Türkiye’de Engellilerin Sorunları

İstihdam, tüm engelli grupları için çok büyük bir sıkıntıdır. Bugün özel sektör için 50 ve daha fazla işçinin çalıştığı işyerlerinde, yüzde 3 oranında engelli çalıştırma zorunluluğu yetersiz kalmaktadır. Bu zorunluluk İngiltere’de 20 işçinin çalıştığı işyerleri içindir. Ayrıca engelli bireyin en büyük sorunu eğitimdir. Okula gitme ve eğitim alma oranı en son araştırmaya göre, ki bu araştırma 2002 yılına aittir, son derece düşüktür. Birçok iş yeri engelli çalıştırma prosedürünü kağıt üstünde gösterip, engelli bireyi sigortalı göstererek işyerinde dahi çalıştırmadan evine yollayarak çözmektedir. Ulaşım ve erişim 2010 Türkiye’sinde hala çözülememiştir. Özürlüler Kanunu’nda 2005 yılında tüm yerel yönetimlere 2012 yılına kadar verilen süre dolmak üzereyken, İzmir dahil birçok il ve ilçede eksikler bulunmaktadır. Belediyelerce engellilere ilişkin kayıt tutulmamaktadır. Engelli gelip hizmet istediğinde varlığından haberdar olunmaktadır. Korumalı işyerlerine yönelik yönetmelik anlaşılmaz durumdadır. Bu sistem sayesinde yüzlerce işveren korumalı işyerleri açarak engelli istihdamı yaratabilecekken, bu konu yetersiz açıklama ve tanıtım eksikliğinden ve devlet teşvikinin belirsizliğinden ilgi görmemektedir.
Yüzlerce özel eğitim kurumu devletten para almak için adeta mantar gibi açılmıştır. Alınan raporlarda, ki sahtecilik nedeniyle şu an engelli raporu ve RAM raporu almak büyük bir sorundur. Devlet haftada iki saatlik ders ücretini karşılamaktadır. Engelli ailesi ile özel eğitim kurumları arasında rapor satışları şeklinde inanılmaz etik dışı pazarlıklar söz konusudur. Bu arada engelli çocukların gelişim kaydetmedikleri görülmektedir. Kaynaştırma eğitim altında hafif düzey engelli çocuklar okullara hiçbir alt yapı hazırlanmadan gönderilmiştir. Sistem tam bir fiyaskodur. Engelli istihdamında zihinsel engelliye ayrıca bir kontenjan verilmediğinden, bu gruptaki bireylerin aileleri perişan durumdadır. Hem istihdam hem eğitim hem korumalı işyerleri konusunda zihinsel engellilere yönelik acil önlemler alınmalıdır.
İşitme engelli bireylerin mevcut sorunlar dışında televizyonlarda Türkçe alt yazı ile TV seyretmeleri için adım atılmalıdır. İşitme engelli okulları yetersizdir. Tüm engelli grupları için istihdama yönelik iş okulları ve bu okullardan mezunların doğrudan işe yerleştirmelerini sağlayan düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Görme engellilere yönelik eğitim materyali yetersizdir. Ayrıca bedensel engellileri en çok ilgilendiren yaşam alanında imara ilişkin uygulamaların değiştirilmesi, örneğin asansör yapılması bireyin kendi ödemesi gereken bir ücret olarak düzenlenmiştir. Bu durum sosyal devlette kabul edilemez bir durumdur.
Tüm engelli gruplarını sosyalleştirecek en önemli konu spor organizasyonlarıdır. Bu konuda spor federasyonları inanılmaz yetersiz bütçeye sahiplerdir. Belediye ve GSGM tesislerinde ücretsiz spor yapma hakkı tamamen kağıt üstündedir. Bu şartlarda engelli sporu çok zor şekilde yürümektedir.
Tüm bunların altında yatan sosyal devlet olmayı idrak edememiş, engelliye yapılan hizmeti sadaka kültürü ile yapan devlet ve yerel kamu tüzel kişiliklerin zihniyetidir. Engelli hareketi artık «sadaka değil gerçek sosyal hizmet istiyoruz” yönünde olmalıdır.

Bunları da sevebilirsiniz