Derin Bir Soluk

Hayat üstüne gelince, derin bir soluk almak gerekiyor bazen, insan hakkıdır.
Alıp başını gitmek.
Yola çıkmalı en iyisi, şiirlerle…
“Güney Ege”ye doğru yazmışım yıllar önce rotayı…
Şirince’de sabah kahvaltısı zeytinli, domatesli, acı biberli.
Ortaklar’da köpürmüş, buz gibi ayran.
Bafa’da hüzün ve serinlik birası.
Güvercinlik’e acil bir selam.
Turgutreis’te eski dostlarla akşam molası…
Gümüşlük’te kalabalık arkadaşlar sofrası…


***

Nereye gitsem?
Akbük’te yalnızlığı mı sevsem?
Yoksa Akyaka orman kampında serin rüzgârlardan bir fısıltı mı beklesem?
Uçsam mı Babadağ’dan yamaç paraşütüyle, Ölüdeniz üstüne?
Bilmediğim bir koy çıksa ya da karşıma; çakıl taşlı, tahta iskeleli, sırtı
makilik.
İçimdeki kuşlar havalansa bir şarkıya.
Hemen oracıktan başlayan uzun bir mavi yolculuk olabilir mi acaba?
Bir kırlangıçla karşılaşsam ansızın, onunu gibi uçmak istesem.
Düş arkadaşım olsa, hikayelerini dinlesem…


***

“En iyisi otur oturduğun yerde” dedim kendime.
Uzun ve ıssız bir sahil düşle; bir öykü yaz kendince; uçuk ve kaçık olsun,
sakıncası yok.
Kumsalda, gün batımında başlasın. Karşıda bir balıkçı, ağ atmış dönüyor,
umutla bekleyecek, rastgelsin…
Birkaç yudum ferahlık geçse içime, gece ateşle gelse, kıvılcımlarla…
Bir şiir düşse yıldızlardan o sırada.

Bunları da sevebilirsiniz