Turnikeli Yerleşke

Bağlantıdaki habere konu fotoğraf epeyce tartışılacaktır.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/30179989.asp

Anımsayalım!

Ege Üniversitesi’nde geçen öğretim yılında bir öğrenci dışarıdan gelen katillerce öldürülmüştü. Bu olayı izleyen dönemde üniversite sınırları içinde her türlü tören, şölen, vb etkinlik yasaklanmış ve üniversite tam bir ölüm sessizliğiyle sarmalanmıştı.

Anayasa’ya uygun davrandığı için Prof Dr Rennan Pekünlü’nün değil yanında/arkasında durmak; hapis cezası alması için elinden geleni yapan üniversite yönetiminin habere konu yeni buluşuna şaşırmamak gerekir.

Bu konuyla ilgili daha fazla yoruma gerek olmadığı düşüncesiyle konunun bir başka yönüne parmak basmakta yarar görüyorum!

Türkiye’de üniversiteler hemen değişmez şekilde yerleşkelerde konuşlan(dırıl)maktalar. Üniversiteyi yalnızca bir okul olarak nitelerseniz bu eğilimde bir yanlışlık yoktur.

Ancak, üniversite bir okul olmanın ötesinde bulunduğu yerle etkileşim içinde olması gereken kurumdur. Çok farkına varılmasa da üniversite öğrencilerinin yanı sıra bulunduğu kentin insanlarına da eğitim/öğretim vermektedir!

Yerleşke yapılanmasıyla bu işlevin yerine getirilmesi olanak dışıdır!

Bugün Türk üniversitelerinin kentlerin merkezinde olan tek yapıları yönetsel birimleridir. Her hangi bir devlet dairesine eşdeğer konumdaki bu yapıların toplumla etkileşim içinde olması son derece zordur.

Başka ülkelere bakıldığında üniversitelere bağlı fakültelerin kentin çeşitli yerlerine dağılmış olarak konuşlandığı görülür. Yerleşke anlayışı yine de söz konusudur ama diğer yandan da kentle/toplumla iç içelik hâlâ söz konusudur.

Ege Üniversitesi’ndeki eşi, benzeri zor bulunur turnike uygulamasıyla üniversitenin kentle/toplumla bütünleşmesi bir yana araya aşılması güç duvarlar örüldüğünden söz edilmelidir.

Üniversite, insanların erişimini engellemek için bu son girişimiyle bir olumsuzluğa öncülük etme şanssızlığına uğramıştır!

Turnike EÜ’deki denli çarpıcı olmasa da mantar gibi biten özel üniversitelerde uzunca süredir var olan bir uygulamadır. Vakıf üniversitelerinin gerçekte birer ticari kurum olduğu göz önüne alındığında bu uygulamaya şaşırmamak gerekmektedir. Nasıl ki, maça, sinemaya, konsere biletsiz girilemezse hizmetini parayla satmayı önceleyen vakıf üniversitelerine bedava giriş söz konusu olamaz!

Unutulmamalı ki; Ege Üniversitesi’nin kuruluş yılı 1955’tir. Türkiye’nin ilk üniversitelerinden birisidir ve hepsinden öte bir kamusal alandır. Dolayısı ile turnikeli yerleşke olmak bu kuruma hiç ama hiç yakışmamaktadır. Zaten yerleşke aracılığıyla yalıtılmış olan üniversitenin bir de turnike aracılığıyla toplumdan uzaklaştırılması aklın alacağı bir şey değildir.

 

Bunları da sevebilirsiniz