Amerika’nın Uyuşturucu İle Mücadelesi Ferguson’u Nasıl Savaş Alanına Çevirdi?

Kaynak: http://rt.com/op-edge/181380-ferguson-police-military-drugs/

Yazar: Robert Bridge

Makalenin özgün başlığı: How America´s ‘War on Drugs’ turned Ferguson into a warzone?

Çeviren: Ece Konmaz-Boğaziçi Çeviri Merkezi

Silahsız siyah bir gencin beyaz bir polis tarafından vurulduğu Missouri eyaletinin Ferguson şehrine yayılmaya devam eden şiddetli protestolar, sokaklara korkutucu bir güç gösterisiyle birlikte askeri güçlerin çıkmasına neden oldu. Peki, Amerika buraya nasıl geldi?

Çoğu Amerikalı Usame bin Ladin’in, El Kaide’nin, ya da Missouri-Ferguson’un adını duymadan çok zaman önce, Washington başka bir kötülüğe karşı savaş ilan etmişti. Popüler adıyla kokain olarak bilinen, banliyöde oturan orta sınıflardan Hollywood ünlülerine herkesin tercih ettiği bu uyuşturucu güney sınırından ülkeye girmişti.

5 Eylül 1989 da George H. W. Bush halka uyuşturucu ile savaşa harcanan 7,9 milyon doları arttırabileceğini, yani «tarihin en büyük artışını” ilan etti.

Ertesi sene Milli Savunma Ruhsat Anlaşması «MSRA” (madde 1033) Pentagon’a federal ve eyalet kuruluşlarının küçük cephane ve teçhizatları da dahil, ki bu teçhizatlar sekreterin kararına göre a) kuruluşlar tarafından uyuşturucu karşıtı aktivitelerde kullanılmaya uygun olması b) savunma bakanlığının ihtiyaçlarını karşılaması kriterlerine uygun olarak savunma bakanlığının özel mülküne çevirmesi yetkisini verdi.

Tahmin edileceği gibi, bu cesur planlar Amerikan muhitlerine uyuşturucu akışını durdurmakta ne yazıkki başarısız oldu. Dahası eksik tasarlanmış bu program toptan vergi mükelleflerinin parasını askeri kuvvetlerin cephanesine katkı sağlamak ve uyuşturucuya karşı pahalı ve uzun bir savaş için yeni hapishaneler açmakta kullandı.

Güney Amerika uyuşturucu karteline karşı «Sam amca” tıpkı «Yaralı Yüz” (1983) filmindeki güç delisi uyuşturucu demirbaşı Tony Montana gibi bu uyuşturucu dolu hesaplaşmadan düşmana karşı top ateşi, zafer ve cesaret patlamasıyla çıkacaktı.

Ancak en sonunda uyuşturucuyla savaş ıslak bir kâğıttan fişek gibi suya düştü. Kokain tiryakisinden daha fazla para harcamasına rağmen Birleşik Devletler uyuşturucu kullanımının 1998’den 2008’e kadar dünya çapında yüzde 35, kokain kullanımının yüzde 27, marihuana kullanımının ise yüzde 8,5 arttığını belirtti.

Aynı zamanda yerel Amerikan kolluk kuvvetleri, örnekleri bugün Missouri, Ferguson sokaklarında, artan sokak protestocularının arasında ortaya çıkan tonlarca askeri teçhizat stoklamış, yabancı ülkelerdeki savaşların (Irak’tan Afganistan’a) ganimetlerini miras aldı.

Yerel kolluk kuvvetleri sadece askeri beyannamelere göre yenilenmiyor, aynı zamanda güçlü teçhizatlarla birlikte askeri eğitim teknikleri alıyorlar.

Newsweek’in raporuna göre St. Louis bölge polis departmanının yıllık bütçesi 160 milyon dolardır. Vergisiz, fazladan askeri ekipman ile kanun uygulamama kuruluşları temin ederek MSRA, polisi, askeri silah ve askeri teknik uygulama konusunda cesaretlendirmektedir.

Son sekiz gün ve gecedir Ferguson’u sarsan şiddet ve silahsız bir gencin bir polis memuru tarafından vurulmasının oluşturduğu korku kadar rahatsız edici olan şey şehrin sokaklarında dolaşan zırhlı araçlar ve Orta-Batı Amerika’daki bir protestodan çok Orta Doğu’daki bir savaş için donatılmış gibi görünen polisleri izlemektir.

Zırhlı araçlara ek olarak, Ferguson polislerinin imha edici vücut zırhlarında tam muhabere teçhizatı ve akustik silahlar gibi protestocuları güçlü, kulak patlatan bir elektronik sinyalle dağıtan fütüristik kalabalık-kontrol silahları vardır.

Genç Michael Brown’ın ölümü ve bu ölümün ardı sıra getirdiği şiddet, halkın soruşturmasından gizlenen şeye ışık tutmuştur yani yerel Amerikan polislerinin askerileştirilmesine.

Birçok gözlemci tam olarak başta Ferguson sokaklarında kaç adet zırhlı aracın ve diğer muharebe ekipmanlarının olduğunu merak etmektedir.

Ferguson’daki polisin «Bearcat MDPKA”ya (mayına dayanıklı pusu korumalı araç) çokça benzeyen siyah bir araç ile etrafta dolandığı görülmesine rağmen, Missouri Toplum Güvenliği Departmanı İletişim müdürü Mike O’Connel Newsweek’e hiçbir St.Louis eyalet kanun uygulama kuruluşunun 1033 programı aracılığıyla herhangi bir MDPKA almadığını söyledi.

O’Connel aracın sahiden de St. Louis eyaleti tarafından alınan 10 yararlı araçtan biri değil de MDPKA olduğunu söyledi ve onun nereden geldiğini bilmediğini itiraf etti.

Askeri teçhizatlar ek bir maliyet ile gelmektedir: Daha çok yabancı bir düşmanla savaşmak için hazırlanmış paramiliter görünüm halk arasında kasıtsız da olsa paranoya ve korku atmosferi oluşturabilir.

Eski Seattle polis şefi Norman Stamper, polislerin askeri stil üniforma giydiklerinde, kalabalığın memurlar için hissettikleri düşmanlık seviyesini şiddetlendireceği konusunda uyarıda bulundu.

Vow ile yaptığı bir röportajda Stamper «Gösteri sırasında barışı korumak esasen polislerin askeri giysiler yerine günlük standart üniformalarını giymesi ile mümkün olur. Bu sürede görevli oldukları yerde, kontrol adına, toplum güvenliği adına, meşru kontrolü baltalayan davranışlarda bulunan mesleki bir güç haline dönüşürler.”

Haziran’da Amerikan sicil imtiyaz birliği Amerikan polislerinin potansiyel bir tehlikeye dönüştüğünün kanıtı olarak vurucu mevzilenmelerin sayısındaki artışla birlikte askeri ekipmanların yerel polislerce edinilmesine dikkat çeken bir rapor yayınladı.

Daha da inanılmazı, yerel polis güçleri arasındaki bu askeri yapılanmanın halkın görüşünden yararlanılmadan ortaya çıkmasıdır.

ACLU raporu, Amerikan polis faaliyetlerinin savaş taktikleri ve silahlarla, yerel ve federal kanun uygulama kuruluşlarını silahlandıran federal programlar aracılığıyla ve neredeyse hiçbir kamuoyu tartışması ve görüşü alınmadan lüzumsuz ve tehlikeli bir şekilde askerileştirildiğini belirtti.

Birleşik Devletler Afganistan ve Irak’taki askeri operasyonlarını azaltırken, Amerikan polis güçleri aldıkları elden düşme ürünlere alışıyordu.

Rapora göre, bu federal fonları kullanarak, federal ve yerel kanun uygulama kuruluşları söylendiğine göre uyuşturucu ile savaşı sürdürmek adına askeri mühimmat depolarını bir araya topladı.

Fakat bu mühimmat depoları halk için masrafsız değildi. Aksine yüksek şiddet içeren araçların ve taktiklerin kullanılması siviller ve polis memurları için trajedik sonuçlar doğurdu, lüzumsuz şiddet riskini arttırdı ve kişisel özgürlükleri zedeledi.

O sıralarda Pentagon Nisan ayında, şu anda Ferguson’da yaşanan sivil kargaşayı önceden tahmin eden «Amerikan Ordu Teknikleri Yayını: Sivil Kargaşa” isimli bir tasarı hazırladı.

Public Intelligence tarafından hazırlanan kılavuza göre sivil karışıklıklar özel olaylara işaret eden basit şiddetsiz protestolardan, topyekûn ayaklanmaya dönüşen olaylara kadar çeşitlilik gösterebilir. Rapora göre toplumdaki önemli etnik farklılıklar güvensizlik hatta nefret ortamı yaratabilir… ve topyekûn ayaklanmalara yol açan sivil itaatsizlikler ortaya çıkarabilir diye devam ediyordu.

Fakat Ferguson’da yaşanmaya başlanan bu askeri yapılanma, yerel polis departmanlarının paramiliter donanıma dönüşümünü de içeren ülke çapında oluşan bir hareketin göstergesidir.

Aynı zamanda, hem askeri teçhizatlardaki hem de tekniklerdeki bu çok yüksek yatırım polis memurlarının normalde olması gerekenden daha ateş gücü ile suçlu ve masumlara karşılık vermesi için onları kışkırtıyor gibi görünmektedir.

Doğu Kentucky Üniversite’si Adalet araştırmaları bölümü profesörü Peter Kraska Ekonomist dergisine SWAT ekiplerinin 1980’de yaklaşık 3000 kere görevlendirildiğini söyledi. Günümüzde bu rakam yılda yaklaşık olarak 50.000 kereye çıkmıştır.

Kraska, çoğu düşük suç oranlı kentlerde bulunan Amerikan kolluk kuvvetlerinin büyüyen askerileşmesine kanıt olan rahatsız edici birçok istatistik ortaya koydu. 1990’ların sonlarında nüfusu 50.000’den fazla olan Amerikan şehirlerindeki polis departmanlarının yüzde 89’unun SWAT ekibi vardı (neredeyse 80’lerin ortasındaki sayının iki katı). 2007 yılında, 1980’lerin ortasından bu yana yüzde 20’lik artış ile, 25.000 ile 50.000 arası nüfusa sahip şehirlerin polis güçlerinin yüzde 80den fazlasının SWAT ekibi vardı.

Kendilerini koruyan polislere güvenmeyen Amerikalıların sayısındaki artış şaşırtıcı gelmektedir. ACLU’nun raporunda bahsettiği gibi «Artık zaman Amerikan polisi için, içlerinde yaşayan insanlarla savaşmak değil, onları korumak ve onlara hizmet etmek zorunda olduklarını hatırlama zamanıdır.”

Bunları da sevebilirsiniz