1950’li yıllar, çocuk yaştayız. Köyümüzde kendi halinde üstü-başı yırtık bir adam.
Adı Hörçov Mamet düğünlerde oynar, kendisine verilen bir kap yemeği yer. Sessizce peşinde onlarca çocukla meydanı terk eder. Çocuklar bazan kızdırırlar bazan da sevecenlikle yemek getirirler Hörçov’a
Bir ara Hörçov kayıplara karıştı.
Hemen dedikodular ortaya yayılmaya başladı.
‘Hani Hörçov vardı ya kominist miş’, Yakalamışlar.
1950’li yıllarda her gün onlarca komünistin yakalanma haberleri yayılır, köye gelen kalaycı, çalgıcı, bıçakçı bütün yabancıları şüpheli görürlerdi. Bir de Kore’de askerlik yapanların komünistleri nasıl öldürdüklerini ballandıra ballandıra anlatmaları yok mu…
Birisini sevmiyor musun hemen şehre in Komünizmle Mücadele Derneği’ne git şikayetini yap. Adamın mahkemeye çıkarılana kadar bütün yaşamı altüst olur. Sonunda lakap olarakta Kominist Ali veya Ahmet olarak ünlenir.
Herkesin bu yıl komünistler gelecekmiş diye bekledikleri sırada; Hörçov Mamed’in neden ortadan yok olduğu haberi geldi.
Hani Hörçov düğünlerde oynar etrafındakileri neşelendirir demiştim ya. İşte Hörçov akşamüstü kırda dolaşırken birden davul-zurna sesleri duyar ve sesin geldiği yöne yönelir.
Hava güzel ağalar ve misafirleri sofrayı kurmuşlar, davul zurna eşliğinde türküler söyleniyor, içkiler ardı ardına yudumlanıyor.
Nihayet Hörçov’u fark ediyorlar, sofraya oturtup yemek veriyorlar, içki veriyorlar. Hörçov başlıyor oynamaya. Ağalar silahlar çekip havaya ateş ediyor. Keyifler dorukta. Bu sırada birsi elindeki dolu rakı şişesini hörçov’un başından aşağı döküyor çakmağı çakıyor. Başlıyor Hörçov yanmaya, bu arada acayip sesler çıkarıyor can havliyle sıçrıyor. İçki içen ağalar hala oyun oynadıklarını sanıyorlar ama Hörçov diri diri yanarak ölüyor. Kimsesi, arayanı olmayan hörçov’un katilleri de vicdanları ve cüzdanları ile baş başa kalıyor.
Ne zaman insanların diri diri yakılması olayı ile bir haber okusam; hemen hörçov Mamet gelir aklıma.
Son bir haftadır ülkemizde hünarca işlenen ÖZGECAN ASLAN cinayeti ve cinayet sonrası gelişmelere ürpererek, nefretle tanık oluyoruz. Bu vahşeti telin etmek için 81 İlin hepsinde yürüyüşler, protestolar yapılıyor. Ve bu kaçıncı feryatları yükseliyor.
Bu defa da İsyanlarını haykıran kadınlara polis şiddeti uygulanıyor, yere yatırılıyor, Gaz ve Tomalarla kimyasal madde iceren su sıkılıyor. Olmadı Tayyip Erdoğan’a hakaretten tutuklanıyorlar.
12 yıldır AKP iktidarlarında öldürülen, tecavüze uğrayan, töre diye diri diri gömülen kadınlar, kızlar.
Yıkılın yuvalar ve hakimlerin verdiği tutarsız kararlar.
Bütün bu cinayetlerin tek sorumlusu iktidarda bulunan AKP ve onun milletvekilleri, bakanları, başbakanı ve cumhurbaşkanlarıdır.
Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere kadınlara yönelik kışkırtıcı söylemleri, kadınların hedef gösterilmesi, Dinayet işleri dediğimiz fetvacılık müessesesinin verdiği fetvalarda bu cinayetlerin başlıca nedenleridir.
Sivas’ta insanları diri diri yakanlar ve avukatları milletveki, bakan yapılarak ödüllendirildiği bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kadınlara karşı sapık bir düşüncenin temsilcileri ile karşı karşıyayız.
Bütün bunlardan kurtulmanın tek yolu 7 Haziran 2015 Genel seçimlerinde ÜMMETÇİ DİKTATÖRLÜĞE KARŞI CUMHURİYET diyerek, kadını cinsel obje olarak gören bu zihniyeti yıkmaktır.