Eski MİT Müsteşarı 15 Temmuz’u Anlattı: CIA’den Alınan Talimatlarla Bu İş Yürüyor

27/06/2017  Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Darbe Girişimi Komisyonu’nda dinlenen eski MİT müsteşarı Emre Taner’in 9 Kasım 2016’da anlattıklarını bugünkü yazısında paylaştı. Taner o dönem DHA tarafından paylaşılan ifadesinde, 15 Temmuz’da Fethullah Gülen’in bir ihtilale sebep olacağı bilgisinin gizli servis tarafından alınamadığını belirtmişti: “Özeleştirimizi açıkça yapmak mecburiyetindeyiz. Yapamadık, alamadık. Eksikleri vardır. Oturalım, bunu konuşalım.” ‘Teşkilatta tam 43 yıl çalışmış’ Ergin, ’15 Temmuz ve İstihbarat 1: Bir istihbarat otoritesinin gözünden 15 Temmuz, Amerika ve Fetullah Gülen’ başlıklı yazısında Taner’i şöyle anlattı: “2005-2010 yılları arasında MİT’in başında bulundu. Mülkiye mezunu, MİT’in içinden yetişmiş bir istihbaratçı. Teşkilatta tam 43 yıl çalışmış, Müsteşarlık makamına oturmadan önce İstanbul bölge başkanlığı, operasyondan sorumlu müsteşar yardımcılığı gibi kritik görevlerde bulunmuş profesyonel bir istihbaratçının değerlendirmelerinin önem taşıdığını düşünüyorum. Taner’den söz ederken müsteşarlığı sırasında ‘çözüm süreci’ gibi kritik bir inisiyatifin başını çektiğini de hatırlamalıyız.” ‘FETÖ’nün en büyük özelliği dış destek bulabilmesi’ Gülen’in özellikle 1970’li yıllardan itibaren MİT’in izleme alanı içinde olduğunu aktaran Taner ifadesinde şunları söyledi: “Yabancı ülkelerin birçok servis mensubu ‘diplomat’ kisvesiyle, çeşitli maskelerle konuyla ve grupla ilgilenmeye başlıyorlar. 1975’li yıllar bu ilgilerin en çok arttığı ve başladığı yıllardır. Amerikalıları görüyoruz, başkalarını görüyoruz, değişik kitle iletişim örgütlerini görüyoruz.” Batı’nın o dönem ‘iyi yüzlü İslam’ arayışı içinde olduğunu ve bunu Gülen’in üzerinde denemeye çalıştığını savunan Taner’e göre, Gülen cephesinde ‘modern görüntü, yasalara saygılı tavırlar ve terörün dışında bir çizginin benimsenmesi’ ülke içinde ve dışında çeşitli çevreler tarafından hoşgörüyle karşılanması sonucunu doğurdu. Eski MİT müsteşarı şöyle devam etti: “FETÖ örgütünün en büyük özelliği çok ciddi bir dış destek bulabilmesidir. Hiçbir İslamcı grup bu ölçüde dış destek bulamamıştır. Amerika’ya gidiş örgütün dış destek sağlama hareket kabiliyetine önemli katkılar getirirken, bizim kontrolümüze de zorluklar vermiştir. Örgüt bu tarihten itibaren küresel bir enstrüman niteliğini daha da güçlendirmiştir. Bir başka deyimle, küresel sermayenin izdüşümü konumuna adeta getirilmiştir.” ‘Gizli servisten alınan talimatlarla bu iş yürüyor’ Gülen’in ABD’ye gidişinin Türkiye’yi zora soktuğunu aktaran Taner, bu noktadan sonraki faaliyetlerin CIA talimatıyla yürütüldüğünü savundu: “Böyle yabancı damgalı pasaportlu insanlar olduğunu söylemek mümkün değil ama yabancılarla temasları var. Yani yabancının oraya girip de bizzat kadrolu çalışmasına gerek yok, temaslar var. Amerika’daki bütün temaslarda yabancılar var, gizli servis var. Daha ötesi yok, gizli servis var, yani gizli servisten alınan talimatlarla bu iş yürüyor, bu kadar açık.” “Bakın, çok açık ifade ediyorum, 2’nci, 3’üncü, 4’üncü darbeden endişe ediliyorsa FETÖ’nün boyu çok kısa kalır. Arkasındaki ortak aklın, arkasındaki küresel aklın mutlaka göz ardı edilmemesi gerekir” diye devam eden Taner, 15 Temmuz’u diğer darbelerden ayıran en önemli unsurun ‘dış destek’ olduğunu söyledi.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın