“O Bakan Atatürk’e soykırımcı dedi”

Erdoğan üç gün önce TÜSİAD toplantısında AB’ye çatarken, referandum sürecinde Avrupa ülkelerinde yaşananları hatırlatıp, özetle şunları söyledi:

“Türkiye’ye işte en son yaşadığımız şu referandum olayında yaptıklarını gördünüz. Türkiye sıradan bir ülke değil, biz kapıkulu değiliz, bizim bir onurumuz var, bir haysiyetimiz var. Bizim bu onurumuzla, bu haysiyetimizle oynanmasına biz müsaade edemeyiz… Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na Almanya’da, Belçika’da, İsviçre’de, şurada-burada her türlü saldırı yapılacak, Dışişleri Bakanıma kapılar kapatılacak, uçuş izni verilmeyecek, benim aileden sorumlu bakanım arabanın içerisine mahkûm edilecek, eee? Biz hâlâ ‘ne oluyor yapmayın etmeyin, bizi alın.’ Arkadaşlar, kusura bakmayın. Sizler bakın ekonominin içinde bir güçsünüz. Herhâlde sizleri kapısında bekleten bir muhatabınızla bir yere kadar pazarlık yaparsınız, bir yerden sonra hadi arkadaş güle güle der yolunuza devam edersiniz.” 

Evet, Türkiye sıradan bir ülke de değil, kapıkulu da… Evet, Türk Milleti’nin onuru ve haysiyeti var…

Peki gerçekte onurumuzla, haysiyetimizle oynanmasına müsaade edilmedi, edilmiyor mu?

ABD’nin, askerimizin başına çuval geçirmesi karşısında bir nota bile verilmemesi,

“Soykırım” iftirasını sahiplenen sözde müttefikimiz ülkelere sözlü tepkiden öteye bir tavır konulmaması,

Yüzümüze defalarca “Sizi almayacağız” denmesine rağmen AB kapısında beklenmesi,

Rum kesimi, Yunanistan ve hamilerinin, Kıbrıs’taki askerimizi “işgâlci” ilân etmesine rağmen masada oturmaya devam edilmesi,

Yunanistan’ın Ege’deki işgâllerinin, mangal partilerinin seyredilmesi,

“Postal yalayıcı” Barzani’nin kadim Türkmen kenti Kerkük’ü işgâlinin görmezden gelinmesi,

ABD’nin gözümüzün içine baka baka terör örgütüne silah sevkiyatının, “PKK’nın eline geçmeyecek” güvencesiyle kabullenilmesi gibi uzun bir liste çıkaracaktım, ama vazgeçtim.

YUNANLILARIN 19 MAYIS’I

Çünkü 19 Mayıs üzeri Yunanistan öyle bir iftira attı ki!.. Ve şu ana kadar Türkiye’den ses çıkmadı.

Malûm, 19 Mayıs’ı “Rum Pontus soykırım günü” sayıyorlar. Meclis’ten karar çıkarttılar, ülkenin birçok yerine bu iftiraya dair anıtlar diktiler.

19 Mayıs arefesinde, 18’inde  Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos  “Rum Pontus soykırım günü” adı altında bir mesaj yayınladı.

Hani geçenlerde bize ait Eşek Adası’nda mangal partisi yapan, Milli Savunma Bakanımız Fikri Işık’ın da “şovmen” dediği bakan.

“KEMAL SAMSUN’A İNDİ VE”

Mesajına, bugünün “Yunanlıların soykırımına adanmış bir anma ve tefekkür günü” olduğunu belirterek başlayan Kammenos, bu gibi günlerde tüm Rumların birleşmesi, tarihinden dersler çıkarması ve atalarını onurlandırması gerektiğini anlatıp, şu iftira ve hakaretlerde bulundu:

“1914-1923 döneminde Karadeniz Rumlarının soykırımı sonucu binlerce kişi öldü. Bu dönemde Yunan adları ve kurtarılan tarihi eserlerle ispatlandığı üzere, yaklaşık 3000 yıl sonra Karadeniz’in Rumları kovuldu ve kökü kazındı. Bu nedenle günümüzde, işkence görmüş, kovalanmış ve nihayet Kemal Atatürk ve Neotürkler devleti tarafından yok edilmiş binlerce ünlü ve ünlü değil, Pontus’lu erkekler, kadınlar ve çocuklar onurlandırılıyor. Komşularımızın tarihi gerçekleri düşünme biçimi bizi şaşırtmaz; Kemal’in, Samsun’a indiği ve Pontus Rumlarının soykırım planını başlattığı o günden bu yana Türkiye için ulusal bir tatil.”

Kammenos şunları da söyledi:

“Yeni kuşağın tarihine dönük zorunluluğu; Karadeniz bölgesindeki Yunan anıtlarının yanı sıra Ortodoks kiliseleri, özellikle sonsuza dek Pontus topraklarında hâlâ gururlu ve görkemli olan Sumela Manastırı’nı korumak zorunluluğudur… Rum Pontus soykırımının uluslararası düzeyde tanınması, tüm Yunan’ı haklı kılmak için başarılı olmak zorunda olduğumuz sürekli bir mücadeledir. 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından onaylanan Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Konvansiyonu çabamıza yardımcı olacaktır.”

Evet o bakan, 19 Mayıs için böyle bir mesaj yayınladı ve üç gün geçtiği halde ne Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarımız, ne de ilgili bakanlıklar herhangi bir tepki gösterdi.

Aksine, o gün Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu kimi kabul ediyordu, biliyor musunuz?

Görev süresi sona eren Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis’ı.

Bu Büyükelçi de o günlerde ne yapmıştı, duydunuz mu?

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’mızın her yıl olduğu gibi bu yıl da 13-26 Mayıs arasında Ege ve Akdeniz’de gerçekleştireceği ve NATO’ya bağlı ülkelerin de 22 Mayıs’ta gözlemci olarak davet edildiği Deniz Kurdu Tatbikatı’yla ilgili olarak sözkonusu ülkelere bir yazı yazarak, “Türkiye’nin Yunan hava sahasını işgâl ettiğini” öne sürüp, “Tatbikata katılmayın” demişti.

Ondan üç gün önce de Erdoğan Çin’de Yunanistan Başbakanı Çipras’la buluşmuş, “darbecilerin iadesini, Kıbrıs’ta çözümü ve ikili ilişkilerin geliştirilmesini” konuşmuştu.

Allah aşkına, bir milletin şeref ve haysiyeti böyle mi korunur?

Ayrıca yöneticilerinin, “Türk Milleti” diyemediği, ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e iftira atılıp, hakaret edilmesinin “olağanlaştırıldığı” bir yerde kimi kime şikâyet ediyoruz ki?!. 

Bunları da sevebilirsiniz