünürler. Rollerini inandırıcı oynayabilmeleri, zaman zaman emperyal güçlerle mücadele ediyor izlenimini verebilmek için yapay çekişmeler, danışıklı uyuşmazlıklar da sahnelenir. Emperyal güçler, kuklalara karşıymış gibi görüntü vererek de onları desteklerler.

Gösteride kuklalara, ortaoyununda olduğu gibi “Pişekar, Kavuklu” rolleri de verilir. Pişekar, Kavuklu ile anlaşmalı olarak, antiemperyalist söylemlerle oyunu açarak, oyunu emperyalist güçlerin istekleri doğrultusunda yönlendirir.

Oyunu sahneleyebilmek için kukla destekçileri bulmak gerekir. Oltalar atılır, oltaya vuracak balık aranır. Yem bazen akçeli, bazen bir ödül, bazen bir övgü olabilir. Emperyalizmin, insani gelişmişlik endeksi yüksek olmayan, eğitim düzeyi görece düşük ülkelerde etkili bir aracı da din istismarıdır. Din istismarı ile kuklalara destek sağlanırken gerçek solculara, gerçek milliyetçilere karşı da bir cephe oluşturulur.

Oltaya daha çok bilgi düzeyi yetersiz, kişiliği gelişmemiş, kolay yönlendirilebilen, hırsları liyakatlerini aşan, kendilerinde bazı yetenekler olduğunu sanan, kişisel çıkar güdüleri, beklentileri yüksek, ürkek, eziklik duygularını örtmeye çalışanlar yakalanır.

Kuklalar, yalnız politika sahnesinde değil asker ve sivil bürokraside, iş dünyasında, medyada, eğitim kurumlarında da rol alırlar.

Emperyal güçler, kuklalara cömert davranırken, karşıtlarını mahiyeti meçhul şekilde yaşamlarına son verme dahil, özgürlükleri kısıtlama, maddi yokluklar yaratma, işsiz bırakma, dışlama gibi çeşitli şekillerde cezalandırır.

Kukla düzme milliyetçinin, solcunun gerçeğinden ayırt edici özellikleri, davranışları vardır. Tutarsızlık. İnanmış olanın yaşam boyu belli bir çizgisi olurken, kuklalarda zaman içerisinde söylem, eylem tutarsızlıkları, çelişkiler gözlenir. Kuklalar belirli bir inanç, tutarlı bir duruş sergilemezler.

Kuklalar rollerini başarıyla oynadıkları sürece ödüllendirilir. Emperyal güçler, performanslarını beğendikleri kuklaları uzun süre sahnede tutarlar.

Kuklaların sahnede kalma süreleri rollerindeki başarılarına bağlıdır. Uzun süre sahnede kalmak da bir tür ödüllendirmedir. Kuklalar, onurlu olmayı erdemli bir davranış olarak görmediklerinden, kendi onurlarını koruyamadıkları gibi ülkenin saygınlığını da koruyamazlar.

Türkiye’nin emperyal güçlerin oltasından kurtulması, ekonomik bağımsızlığına kavuşması için dik durması, özverili davranmasının yanısıra kuklalara doğru tanı koyarak onların ayartılarına da kapılmaması gerekir.

Aydınlık bir ay dileklerimle.

Bunları da sevebilirsiniz