Altın Palmiye

İstanbul bugün bana dar geliyor. Nefes almak çok zor… İzmir’den sonra İstanbul da yaşamak belki de bir çok insanın hayali, benim kariyerim için çıktığım yolda uğradığım bir durak sadece… Zamanın akışına bıraktığım hayallerim ve ruhumla, yüreğimin götürdüğü yerde olmak istiyorum. Şimdiler de aklım, kalbim Ege’de kaldı. Ege’li biri değilim ama Ege’li biri olmayı çok isterdim. Ege’li olmanın ayrıcalıkları vardır, denizi, havası, yemekleri, kısacası kültürü ve insanları. Mutlu olmayı bilen, içinde kötülük olmayan insanlardır. Üniversite yıllarımın geçtiği İzmir’e, begonvillerin sarıp sarmaladığı güzel Alaçatı evlerine, mis kokan sokaklara özlemle…

‘Sanat asla bitmez sadece terk edilir.’

Leonardo Da Vinci

Güzel günler bizi bekler mottosu ( yaşam felsefesi) ile yaşamaya devam ediyoruz. Aslında işimiz bu yaşamak. İyisiyle, kötüsüyle, deneyimler kazanarak yaşamak. Kendini besleyen, kendine sarılabilen insanların hayatta her zaman bir çıkış noktası olduğuna inanırım. Engelleri kolay aşarlar, ulaşılmaz denilenlere ulaşırlar ve bu yolda kimseye kulak asmazlar. Tıpkı Nuri Bilge Ceylan gibi… 2008 Cannes Film Festivali’nde küçük zaaflarının büyük yalanları doğurması ile parçalanmış bir ailenin gerçeklerin üzerini örterek nasıl bir arada kalma çabasını dramatize eden ‘Üç Maymun’ filmiyle ‘En iyi yönetmen’ ödülünü alan, Türk sinemasının gurur emsali bir yönetmendir Nuri Bilge Ceylan. Haziran zor bir aydı hepimiz için, yazın neşeni, keyfini aradığımız, bulamadığımız bir ay… Acılarımızı üst üste yaşadık. Enkazın altından kalkmaya çabalarken hep bir yenisi eklendi üstüne. Kültürüne, sanatına, sanatçısına gururla, aidiyet duygusuyla bağlı olan bir Türk genci olarak, popüler kültürün ezmeye çalıştığı ekolleri iyi biliyorum. Dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan ‘Altın Palmiye’, enkazın altında kalmış olan bizlere, mağrur bir ışık sundu. İnsana ait değerlerini saflıklarıyla kaybetmiş insanların, mecazi anlamdaki uykusunun ve bir türlü bu uykuyla yüzleşememesinin anlatıldığı;‘Kış Uykusu’ isimli filmiyle 67. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi bizlere kazandırdı. Işık yolunda olan ve sahip olduğu ışığı paylaşabilmenin erdemiyle yaşar sanatçılar. Üretkendir, az olanla çok olanı sunabilendir, kültürünü, ait olduğu toplumun sevinçlerini, acılarını, sorunlarını görebilen ve bunu sunabilme imkanına sahip olandır. Kısacası bir toplumun en önemli değer ve değerlendirme yargısı , kıymetidir sanatçı. Zor zamanlarımızda, her şeye rağmen bize yaşattığı gurur ve güzellikle yardımcı olan erdemli insanlara, sonsuz teşekkürlerimle.

Farkındalık gözümüzün her daim açık olması dileğiyle.

Bunları da sevebilirsiniz