The New York Times
Erdoğan yönetiminde Ayrışan Türkiye Avrupa’dan Düşman Buldu
Patrick KINGSLEY, 13 Mart 2017
Nisan ayında Türkiye cumhurbaşkanının yetkilerini genişletmek için yapılacak olan referanduma karşı bir kampanya yürüten Muharrem Doğan İstanbul’da arabasında saldırıya uğradı. Saldırı anında “hayır” kampanyası yürütmek için yanında iki kişi daha olduğunu bildiren Doğan, saldırıyı kimin gerçekleştirdiğini tahmin ettiklerini söyledi. Doğan” bu açık bir tehditti ve Hayır oyu kullanabilecek insanlara karşı net bir mesajdı” açıklamasında bulundu.
Hükümetin kaybetmekten korktuğu sıkı bir yarış ortasında; Türkiye son günlerde Hollanda ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin, Türk bakanlarının kıtadaki Türk azınlıklarına yönelik mitingler düzenlemelerini durdurma girişimlerini kınadı. Atışma Pazartesi günü, Türk yetkililerin yurt dışında bulunan Hollanda Büyükelçisinin dönmemesi gerektiğini söylerken, kıtaya mülteci akını azaltan anlaşmayı gözden geçirmekle tehdit etmesinden sonra kötüleşti.
Bazı analistler ifade özgürlüğünü bastıran liberal hükumetlerin iki yüzlülüğünden şikayet ederek, hükümetin “evet” oylarına destek sağlamak için milli duyguları kışkırttığını söylüyor. Ancak Türkiye’deki muhalifleri için aynı özgürlükleri kısıtlarken, yurt dışı temsilcilerine daha fazla özgürlük istemekle ikiyüzlü davranıyor.
Hükümetin Muharrem Doğan’ın vuruluşunu organize etme yönünde herhangi bir önerisi yok. Ancak; hükümet Sayın Erdoğan’ın yetkilerini genişletmesine karşı kampanya yürütenlere gözdağı vermek için ortam yaratmakla suçlanıyor.
ABD’li Almam Marshall Fon Ankara Ofis Müdürü Özgür Unluhisarcıklı’ya göre; Erdoğan seçmendeki milliyetçi duyguları alevlendirmek için Avrupa ile bir kavga çıkardı. Avrupa’yı bir tehdit unsuru olarak gören Erdoğan, yalnızca kendi doğal seçmenlerini değil aynı zamanda Türkiye’nin 4. Büyük siyasi partisi MHP tabanını da ikna etmeyi umuyor. Özgür Unluhisarcıklı’ya göre Türkiye’de bulunamayacak bir düşmana ihtiyaçları vardı ve bu düşmanı Avrupa’da keşfettiler.
The New York Times
Hollanda ile Tartışma Devam Ederken Türkiye’nin Avrupa Birliği ile İlişkileri Çıkmaza Girdi
Alissa J. RUBIN Tarafından, 12 Mart 2017
Türkiye ile Avrupa arasındaki gerginlik, hafta sonu Türk Cumhurbaşkanı’nın Hollanda Hükumetini Nazizm ile suçlamasıyla daha da arttı. Yeni anayasa il ilgili yapılacak olan referandum öncesi artan gerginlikle birlikte, Türk politikacıları Avrupa ülkedeki olaylardan dolayı men edilerek, sınır dışı edildi.
Almanya’nın Türk politikacılara kampanya etkinliklerini engellemesini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dış işleri bakanının Hollanda’da miting yapmasına izin verilmemesi ve Türk Aile Bakanı’nın kamu düzeni ve güvenlik nedeniyle sınırdan çevrilerek sınır dışı edilmesi ile öfkesini Hollanda’ya çevirdi.
Genel olarak bu olay, farklı bakış açılarına karşı açık bir duruş sergileyen Hollanda için alışagelmedik sert bir tepkiydi. Fakat Hollanda halen göç ve entegrasyonun başlıca temasını oluşturan bir seçim kampanyasının ortasında bulunmaktadır.
Sayın Erdoğan Pazar günü yaptığı konuşmada; “ o olaylar olduğunda bunların faşizan birer baskı olduğunu belirttim. Nazizm bitti diye sanıyordum ama yanılmışım diye ekledim” açıklamasında bulundu.
Türk yasaları teknik olarak açık bir şekilde engellemesine rağmen, Türk bakanlar Erdoğan’ın yetkilerini genişletmek için Avrupa’yı “evet” oyuna için ikna etmek için geziyorlar.
The Washington Post
Erdoğan’ın Rakipleri Türkiye’de Referandum Kampanyasının Adil Olmadığını söyledi
Suzan FRAZER Tarafından, 19 Mart 2017
Türkiye’de muhalefet Başbakanın yetkilerinin genişletmesi için Nisan ayında yapılacak olan Referandum kampanyasında tehditler, şiddet, keyfi gözaltına alınmalar, televizyon yayın sürelerinin olmaması ve hatta sabotaja maruz kaldıklarını belirtti.
Eski gazeteci olan muhalefet parti CHP Milletvekili Utku Çakırözer “ Hayır oyu savunan bizler bir dizi engellerle karşı karşıyayız” açıklamasında bulundu. Almanya ve Hollanda’nın Türk Bakanlarına karşı tutumunu da eleştiren Çakırözer, “demokrasi eşiğimiz çok düştü, hızla yükseltilmesi gerekiyor” diye belirtti.
Erdoğan ve hükümet üyeleri, tüm kanalları günde iki kez kampanya konuşması yaparak hakimiyet kurarken, diğer taraftan devlet kanalları ve devlet tarafından finanse edilen resmi geziler “evet” kampanyasına dönüştürüldü. Bu arada hükümet yanlısı medya “hayır” kampanyası yapanları büyük bir oranla görmezden geliyor.
The Washington Post
Türkiye ile Hollanda Arasındaki Atışma Tamamen Oy Kazanmak İçin
Ishaan THAROOR Tarafından, 13 Mart 2017
Türkiye ve Hollanda arasında artan kriz yılın en önemli seçim kampanyalarının nasıl uluslararası olaylara sebep olabileceğinin çarpıcı bir örneği.
Hollandalılar bu Çarşamba; Avrupa’daki siyasi geleceğin bir parçası olarak görülen bir parlamento seçimi için sandık başına gidiyor. Ve bütün gözler aşırı sağ Euroskepticve Popülist İlam karşıtı Geert Wilders üzerinde yoğunlaşıyor. Diğer taraftan Türkiye de, önümüzdeki ay Ülkenin parlamenter sistemini Tayyip Erdoğan’ın lehine çevirecek bir anayasa değişikliği konusunda referandum düzenleyecek.
İronik bir şekilde Türk makamları barışçıl, demokratik Türk meclislerinin bastırılmasına öfkeyle bakıyor olsalar da eleştirmenler, referandumun Erdoğan’ın egemenliğini sağlamanın bir yolu olduğunu savunuyorlar. Geçtiğimiz yaz Erdoğan’a başarısız darbe girişiminde bulunulduktan sonra, Türk Hükumeti bürokraside ve sivil toplum üzerinde geniş çaplı bir tasfiye başlattı. Türkiye’nin parlamento sisteminin parçalanması Erdoğan’ın gözetimi altındaki demokrasinin çözülmesinde bir başka tehlikeli adım olarak gözükmektedir.
Yine de referandumdan “Evet” sonucunun çıkması garanti mevcut değildir. Türkiye’deki kamuoyu yoklamaları, başa baş bir rekabet olduğunu gösteriyor. Bu yüzden ılımlı İslamcı Erdoğan, oy kazanmak için her daim geçerli milliyetçi oyunundan istifade ediyor.
Kuşkusuz İroni; Wilders’ın hafta sonu boyunca aynı gösterileri düzenleyerek, oylarını artırabilmeyi umması. Aşırı Sağcı olan siyasetçi uzun bir süredir şiddetle Erdoğan’ı eleştirerek, “Diktatör” olarak adlandırmaktadır. Wilders geçtiğimiz hafta Lahey’deki Türk Büyükelçiliği önünde kısa bir gösteri düzenledi ve Türk Dışişleri Bakanı’nın ziyaretine karşı kampanya başlattı.