Bir Dansın Göçü,Hasapikos Sirtaki

‘Beden, kültürler arasında bir toplum sembolü olarak işlev gösterir ve ritüeller, kurallar, bedensel davranışlarla ilgili sınırlar, toplumsal kuralların işleyişi olarak algılanabilir.’
Mary Douglas
İnsan yaşamını belirleyen dansın rolü aynı zamanda da o toplumun beden ve ruh arasındaki ilişkiye bakış açısını yansıtmaktadır. Dans, bir biçim olarak beden ile ruh birleşimini ya da ruhsallığa ulaşmak için fizikselliğin sınırlarını aşmak isteyen insanoğlunun çabalarını da dile getiren bir simge yerine geçebilmektedir. Öyle ki dans, herhangi bir toplumda insanoğlunun dünyayla ilişkisini nasıl gördüğüne bağlı olarak, bir ritüel biçimi, eğlence ya da sanat dalı olarak görülebilir. Aynı dans stilleri ülkeler ve kültürler arasında değişkenlik ve çeşitlilik gösterebilmektedir. Bazı danslar vardır kendini farklı toplumlara ve kültürlere göre günceller…
Dans bir toplumdan form olarak alınır ve onu alan toplumun kendi kültürel değerleriyle yeniden yoğrulur.. İşte tam da şimdilerde herkesin aşinalık kazandığı Sirtaki ismiyle andığımız Hasapikos’ta olduğu gibi…
Dans etmek tarih boyunca Yunan halkı için hep önemli bir etkinlik olmuştur. Antik Yunan’da dans, şarkı ve müzik tiyatronun ayrılmaz parçalarını oluşturmaktaydı. Öyle ki, Yunanca’da dans anlamına gelen «χορ?ς” (horos) sözcüğü hem dans etmeyi hem de şarkı söylemeyi ifade ediyordu. Nitekim dansın iskeletini oluşturan «koro” ve «koreografi” sözcükleri de bu Yunanca sözcükten doğmuştur. Öte yandan Antik Yunan edebiyatında birçok yerde dansa göndermeler yapılmıştır. Öyle ki Theseus söylencesinde, Theseus ve Atinalı gençler Yeranos (Turna) dansını yapmaktadır. Homeros’un İlyada adlı eserinde ise gençler, el tutuşları ve adımları bakımından günümüzdeki Sirto dansını çağrıştıran bir dansı yapıyorken betimlenmiştir. Antik kaynaklardaki bu değinmelerin yanı sıra, dansçıları ve müzisyenleri betimleyen pek çok çizim, resim ve küçük heykel veya büst de günümüze ulaşmıştır. Bu eserlerde dansçılar çoğu zaman, günümüzdeki Yunan halk danslarında olduğu gibi, bir çember veya sıra halinde, müzisyenler de genellikle bu çemberin ortasında betimlenmektedirler.
Kökleri Konstantinopolis’te Saklı Bir Dans: Hasapikos
Hemen hemen herkesin sirtaki ismiyle bildiği bir danstır Hasapiko. Dünyanın en kolay ve aynı zamanda da en zevkli danslarından birisidir. Kolaylığı ve onu icra edenlerin aldığı keyfin kaynağında ise, sahip olduğu basit ritmi , standartlaşmış figürleri ve insanın içini kıpırdatan müzikleri ve ince nüanslarla bezenmiş ayak ritim hareketleri yer almaktadır.
Hasapiko’nun temeli bir rivayete göre Bizans döneminin kasaplarına, başka bir rivayete göre de Osmanlı Sarayı’nın Arnavut kasaplarına dayandırılmaktadır. Kasaplar tarafından hayvan kesimleri esnasında, belki kesilen hayvanlardan af dileme belki de verdiği nimetler için Tanrı’ya şükretme eğilimiyle yapılan bazı ritüellerin bu dansın çıkış noktası olduğu söylenmektedir. O dönemde Bizans kasaplarının çoğu Arnavut olduğu halde, Hasapiko’nun bir Yunan dansı olarak ün yapmasının sebebi ise, o zaman Konstantinopolis’e Yunan-Bizans kültürünün hakim olması ile açıklanabilir. Ama başka bir görüş daha mevcuttur ki , daha sonraki yıllarda İzmir ve çevresindeki kahvehanelerde , tekkelerde müzik eşliğinde ve çok yavaş bir kasap temposu içerisinde yapılmaya başlanan bu dans türü, mübadele ile Yunanistan’a taşınmış ve Yunanistan’da daha da gelişerek bugünkü son halini almıştır.
İsimlendirmeyle alakalı, özellikle de Yunanistanlı olmayanlar arasında ciddi bir kavram kargaşası söz konusudur. Ama kimi isimlendirmeler kendini kabul ettirmiş durumdadır. Öncelikle, Sirtaki görece yeni bir sözcüktür, 1960′lı yıllarda kullanılmaya başlamıştır. O yıllara kadar asıl kullanılan sözcük Hasapiko ve onun türevleridir; Hasapiko Argo (Ağır Kasap), Hasapiko Grigoro (Hızlı Kasap) veya Hasaposerviko (Sırp Kasap Havası) gibi. Sirtaki hem Hasapiko’ya bağlıdır hem de ondan bağımsızdır. Bu isim karmaşasının altında yatan sebep olarak kesimler arasındaki farklı tutumları göstermek mümkündür. Yunan kültürünün özgünlüğü hakkında kaygılar taşıyan kesimler Sirtaki sözcüğünün dejenere olmuş , içi boşaltılmış bir sözcük olduğunu düşündüklerinden Hasapiko adını daha çok kullanmaktadırlar .Bu kültüre uzak olanlar ise, Hasapiko Argo için bile Sirtaki adını kullanırlar.
Hasapiko birlikteliğin ve beraber olmanın dansıdır. Bu nedenledir ki bu dansı yaparken gruptaki diğer kişilerden farklı olmaya çalışmak, ön plana çıkmaya çalışmak hareketleri olağandan farklı halde kullanmak, Hasapiko’nun doğasına aykırıdır.
Sirtaki- Hasapiko müziklerinin geleneksel enstrümanı şüphesiz Buzuki’dir. Yunanca’daki Buzuki sözcüğü Türkçedeki ‘bozuk’ sözcüğünden türemiştir ve Buzuki olarak bilinen çalgı Anadolu’da yaygın bir şekilde kullanılan Bozuk Saz’ın bir çeşit küçük türevidir.
Hasapikos seyirciye yapılan bir şov değildir. Hasapikos, kendin için , eğlenmek için yapılan bir danstır. Dansın bitiminde grubun her bir üyesi aynı anda yere çöker. Bu bir ritüeldir, müzisyenlere karşı bir saygı duruşu ve onları seyredenlere karşı bir selamlamayı içerir.
İlk nefesini Osmanlı döneminde İstanbul’da alan Hasapiko, geçirdiği evreler ve yolculuğuyla günümüzde Yunan folklorunun ayrılmaz bir parçası olmayı başarmıştır. Kendi muamması ve aidiyetliği ile, beraberliğin ruhunu taşıyan bu dansın her adımında hayat neşesini, sevinci, paylaşmanın izlerini bulmak mümkündür. Kültürlerin bir arada tuttuğu ve insani değerleri kültürüyle yaşatmasını bilen her toplumda görüleceği gibi, adı ya da şekli değişmiş olsa dahi dansların özünü ve verilmek istenilen mesajın ebedi olduğunu görmek mümkündür. Tıpkı Hasapikos – Sirtaki’ de olduğu gibi.

‘Beden, kültürler arasında bir toplum sembolü olarak işlev gösterir ve ritüeller, kurallar, bedensel davranışlarla ilgili sınırlar, toplumsal kuralların işleyişi olarak algılanabilir.’

Mary Douglas

İnsan yaşamını belirleyen dansın rolü aynı zamanda da o toplumun beden ve ruh arasındaki ilişkiye bakış açısını yansıtmaktadır. Dans, bir biçim olarak beden ile ruh birleşimini ya da ruhsallığa ulaşmak için fizikselliğin sınırlarını aşmak isteyen insanoğlunun çabalarını da dile getiren bir simge yerine geçebilmektedir. Öyle ki dans, herhangi bir toplumda insanoğlunun dünyayla ilişkisini nasıl gördüğüne bağlı olarak, bir ritüel biçimi, eğlence ya da sanat dalı olarak görülebilir. Aynı dans stilleri ülkeler ve kültürler arasında değişkenlik ve çeşitlilik gösterebilmektedir. Bazı danslar vardır kendini farklı toplumlara ve kültürlere göre günceller…

Dans bir toplumdan form olarak alınır ve onu alan toplumun kendi kültürel değerleriyle yeniden yoğrulur.. İşte tam da şimdilerde herkesin aşinalık kazandığı Sirtaki ismiyle andığımız Hasapikos’ta olduğu gibi…

Dans etmek tarih boyunca Yunan halkı için hep önemli bir etkinlik olmuştur. Antik Yunan’da dans, şarkı ve müzik tiyatronun ayrılmaz parçalarını oluşturmaktaydı. Öyle ki, Yunanca’da dans anlamına gelen «χορ?ς” (horos) sözcüğü hem dans etmeyi hem de şarkı söylemeyi ifade ediyordu. Nitekim dansın iskeletini oluşturan «koro” ve «koreografi” sözcükleri de bu Yunanca sözcükten doğmuştur. Öte yandan Antik Yunan edebiyatında birçok yerde dansa göndermeler yapılmıştır. Öyle ki Theseus söylencesinde, Theseus ve Atinalı gençler Yeranos (Turna) dansını yapmaktadır. Homeros’un İlyada adlı eserinde ise gençler, el tutuşları ve adımları bakımından günümüzdeki Sirto dansını çağrıştıran bir dansı yapıyorken betimlenmiştir. Antik kaynaklardaki bu değinmelerin yanı sıra, dansçıları ve müzisyenleri betimleyen pek çok çizim, resim ve küçük heykel veya büst de günümüze ulaşmıştır. Bu eserlerde dansçılar çoğu zaman, günümüzdeki Yunan halk danslarında olduğu gibi, bir çember veya sıra halinde, müzisyenler de genellikle bu çemberin ortasında betimlenmektedirler.

Kökleri Konstantinopolis’te Saklı Bir Dans: Hasapikos

Hemen hemen herkesin sirtaki ismiyle bildiği bir danstır Hasapiko. Dünyanın en kolay ve aynı zamanda da en zevkli danslarından birisidir. Kolaylığı ve onu icra edenlerin aldığı keyfin kaynağında ise, sahip olduğu basit ritmi , standartlaşmış figürleri ve insanın içini kıpırdatan müzikleri ve ince nüanslarla bezenmiş ayak ritim hareketleri yer almaktadır.

Hasapiko’nun temeli bir rivayete göre Bizans döneminin kasaplarına, başka bir rivayete göre de Osmanlı Sarayı’nın Arnavut kasaplarına dayandırılmaktadır. Kasaplar tarafından hayvan kesimleri esnasında, belki kesilen hayvanlardan af dileme belki de verdiği nimetler için Tanrı’ya şükretme eğilimiyle yapılan bazı ritüellerin bu dansın çıkış noktası olduğu söylenmektedir. O dönemde Bizans kasaplarının çoğu Arnavut olduğu halde, Hasapiko’nun bir Yunan dansı olarak ün yapmasının sebebi ise, o zaman Konstantinopolis’e Yunan-Bizans kültürünün hakim olması ile açıklanabilir. Ama başka bir görüş daha mevcuttur ki , daha sonraki yıllarda İzmir ve çevresindeki kahvehanelerde , tekkelerde müzik eşliğinde ve çok yavaş bir kasap temposu içerisinde yapılmaya başlanan bu dans türü, mübadele ile Yunanistan’a taşınmış ve Yunanistan’da daha da gelişerek bugünkü son halini almıştır.

İsimlendirmeyle alakalı, özellikle de Yunanistanlı olmayanlar arasında ciddi bir kavram kargaşası söz konusudur. Ama kimi isimlendirmeler kendini kabul ettirmiş durumdadır. Öncelikle, Sirtaki görece yeni bir sözcüktür, 1960′lı yıllarda kullanılmaya başlamıştır. O yıllara kadar asıl kullanılan sözcük Hasapiko ve onun türevleridir; Hasapiko Argo (Ağır Kasap), Hasapiko Grigoro (Hızlı Kasap) veya Hasaposerviko (Sırp Kasap Havası) gibi. Sirtaki hem Hasapiko’ya bağlıdır hem de ondan bağımsızdır. Bu isim karmaşasının altında yatan sebep olarak kesimler arasındaki farklı tutumları göstermek mümkündür. Yunan kültürünün özgünlüğü hakkında kaygılar taşıyan kesimler Sirtaki sözcüğünün dejenere olmuş , içi boşaltılmış bir sözcük olduğunu düşündüklerinden Hasapiko adını daha çok kullanmaktadırlar .Bu kültüre uzak olanlar ise, Hasapiko Argo için bile Sirtaki adını kullanırlar.

Hasapiko birlikteliğin ve beraber olmanın dansıdır. Bu nedenledir ki bu dansı yaparken gruptaki diğer kişilerden farklı olmaya çalışmak, ön plana çıkmaya çalışmak hareketleri olağandan farklı halde kullanmak, Hasapiko’nun doğasına aykırıdır.

Sirtaki- Hasapiko müziklerinin geleneksel enstrümanı şüphesiz Buzuki’dir. Yunanca’daki Buzuki sözcüğü Türkçedeki ‘bozuk’ sözcüğünden türemiştir ve Buzuki olarak bilinen çalgı Anadolu’da yaygın bir şekilde kullanılan Bozuk Saz’ın bir çeşit küçük türevidir.

Hasapikos seyirciye yapılan bir şov değildir. Hasapikos, kendin için , eğlenmek için yapılan bir danstır. Dansın bitiminde grubun her bir üyesi aynı anda yere çöker. Bu bir ritüeldir, müzisyenlere karşı bir saygı duruşu ve onları seyredenlere karşı bir selamlamayı içerir.

İlk nefesini Osmanlı döneminde İstanbul’da alan Hasapiko, geçirdiği evreler ve yolculuğuyla günümüzde Yunan folklorunun ayrılmaz bir parçası olmayı başarmıştır. Kendi muamması ve aidiyetliği ile, beraberliğin ruhunu taşıyan bu dansın her adımında hayat neşesini, sevinci, paylaşmanın izlerini bulmak mümkündür. Kültürlerin bir arada tuttuğu ve insani değerleri kültürüyle yaşatmasını bilen her toplumda görüleceği gibi, adı ya da şekli değişmiş olsa dahi dansların özünü ve verilmek istenilen mesajın ebedi olduğunu görmek mümkündür. Tıpkı Hasapikos – Sirtaki’ de olduğu gibi.

Bunları da sevebilirsiniz