Gen Düzenlemesi Bağışıklık Hücrelerinin Kanser Hücrelerine Hücum Etme Yeteneğini Geliştirebilir (1).
Geride bıraktığımız Kasım ayına girer girmez dikkatleri çeken bir gelişme yaşandı. 28 Ekim’de Çin’in Chengdu bölgesinde bulunan Sichuan Üniversitesi’nden kanser bilimci/onkolog Lu You ve ekibi, CRISPR-Cas9 gen düzenleme tekniği ile genetiği değiştirilmiş hücreleri dünyada ilk kez klinik bir araştırmanın parçası olarak ileri düzey akciğer kanseri olan hastalara yine Chengdu bölgesinde bulunan Batı Çin Hastanesinde aşıladılar (1).
Dr. Lu You (2)
Bilim insanları son zamanların en etkili gen düzenleme tekniği olan CRISPR-Cas9’ın klinik alanlarda uygulamaya konulması ile bir çok genetik bazlı hastalığın yanı sıra önemli kanser türleri için de heyecan ve umut verici tedavi yöntemlerinin oluşturacağına inanıyorlar. Çin’in yanı sıra ABD’de 2017 yılı itibari CRISPR’i klinik alanlardaki uygulamalarda görebileceğiz. Pekin Üniversitesi’ndeki Çinli uzmanlar da CRISPR-Cas9 tekniğini mesane, prostat ve böbrek kanseri olan hastalara da Mart 2017’de uygulamayı planlıyor.
Çinli doktorlar hastane yönetiminden geçtiğimiz temmuz ayında etiksel onayları aldıktan sonra işlemi ağustos ayı gibi gerçekleştirmeyi hedefliyorlardı fakat CRISPR’li hücreleri üretmek sandıklarından daha fazla zaman aldı.
Temel olarak yaptıkları şey, ileri derecede akciğer kanseri hastasının kanından aldıkları bağışıklık hücrelerindeki PD-1 genini CRISPR yöntemi ile etkisiz hale getirip bu hücreleri uygun koşullarda çoğaltarak hastaya tekrar nakletmekti. PD-1 geni kanser hastalarının bağışıklık hücrelerinde aktif hale gelerek onların kanser hücreleri ile mücadele etmesini engelleyen bir gen. Uzmanlar PD-1 geni etkisizleştirilmiş bağışıklık hücrelerinin kanser hücreleri ile etkili bir mücadeleye gireceğini ve bu sayede hastanın kanseri yeneceğini umuyor.
Çalışmanın başında bulunan Dr. Lu, şu ana kadar her şeyin planladıkları gibi gittiğini ve hastalara ikinci aşılamanın yapılacağını, ancak hasta gizliliği ilkesi nedeni ile detayları paylaşmayacağını bildirdi. Dr. Lu ve ekibi 10 hastayı iki, üç veya dört aşılama ile tedavi etmeyi planladıklarını ve hastaları 6 ay boyunca gözlemleyip herhangi beklenmedik bir durum oluşup oluşmayacağını da inceleyeceklerini belirtti (1).
Bu gelişme tüm dünyadaki onkologları heyecanlandırırken, bazılarının da aklında yöntemin güvenirliği konusunda soru işaretleri bıraktı. Dr. Lu ise neyin doğru neyin yanlış olduğunu ancak deneyerek görebileceğimizi düşünüyor (2).
Kaynaklar