Güler Yüzlü Neoliberalizm Çözüm Yolu İmiş?

İlkeleri arasında Devletçilik ve Halkçılık olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılarından Selin Sayek-Böke,Türkiye’nin bulanımdan çıkış yolunun « Güler Yüzlü Neo liberalizm” den geçtiğini söylemiş.

Bunun nasıl olabileceğini irdelemeden önce, neredeyse ağırlıklı olarak 1980 yıllardan itibaren uygulanan liberal ekonominin Türkiye’yi getirdiği noktaya bakalım(*).Bunun için ekonomist olmaya da gerek yok.Selin Hocanım elbette bunları biliyordur.

– Nüfusun en düşük gelir düzeyindeki ilk yüzde 20’si, milli gelirden yüzde 6 alıyor. En zenginlerin yer aldığı yüzde 20’nin aldığı pay ise yüzde 44. En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı 8,5 kat.

– Türkiye´deki milyarder sayısı rekor düzeylere ulaşmış durumda. Japonya´dan daha fazla milyardere sahip . Öte yandan mili gelir Japonya´nın yüzde 20´sine denk geliyor.

– Milli Gelirimizin onda biri, 100 ailenin elinde .

– Nüfusun yüzde 18’i yoksulluk sınırında. Yüzde 5’lik nüfus ise açlık tehlikesinde.

– Halkın yüzde 45’nin konutu sağlık ve güvenlik koşullarından yoksun. Evlerin yüzde 43’ü korunaksız olduğu için ısıtmada sorun yaşıyor ve yüzde 38’i evin ısınma gereksinmesini yeterince karşılayamıyor.

– Nüfusun yüzde 60’ı günlük gereksinmesi için aldığı borcu ödeyemez durumda. Yüzde 63’ü sağlık ve nitelikli eğitim ile beklenmedik kaza harcamalarını karşılamaktan uzak. Yüzde 82’si eskimiş mobilyalarının yerine yenilerini alamıyor.

– Nüfusun yüzde 60’ı iki günde bir et, tavuk ya da balık gibi hayvansal protein içeren besinleri evine alamıyor. Sağlıksız ve dengesiz beslenmeden dolayı kaynaklanan hastalıklar toplumda egemen olmuş.Her yıl bu hastalıklara harcanan ilaç bedeli 50 milyar lira dolayında.

– Halkın yüzde 44’ü yeni giysi alamıyor.

– Her üç çocuktan biri yoksul.

– İşsizlik oranı yüzde 10.Bu oran kadınlarda yüzde 13 dolayında.

– İş bulanlar insanca yaşamaya olanak sağlamayan bir ücretle çalışmak zorundalar.

– Maden ocaklarında, iş kazalarında ölen emekçilerin sayıları her yıl binlerce.

Özetle Türkiye’nin geldiği nokta acaba başka bir sistemin sonucu mudur?

Selin Hocanım,önce kendi partisinin kitlesine bunu açıklamak zorunluluğu ile karşı karşıyadır.

Bir anımsatma da yapayım. National Geographic/Türkiye’nin Ağustos,2014 sayısına göre liberalizmin şah olduğu ülkede (Amerika Birleşik Devletleri) 2012 yılında açlık çeken insanların sayısı 48 milyon.Bu sayı 1960 yılına göre 5 kat artış göstermiş. Ülkede her altı kişiden biri, yılda en az bir kez yiyeceksiz kaldığını bildiriyor.Ek Beslenme Yardımı Programı kapsamında 2013 yılında 75 milyar yardım yapılmış. Öğün başına 1.5 dolar para düşüyor.

Selin Hocanım,Amerika Birleşik Devleri’nde çok kaldığı için elbette bunları da biliyordur.

(*) Anılan manzara TÜİK,OECD ve DİSK-AR’ın araştırmalarında derlenmiştir.

Bunları da sevebilirsiniz