Hedwig ve Asabi Bir Orkestra

İzmir Enternasyonal Fuar’ı 86. Kez ziyaretçilere kapılarını açtı. Her akşam konserlerin yanı sıra farklı salonlar da tiyatro oyunlarıyla da İzmirli sanatseverleri karşıladı. 23 Ağustos Çarşamba akşamı İsmet İnönü Sanat Merkezi’ni dolduran her yaştan İzmirlileri ise alışılmışın dışında bir sürpriz bekliyordu.



Rolling Stones Dergisinin gelmiş geçmiş en iyi rock müzikallerinden biri olarak gösterdiği kült broadway müzikali Hedwig ve Angry İnch aynı zaman başrolü de üstlenen Yılmaz Sütçü tarafından Türkçeleştirilmiş. Kazan Dairesi bünyesinden sergilenen oyunun yönetmenliğini Barış Arman üstleniyor.

Hedwig, kız gibi bir oğlan çocuğu nasıl da komünist Doğu Berlin’den kaçıp uluslararası boyutta hiçe sayılmış bir şarkı yazarı olarak zar zor karşınızda durabiliyor? İşte bu akşam tam da bundan bahsedeceğim size diyor ve başlıyor bir trans şarkıcının çarpıcı hikayesi…

Doğu Berlin’de yaşayan Hansel’in iki hayali vardır; rock yıldızı olmak ve öteki yarısını bulmak. Amerikalı bir askere aşık olunca ameliyatla cinsiyet değiştirmeyi kabul eder ama operasyon beklediği gibi sonuçlanmaz. Adını Hedwig olarak değiştirir ve Amerika’ya kaçar. Dindar genç şarkıcı Tommy’ye aşık olur. Tommy, onun şarkılarını kendine mal edip şöhrete adım atınca, Hedwig kendi kurduğu grupla onu gölge gibi izlemeye başlar. Ünlü şarkıcı Tommy Gnosis’in peşinden tüm dünyayı turlayan Hedwig’in yolu bu sefer Türkiye’ye düşer.


Sahne sanatları bağlamında kısıtlı bir çeşitliliğe sahip olan İzmir alternatif tiyatrolara pek alışkın değil. İstanbul’da bir çok alternatif tiyatro bir çok farklı tarz da oyunu sahnelerken İzmir’de ancak turne tiyatrosu olarak gelirse İzmirli seyirci buna nail olabiliyor. Sert tarzlara da aşinalık edinemiyor. Günümüzün en temel sorunlarından biri olan toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelimlere değinen bunu işleyen oyunları bulmaksa değil İzmir tüm Türkiye de nadir. Hele de böyle cesur olanına.



Tebrik ve takdir edilmesi gerektiğine inandığımsa İzmir Enternasyonal Fuarı gibi İzmir’de her kesimden insanın rağbet ettiği bir etkinliğin içinde bu konuya değinen yadırganabilecek bir oyunun bulunması. Her akşam ağırlığı komedi oyunlarından oluşan programda gidelim hem ünlü görelim hem de gülelim diye gelen İzmirli seyircinin şok olması bu nedenle şaşırtıcı değildi. Oyunun konusunu okumadan çoluğunu çocuğunu alıp gelen seyirci elbette biraz sonra salonu terk etti. Yanlış anlamaya mahal vermemek için açıklamak isterim ki. Sorun olan bence çocukların trans bir bireyin hayatını izlemesi değil. Oyundaki yaş sınırı gereği kullanılan argo dil ve küfürler. Dil ve anlatı tarzı uygun olduktan sonra gelecek nesillerin eşcinsel ve trans bireylere karşı bilinçli ve anlayışlı olmayı öğreneceği, göreceği en iyi alan elbette sanattır.

Hedwig ve Angry İnch oyununu özel kılan noktalardan biri de bize dışardan bakıyor olması. Alman olan Hedwig karakteri Türkiye’ye uzaktan bir bakışla hem siyasi hem cinsel konuları üçüncü tekil şahıs olarak eleştirmek imkanı buluyor. Oyunun bir yerinde eşcinsel şarkıcılardan bahseden Hedwig ‘ Baktım sizde bu şarkıcıların karşılığı yok. Sonra biraz daha baktım sizde eşcinsel sanatçı hatta ülkede eşcinsel yok. Türk genlerinizle gurur duyun.’ Dediğinde salonda bir alkış kopuyor. Bense düşünmeye başlıyorum. Acaba kaç kişi gerçekten Türk genleriyle gurur duyduğu için alkışlıyor? Kaç kişiyse kendi cinsel kimliklerini ortaya koymaktan alıkonan, korkutulan eşcinsel bireylerin bu toplumdaki ötekileştirilmişlerini protesto etmek için alkışlıyor?

Tüm bu düşüncelerle uğraşırken Hedwig şarkısına başlıyor. Sahneden iniyor. En önde oturan bir seyirciye gidiyor ve kucak dansı yapmaya başlıyor. Hemen başımı çevirip salonu inceliyorum ki. Bütün salon gerim gerim geriliyor. Utanıp bakamayanlar telefonlarıyla video çekmeye çalışanlara karışıyor. Henüz cinselliğin tabu olmaktan çıkamadığı 800 kişilik salonda seyircinin yüzünden okunuyor. Tabii salon 800 kişilik fakat oyun başladıktan sonra konusu fark edince çoluklu çocuklu olmasa dahi salonu terk eden seyirciden kalan o sahne sırasında kaçtı bilemiyorum.

Son olaraksa ötekileştirmekten bahsederken görünürlük açısından değerlendirmek gerekirse trans erkeklerin trans kadınlar kadar oyunlarda filmlerde yer bulamaması üzücü. Trans kadınlara biçilen eğlendirici unsur onları her türlü ‘show’ durumunun içine çekerken trans erkekler yok sayılıyor. Trans kadınlara biçilen bu eğlendirici rol aynı zamanda da şiddetin her türlüsüne maruz kalan trans bireylerin marjinalleştirilmesine sebep oluyor. Özellikle ülkemizde bıçak yürünmesi gereken konuların başında geliyor ki eminim şu yazı ben bile hatalı bir söylem veya bakış açısı kullanmış olabilirim. Yine de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili oyun ve filmlerin ülkemizde de artması dileğiyle…



Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın