Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından Çanakkale’de düzenlenen Adalet Kurultayı, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından okunan Adalet Kurultayı Sonuç Bildirisi ile son buldu. https://iys.chp.org.tr/Public/eposta/Attachment/adalet-kurultayi-sonuc-bildirgesi.pdf
Kurultay Sonuç Bildirisi 5 ana başlıktan oluşuyor. En önemli madde, kurultay tarafından tespit edilen adaletsizliklerin neler olduğunun belirtildiği 3. Madde. Bu madde toplam 8 alt başlıktan oluşuyor. Alt başlıklar şunlar:Mahkemede Adalet Yoktur, Devlette Adalet Yoktur, Seçimde Adalet Yoktur, Geçimde Adalet Yoktur, İnançta Adalet Yoktur, Eğitimde Adalet Yoktur, Yaşamda Adalet Yoktur, Medyada Adalet Yoktur. Her alt başlığın altında, söz konusu alt başlıkla ilgili olarak, kurultayca benimsendiği anlaşılan çözümlere yer verilmiş.
Söz konusu bildirinin, bizzat toplantıyı düzenleyen CHP’nin Genel Başkanının ağzından kamuoyuna açıklanması, kurultay sonuç bildirisinde yer alan sorun tespiti ve çözümlerinCHP tarafından da benimsenmiş olduğunu ortaya koyuyor. Şüphesiz ki, önümüzdeki günlerde söz konusu bildiri birçok siyasetçi ve yazar tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilecek, özellikle bildirgenin parti programıyla, Cumhuriyet’in kuruluş ilkeleriyle uyumu konusu ciddi bir şekilde tartışılacaktır. Tartışılmalıdır da.
Benim bu yazıda yapacağım ön değerlendirme, ilk bakışta dikkatimi çeken iki alt başlıkla sınırlı olacak. Değerlendirme ihtiyacı duyduğum birinci alt başlık; “Geçimde Adalet Yoktur”. Söz konusu maddede özellikle dikkatimi çeken şey, uzun zamandır sermaye kesimi sözcülerinin ağzından duymakta olduğumuz “Ekonomi hukuki güvence altında değildir. Belirsizlik ve keyfilik girişim özgürlüğünü yok etmektedir” görüşünün, ekonomiye ilişkin yaşanan en önemli sorun olarak görülerek bildiri metninde yer verilmiş olması.
Eğitimde Adalet Yoktur, dikkatimi çeken diğer alt başlık. İlgimi çekmesinin nedeni, “Herkes tek tip okula mahkûm ve mecbur edilmektedir” cümlesi. Eğer kastedilen imam hatiplerin yaygınlaştırılması, dini eğitimin anaokullarına kadar indirilmesi, herhangi bir pedagojik formasyonu olmayan din görevlilerinin okullarda öğretmen yapılmasıysa, bu açıkça söylenmeli, daha da ileri gidilerek Tevhid-i Tedrisat yani öğrenimde birlik yasasına, laiklik ilkesine vurgu yapılmalıydı. Eğer kast edilen bu değilse,insanın aklına gelen soru, kastedilen amacı cumhuriyetin kuruluş değerlerine saygılı birey yetiştirmek olan Tevhid-i Tedrisat yasasının kendisimi diye sormadan edemiyor insan. Hele ki 4+4+4 görüşülürken bu yasayı ağzınıza almamışsanız.
Son olarak, kurultayın en büyük eksikliği olarak gördüğüm konuya da kısaca değinip yazıyı bitireceğim. Bana göre en büyük eksiklik, emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık savaşımızı büyük bir zaferle taçlandırdığımız günlerde, emperyalizme ilk darbeyi vurduğumuz Çanakkale’de gerçekleştirilen kurultayda, ne kurultay programında ne de sonuç bildirisinde ulusal bağımsızlığa yani ekonomik ve siyasi bağımsızlığa vurgu yapılmamış olması.