Dünya Kooperatifçilik Günü’nde Köy-Koop’lar

İzmir-Bademler Köyü’nde İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu (Çiftçiplat), temel direğini oluşturan Köy-Koop İzmir Birliği ile birlikte 21 Aralık 2010’da Dünya Kooperatifçilik Günü’nü kutlayacak.
Kooperatifler, günümüzde toplumsal yaşamı etkileyen en önemli örgütler olarak kabul ediliyor. Üretimden tüketime, eğitimden turizme, konut yapımından sağlığa kadar her etkinlikte kooperatifler ile karşılaşıyoruz.

Kooperatifler Neye yarar?


Öncelikle bireylerin tek başına çözümleyemedikleri konularda güçleri bir araya getirerek başarı sağladıkları için önemlidirler. Bu açıdan yararları toplumsaldır. Kooperatifçilikte bu başarıyı oluşturan onların ilkeleridir. Bunlar sırasıyla; serbest giriş (açık kapı), demokratik yönetim, işletme fazlalarının uygun bir şekilde dağıtılması (risturn), sermayeye sınırlı faiz verilmesi, siyasi ve dini tarafsızlık, peşin satış ve kooperatifçilik eğitiminin geliştirilmesi gibi yedi ilkedir.

Türkiye’de tarım sektöründe kooperatif örgütlenme son derece yaşamsaldır. Nedeni, tarımsal işletmelerin büyük çoğunluğunun küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmasıdır. Kooperatifler, çiftçiler lehine tarımsal girdileri (tohum, damızlık, ilaç, gübre vb.) daha ucuza sağlayabiliyorlar. Çıktıları da (sebze, meyve, hayvansal ürünler vb.) değerlendirebiliyor, pazarlayabiliyorlar. Bu şekilde yaratılan katma değerin çiftçilerde kalmasına doğrudan katkıda bulunabiliyorlar.
Tarımda var olan kooperatifler içinde Köy-Koop’ların özel bir önemi olduğu gözlemleniyor.

Köy-Koop’lar Neden Önemlidir?


•Türkiye’de çiftçilerin en geniş şekilde örgütlenmiş ekonomik örgütleridir. Merkez şubesi dışında 25 birlik, 2700 birim kooperatif sayısı ile yaklaşık 2.000.000 bin civarında çiftçi, Köy-Koop’ların ortağıdırlar.
•Tabandan kurulmuştur. Bu yapılarıyla siyasal iktidarların güdümüne karşı en fazla direnç gösterme yeteneğine sahiptirler.
•Geçmişte ve günümüzde çok başarılı Köy-Koop’lar vardır.
•Demokratik denetime en açık örgütlerdir.

Köy-Koop’lar Nasıl Güçlendirilebilir?


•Köy-Koop’ların çiftçilere sağladığı girdilerden alınan KDV’ler özellikle sınıflanmalı.
•Köy-Koop’ların tarımsal girdileri üreten ve de ortaklarının ürünleri değerlendirmelerini sağlayan tesisleri kurmaları için her türlü ekonomik-sosyal ve yasal önlemler alınmalı, kısa deyişle çiftçilerin aynı zamanda kooperatifler ile sanayici olmaları sağlanmalı.
•Köy-Koop’ların pazarladığı ürünlerde KDV düşürülmeli (örneğin süt ve ürünlerinde KDV yüzde 1’e düşürülmeli).
•Köy-Koop ürünlerinin pazarlamasını sağlamak üzere yerel yönetimler devreye sokulmalı, bu amaçla ilçe ve il genelinde satış yerleri verilmeli.
•Tarım ürünlerinin pazarlanmasında kayıt dışı ekonomiyle etkin bir mücadele yapılmalı.
•Özellikle kooperatiflere ve kooperatif üyelerine sağlanan kredilerin faizleri düşürülmeli ve geri ödeme süresi uzatılmalı.
•Tarım ürünlerinin fiyat oluşumunda Avrupa Birliği’nde olduğu üzere Ortak Piyasa Düzenleri’ne benzeyen kurulların oluşturulmasında Köy-Koop’lara ağırlık verilmeli.

Sonuç olarak çiftçilerin dirliğinin artırılmasında Köy-Koop’ları öne çıkarmak zorunluluğu vardır. Ancak Köy-Koop’lar da kendi örgütlenmelerini yeniden gözden geçirmelidirler. Zayıf noktalarını belirlemeliler. Bunlardan birisi şudur: Küçük köy kooperatifleri yerine, teknik alt yapı ve kadroya sahip ilçe düzeyinde merkezi kooperatifler kurulmalıdır. Bu amaca yönelik olarak İl ve Merkez Birliği’nin ivedilikle harekete geçmesinde yarar vardır. Küçük köy kooperatiflerinin devri artık geçmiş durumdadır. Çiftçiler küçük olsun, benim olsun anlayışını terk etmelidirler. Aksi takdirde aracıların ve sanayicilerin elinde oyuncak olacaklardır. Daha kötüsü büyümedikleri ve birleşmedikleri için topraklarını da kaybedecekler ya da özellikle yabancı ortaklı büyük çiftliklerin tarım işçiliğini kabulleneceklerdir.
Yazımı, Atatürk’ün kooperatifçiliğe verdiği önemi gösteren bir söyleviyle bitirmek istiyorum. Atatürk,1 Kasım 1937’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Açış Konuşması’nda şöyle der:
«Köyde ve yakın köylerde müşterek harman makinelerini kullandırma köylülerin ayrılamayacağı bir adet haline getirilmelidir. Zirai sanayi bilhassa üzerinde meşgul olacağımız mevzu olacaktır. Bu arada sütçülüğe, süt sanayine önem vermekteyiz. Sırasıyla; şehir ve kasabalarımızın temiz ve ucuz süt mamulatı ihtiyacını temin edecek fabrikalar tesisine ve bununla ahenkli bir surette köylerdeki sütleri kıymetlendirecek ve satışı kolaylaştıracak kooperatifler teşkiline çalışılacaktır.”


Bunları da sevebilirsiniz