Dünya Basınından Türkiye / Fransa

Türkiye: Neden Kürtler Erdoğan’ın ve Daeş’in hedefi haline geldi? 12/10/2015 tarihli L’Express makalelerinden alıntı çeviridir. 10 Ekim Cumartesi günü Ankara’da yüz civarında kişinin ölümüne sebep olan saldırının İŞİD tarafından yapıldığı anlaşıldı, ancak Türk kamuoyunun büyük bir çoğunluğu Erdoğan’ı sorumluluğu almamakla suçluyor. Ve Kürtler Türk dramının merkezini oluşturmuyor. Kürt’ler Türkiye’de bugün sergilenen oyunun merkezini oluşturmaktalar. Ankara’da, geçtiğimiz Cumartesi günü yüzlerce kişinin (muhalefetin açıklamasında göre 128 kişi) ölümüne sebep olan girişimdeki katılımcıların büyük çoğunluğunu Kürtler oluşturmaktaydı. Haziran ayında Diyarbakır’da gerçekleşen Suruç saldırısı ve Ankara’da yaşanan ikili saldırı saldırının işleyiş süreçleri incelendiğinde, gerçekleştirenin İŞİD olduğu düşündürtüyor. Deaş ve Kürtler, çelişkili bir ilişki İslami Devlet örgütü Kürtlere pek misafirperver değil. Cihatçı hareketlerde uzman İslami devlet örgütüne göre Sünni çoğunluktaki Kürt halkı, örgüt tarafından Hilafet ’in gölgesinde yaşamakla görevlendirilmiştir. Kendilerini destekleyen bazı Kürtlere yönelik Cihat çağrısında bulunan Kürtçe şarkılar içeren videolar yayımladı. Kobane çatışmasının öncesinde “kürt kardeşlerine” amaçları doğrultusunda destek çağrısında bulundular. (…) (…) Yaşanan dramdan birkaç saat sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saldırıyı “birliğimize karşı kindar bir saldırı “ olarak nitelendirdi. Ancak neredeyse eşzamanlı olarak, Yalçın Akdoğan ve yandaş bir gazete, erken seçim öncesinde saldırıyı PKK’nın siyasi çıkarlar amacıyla düzenlemiş olabileceğini açıkladı. HDP yöneticisi Selahattin Demirtaş ise kendi cephesinde sözkonusu saldırı ile ilgili hükümeti suçladı. Hükümet cihatçı gruplara yönelik belirsiz bir politika izledi. Herkesin bildiği üzere İşid cihatçılarının Suriye’ye geçişlerine ve Türk topraklarında örgüte ait uyuyan hücre evlerin kurulmasına izin verdi. Buna karşın Kobane çatışmaları esnasında PYD’ye destek vermek isteyen Kürtlere sınır kapılarını kapattı. Muhalefet, HDP ve partizanları iki saldırıya hedef olmuşlarken, Ankara’nın merkezinde böylesi bir toplanma anı için nasıl olup da herhangi bir önlemin alınmadığını sorgulamakta. Milliyetçilerin ve AKP’nin Kürt karşıtı kararı Siyaset-bilimci Samim Akgönül’e göre, Kürt-karşıtı ortamdan Erdoğan sorumludur. PKK saldırılarını arttırarak aşırı milliyetçi ve Kürt Karşıtı oyları kendine çekmeyi planlamakta. Bu bağlamda AKP İslamcıları ve milliyetçileri arasındaki sentez her geçen gün daha da belirginleşmekte. HDP merkezlerine yapılan saldırıların birçoğunda saldırganlar arasında AKP üyelerine rastlandı. Ve Büyük saldırıdan önce geçmişte MHP’ye yakınlığı ile bilinen mafya babası Sedat Peker, Cumhurbaşkanının çocukluğunu geçirdiği Rize’de Erdoğan’ı destekleyen bir miting düzenledi. “Meşru savunma hakkımızı kullanacağız, oluk oluk kan akacak” diye söz verdi. Türkiye’deki Monde çalışanına göre; Ankara’daki mitingin aksine Rize’deki miting titizlikle korunmuş, “her bir gösterici bir bir aranmıştı.” (…) Saldırının ardından PKK tarafından yapılan ateşkesin reddedilmesine dair açıklama Kürtler için endişe verici bir durum yarattı. Kürtler otoritelerin batağında ise bunun nedeni; geçtiğimiz Haziran ayı seçimlerinde Erdoğan AKP‘sinin Başkanlık sistemini kurmak amaçlı, Anayasa reformu için ihtiyaç duyduğu mutlak çoğunluğu elde etmesine mani olan HDP partisinin çıkışını Erdoğan’ın affetmemesidir. Aykırı gözükse de liberalleri ve kırsal kesimlerdeki gençleri de saflarına alarak seçmen kitlesini genişleten HDP, Kürt azınlığının sesi olan bir parti şeklinden bir Türk hareketi şekline kavuşmuş durumda. Angelina Merkel mülteci akınını azaltmak üzere Türkiye’de 18/10/2015 tarihli L’Express makalelerinden alıntı çeviridir. Alman şansölyesi Türkiye ile Avrupa Birliği arasında bir planı tartışması gerekmekte. Amaç ek olanaklar karşılığında Ankara’yı mültecileri kendi topraklarında tutmaya teşvik etmek. Alman Şansölye Angeline Merkel, Avrupa’ya mültecilerin akınını engellemek amaçlı geçtiğimiz Pazar günü Türkiye’ye görüşmeye geldi. Konu hakkında görüşmek için Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İslami Mühafazakar Cumhurbaşkanı’nı ile de görüşecek. Avrupa Birliği tarafından açıklanan sözkonusu “hareket planı”, Ankara’yı , Suriye’deki savaştan kaçan mültecileri kendi topraklarında tutma yönünde teşvik etmeli. Sorun ise, zaten iki milyondan fazla mülteciyi ağırlayan Türkiye’nin pazarlığı arttırması. (…) “Öne çıkan başka hiçbir çözüm bulunmuyor” Avrupa Birliği, Türkiye’nin Avrupa Birliğine adaylığı görüşmelerinin tekrarlanması

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

Dünya Basınından Türkiye / Fransa

Türkiye: Neden Kürtler Erdoğan’ın ve Daeş’in hedefi haline geldi? 12/10/2015 tarihli L’Express makalelerinden alıntı çeviridir. 10 Ekim Cumartesi günü Ankara’da yüz civarında kişinin ölümüne sebep olan saldırının İŞİD tarafından yapıldığı anlaşıldı, ancak Türk kamuoyunun büyük bir çoğunluğu Erdoğan’ı sorumluluğu almamakla suçluyor. Ve Kürtler Türk dramının merkezini oluşturmuyor. Kürt’ler Türkiye’de bugün sergilenen oyunun merkezini oluşturmaktalar. Ankara’da, geçtiğimiz Cumartesi günü yüzlerce kişinin (muhalefetin açıklamasında göre 128 kişi) ölümüne sebep olan girişimdeki katılımcıların büyük çoğunluğunu Kürtler oluşturmaktaydı. Haziran ayında Diyarbakır’da gerçekleşen Suruç saldırısı ve Ankara’da yaşanan ikili saldırı saldırının işleyiş süreçleri incelendiğinde, gerçekleştirenin İŞİD olduğu düşündürtüyor. Deaş ve Kürtler, çelişkili bir ilişki İslami Devlet örgütü Kürtlere pek misafirperver değil. Cihatçı hareketlerde uzman İslami devlet örgütüne göre Sünni çoğunluktaki Kürt halkı, örgüt tarafından Hilafet ’in gölgesinde yaşamakla görevlendirilmiştir. Kendilerini destekleyen bazı Kürtlere yönelik Cihat çağrısında bulunan Kürtçe şarkılar içeren videolar yayımladı. Kobane çatışmasının öncesinde “kürt kardeşlerine” amaçları doğrultusunda destek çağrısında bulundular. (…) (…) Yaşanan dramdan birkaç saat sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saldırıyı “birliğimize karşı kindar bir saldırı “ olarak nitelendirdi. Ancak neredeyse eşzamanlı olarak, Yalçın Akdoğan ve yandaş bir gazete, erken seçim öncesinde saldırıyı PKK’nın siyasi çıkarlar amacıyla düzenlemiş olabileceğini açıkladı. HDP yöneticisi Selahattin Demirtaş ise kendi cephesinde sözkonusu saldırı ile ilgili hükümeti suçladı. Hükümet cihatçı gruplara yönelik belirsiz bir politika izledi. Herkesin bildiği üzere İşid cihatçılarının Suriye’ye geçişlerine ve Türk topraklarında örgüte ait uyuyan hücre evlerin kurulmasına izin verdi. Buna karşın Kobane çatışmaları esnasında PYD’ye destek vermek isteyen Kürtlere sınır kapılarını kapattı. Muhalefet, HDP ve partizanları iki saldırıya hedef olmuşlarken, Ankara’nın merkezinde böylesi bir toplanma anı için nasıl olup da herhangi bir önlemin alınmadığını sorgulamakta. Milliyetçilerin ve AKP’nin Kürt karşıtı kararı Siyaset-bilimci Samim Akgönül’e göre, Kürt-karşıtı ortamdan Erdoğan sorumludur. PKK saldırılarını arttırarak aşırı milliyetçi ve Kürt Karşıtı oyları kendine çekmeyi planlamakta. Bu bağlamda AKP İslamcıları ve milliyetçileri arasındaki sentez her geçen gün daha da belirginleşmekte. HDP merkezlerine yapılan saldırıların birçoğunda saldırganlar arasında AKP üyelerine rastlandı. Ve Büyük saldırıdan önce geçmişte MHP’ye yakınlığı ile bilinen mafya babası Sedat Peker, Cumhurbaşkanının çocukluğunu geçirdiği Rize’de Erdoğan’ı destekleyen bir miting düzenledi. “Meşru savunma hakkımızı kullanacağız, oluk oluk kan akacak” diye söz verdi. Türkiye’deki Monde çalışanına göre; Ankara’daki mitingin aksine Rize’deki miting titizlikle korunmuş, “her bir gösterici bir bir aranmıştı.” (…) Saldırının ardından PKK tarafından yapılan ateşkesin reddedilmesine dair açıklama Kürtler için endişe verici bir durum yarattı. Kürtler otoritelerin batağında ise bunun nedeni; geçtiğimiz Haziran ayı seçimlerinde Erdoğan AKP‘sinin Başkanlık sistemini kurmak amaçlı, Anayasa reformu için ihtiyaç duyduğu mutlak çoğunluğu elde etmesine mani olan HDP partisinin çıkışını Erdoğan’ın affetmemesidir. Aykırı gözükse de liberalleri ve kırsal kesimlerdeki gençleri de saflarına alarak seçmen kitlesini genişleten HDP, Kürt azınlığının sesi olan bir parti şeklinden bir Türk hareketi şekline kavuşmuş durumda. Angelina Merkel mülteci akınını azaltmak üzere Türkiye’de 18/10/2015 tarihli L’Express makalelerinden alıntı çeviridir. Alman şansölyesi Türkiye ile Avrupa Birliği arasında bir planı tartışması gerekmekte. Amaç ek olanaklar karşılığında Ankara’yı mültecileri kendi topraklarında tutmaya teşvik etmek. Alman Şansölye Angeline Merkel, Avrupa’ya mültecilerin akınını engellemek amaçlı geçtiğimiz Pazar günü Türkiye’ye görüşmeye geldi. Konu hakkında görüşmek için Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İslami Mühafazakar Cumhurbaşkanı’nı ile de görüşecek. Avrupa Birliği tarafından açıklanan sözkonusu “hareket planı”, Ankara’yı , Suriye’deki savaştan kaçan mültecileri kendi topraklarında tutma yönünde teşvik etmeli. Sorun ise, zaten iki milyondan fazla mülteciyi ağırlayan Türkiye’nin pazarlığı arttırması. (…) “Öne çıkan başka hiçbir çözüm bulunmuyor” Avrupa Birliği, Türkiye’nin Avrupa Birliğine adaylığı görüşmelerinin tekrarlanması

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın