2018 – 2020 Orta Vadeli Programı

İktidarın ekonomi konusundaki en yetkili üç bakanı, 27 Eylül Salı günü kameraların karşısına geçerek, 2006 yılından bu yana her yıl düzenli olarak açıklayıp, yine düzenli olarak hiçbir hedefini tutturamadıkları Orta Vadeli Program’lara (OVP) bir yenisini daha eklediler ve 2018-20 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programın tanıtımını yaptılar. https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Bakan-Duyuru-Listesi?cb=cb_bakan&nm=94# ,


Program, giriş hariç 6 bölümden oluşuyor. Dünya ve ülkemiz ekonomisindeki gelişmelere yer verilen birinci ve ikinci bölümün özünü, dünyadaki kötü gidişe karşın, ülke ekonomisinde yaratılan mucizeler oluşturuyor. Maç sürerken yapılan kural değişikliğiyle ve “süper teşviklerle” sağlanan büyüme rakamlarına sıklıkla değinilirken; bu mucize büyümenin dış borçla, kamu kaynakları özel sektöre akıtılarak ve esas olarak tüketimle gerçekleştirildiğinden, işsizlik ve borç yarattığından, kamu maliyesinde neden olduğu ciddi bozulmadan beklenildiği gibi bahsedilmemiş. http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/OrtaVadeliProgramlar.aspx ,


Temel Amaç ve Makro Ekonomik Hedefler başlığını taşıyan 3. ve 4. bölümler tam anlamıyla büyüklere masallar tadında yazılmış. Tutturulması oldukça zor hedefler art arda sıralanırken, daha önceki program hedeflerinin niçin tutturulamadığından bahsedilme gereği duyulmamış.


Dünyada borç paraya ulaşmanın zorlaşacağı, ulaşılacak borç paranın pahalandığı/daha da pahalanacağı bir ortamda, yüzde 5,5 gibi ulaşılması zor bir büyüme hedefine yer verilmiş. Programın, 3 yıllık program dönemi sonunda varılacağı belirtilen, büyüme dışındaki makro hedefleri açısından da durum farklı değil. Büyüme hedefinin, programda söylendiği gibi gerçekleşeceği varsayımından çıkılarak, halen yüzde 10’un üzerinde seyreden enflasyonun yüzde 50’den de daha fazla azalarak yüzde 5’e, bu yıl yüzde 5’lere yakın gerçekleşmesi beklenen cari açığın yüzde 3,9’a, halen yüzde 10,9 düzeyinde bulunan işsizliğin yüzde 9,6’ya düşeceği “öngörülmüş”.


Programın, yukarıda ifade edilen temel amaç ve makro hedeflere ulaşılması için, program döneminde yapılması düşünülen hukuki düzenlemelerin, alınması gerekli idari ve mali tedbirlerin kısmen de olsa somutlaştırıldığı 5. ve bizce en önemli bölümünün adı, Büyüme ve İstihdam Öncelikli Politika ve Tedbirler.


Şüphesiz ki, konunun kısa vadede vatandaşı en çok ilgilendiren yönü, büyümek için gereken kaynağın nereden karşılanacağı. Programa göre, öngörülen büyümenin yurt dışından bulunacak kaynakların yanı sıra, ulusal varlıklar satılarak ve zaten zor geçinen vatandaşın cebine daha çok el atılarak yurt içinden sağlanması öngörülüyor. Vergi gelirlerinin artırılması, zorunlu Bireysel Emeklilik Sisteminin (BES) kaçılamaz hale getirilmesi, halen satılmamış kamu varlıklarının, toplumun ortak malı tescil harici arazilerin satılması, özel eğitimin yaygınlaştırılması, vb. yollarla genel olarak kamu hizmetlerinin, “mahalli idarelerin öz gelirlerinin artırılması” denilerek belediye hizmetlerinin piyasalaştırılması yani parasız kamu hizmeti bırakılmaması hedefi ilk anda göze çarpanlar.


Programa ilişkin olarak, bu genel değerlendirmelerin dışında dikkatimi çeken en önemli husus, tarıma ilişkin yapılacağı söylenen düzenlemeler, atılacağı söylenen adımlar.


Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) fiziksel depoculuk hizmetlerinin sonlandırılarak, çiftçinin özel “lisanslı depoculuk şirketlerine” mecbur bırakılması, su kaynaklarının sermaye eliyle yönetimini öngören Su Kanun Tasarısının yasalaştırılması, devletin hüküm ve tasarrufundaki tescil harici arazilerin, köylüye değil büyük ölçekli tarımsal ticari işletmelere/şirketlere tahsisi ilk başta göze çarpan hükümler. Belediye sınırlarını il sınırına genişleten 6360 sayılı yasayla köyün/köylünün ortak malı olmaktan çıkarılan meraların, pratikte köylünün kullanımını ortadan kaldıracak şekilde büyük boyutlu hayvancılık yapacak şirketlere tahsisinden bahsedilirken, köylünün ve köylünün kurduğu kooperatiflerin desteklenmesine programda yer verilmemiş olması, programın siyasi ve ekonomik tercihini gösteren diğer bir önemli husus.


Pancarda, fındıkta, tohumda, hayvancılıkta yaşananlardan, köylünün sırtından Cargill’e, Ferrero’ya verilen tavizlerden yeterince ders alınmamış olmalı ki, finans ve sanayi sektöründen sonra sıra, tarımın, köyün, köylünün geleceğinin bütünüyle küresel sermayeye teslim edilmesine gelmiş durumda. Bir yandan Özal’ın, Derviş’in, Babacan’ın yolundan gidiyor, emperyalizme bağımlılığı daha da artıracak yönde düzenlemelere, ulusal gıda güvenliğini de riske atacak şekilde hız kesmeksizin devam ediyor, diğer yandan üst akıl diyerek sözde emperyalizm karşıtlığı yaparak kendimizi kandırıyoruz.


Kaynaklar:

https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Bakan-Duyuru-Listesi?cb=cb_bakan&nm=94#

http://www.bloomberght.com/haberler/haber/2052726-bakan-elvan-ovp-ile-gelir-dagilimi-adillesecek

http://aa.com.tr/tr/ekonomi/orta-vadeli-program-aciklandi/920725

Bunları da sevebilirsiniz