Geçiş Dönemi’nin Halk Şairi, Hecenin Beş İsminden Biri: Orhan Seyfi Orhon

(23 Ekim 189022 Ağustos 1972)

Veda

Hani o bırakıp giderken senioso
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime…
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?

Bir şiirin hikâyesinden çıkalım istedim, bu üstadı tanımaya. Bestelenen 20’den fazla şiirinden biri; Veda… Önce bir okuyun şiiri.

Muhayyer Kürdi makamında, Yusuf Nalkesen tarafından bestelenen bu dizeleri, eminim ki pek çoğumuz görür görmez melodisiyle hatırlayarak, içten içe mırıldanmaya dahi başlayacaktır. Hatta yitip giden ya da ayrı düşülen bir sevgilinin uzağında daha da içten çıkacaktır, dudaklarınızdan dökülecektir nameler. Tahmin ettiğiniz gibi Orhan Seyfi Orhon da yitip giden bir sevgili için yazmıştır, bu ünlü, Yeşilçam’a müzik olan etkileyici şiirini. Evet, yitip giden bir sevgiliydi, O’na bu dizeleri yazdıran. Bir alev halinde eline, düşen canıydı, O’na bu dizeler ile feryat ettiren. O’na ait küçük bir parçanın, ateşli hastalığa yakalanarak kendi kollarında, O’ndan çok uzaklara gitmesinin ifadesiydi, bu mısralar. Bu, bir baba olmanın ağıtıydı, şairliğin konuşturulduğu… Şimdi bir kez daha okuyun dizeleri, etkilenme boyutunuzdaki farkındalığı da görerek.

23 Ekim 1980’de İstanbul’da doğan sanatçı, Cumhuriyet Dönemi Türk şairi olarak Milli Edebiyat Akımına mensup, Beş Hececilerden biri olarak temiz Türkçesi ile yazdığı eserleri ile tanınmaktadır.

Sanatçı, bulunduğu dönem itibariyle, Osmanlı Dönemi’nin son, Cumhuriyet Dönemi’nin ise başlangıç yıllarında yani tam bir geçiş aşaması dönemi yazarlarındandır. Oluşturduğu farklı, eğlenceli ve bir o kadar da gerçek tiplemeleri ile bu geçiş aşamasını büyük bir ustalık ile anlatan pek çok hikâye ve mizah yazıları yazmıştır.

Aruz ölçüsü ile yazdığı ilk şiirlerini, Türk edebiyatını sadeleştirme, eski Türk tarihi motiflerini sanata aktarma görüşü altında hece veznine geçiş yapmıştır. Bu amaç altında 1911 yılında Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ömer Seyfettin ile Genç Kalemler Dergisi’ni çıkarmıştır. Kısa bir süre içerisinde Milli Edebiyat Akımı’na dönüşen bu hareket, edebiyatın sadece elit bir kısım için anlaşılır olmaktan çok öte toplumun tüm kesimleri için, tüm halk için anlaşılır ve yalın olması gerektiği düşüncesi altında hareket etmeye başlamıştır.

Sanatçının edebiyat yazınında aradığı; sürekli bir dönüşüm, değişim ve gelişim içerisinde olan toplumun yeni değerlerine, özünde sakladığı bağları koparmadan ulaşabileceği yönünde olmuştur. 1919 yılında yazmış olduğu ‘’Fırtına ve Kar’’ adlı şiir kitabında bu arayışını ortaya dökerek; aruz ölçüsü ile yazmış olduğu eserlerini, halkın tarihsel folklor değerleri ile birlikte yalın bir dil kullanarak ortaya çıkarmıştır. Aynı zamanda bu arayışını ‘’Beş Hececiler’’ olarak bilinen Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafız Çamlıbel gibi değerli arkadaşlarının bulunduğu gruptaki şiirlerini hece ölçüsü ile yalın bir Türkçe kullanarak Türk Yurdu, Yeni Mecmua, Şair ve Büyük Mecmua gibi dergilerde yayınlayarak somutlaştırmıştır.

Kendisi gibi Hecenin Beş Şairi ve aynı zamanda bacanağı olan Yusuf Ziya Ortaç ile Güneş, Çınaraltı ve Akbaba gibi dergiler yayınlayarak, Garip Akım’ını alaya alan taşlamalar ve mizahi yazılar yazmıştır.

Yazar kimliğine (1922-1946 yılları arasında) Cumhuriyet, Ulus, Milliyet gibi gazetelerde gazeteci kimliği altında düşünce yazıları yazarak devam etmiş olan Orhon, 1946 yılında milletvekili seçilerek meclise gitmiştir. Öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi, sonrasında ise Adalet Partisi’nde siyasi dönemini yaşayan sanatçı, 1969 yılında siyasi kimliğine son vermiştir.

Son Havadis isimli gazetede fıkralar yazdığı dönemde geçirdiği kalp krizi ile adeta Son Havadis’ini veriyordu, Orhon. 22 Ağustos 1972’de hayatına Veda eden sanatçı Zincirlikuyu mezarlığında yatmaktadır.

Geçiş döneminin değerler sanatçısını saygıyla anıyoruz.

Bunları da sevebilirsiniz