Endüstriyel tarımdan agroekolojik bir tarım sistemine dönüşüm üç aşamada tanımlanabilir. Altieri bu aşamaları şu şeklide tanımlamaktadır: (1)
-
Girdi kullanımında verimliliğin arttırılması
Bütünleşik Hastalık/Zararlı Yönetimi (Integrated Pest Management-IPM) özellikle bu konu üzerinde durmaktadır. Tarlalar gözlenerek hastalık veya zararlı belli bir zarar eşiğinin üzerine çıktığında tarım ilaçları uygulaması yapılır. Böylelikle tarım ilacı kullanımı azaltılmış olur. Ancak agroekolojik amaçlara ulaşılmış değildir.
-
Girdi ikamesi
Birçok organik tarım yapan işletmede sentetik tarım ilaçları çevreye zarar vermeyen girdilerle ikame edilir. Burada bu girdiler birçok durumda ticari kompost, bitkilerden yapılmış tarım ilaçları gibi girdilerdir ve gene şirketlerden satın alınır. Bu durumda tarım işletmesi hâlâ monokültür olmaya devam eder ve sistemin ekolojik alt yapısı değişmemiştir. Bakış açısı gene endüstriyel tarım gibidir. Gene semptomlara, kısıtlayıcı faktörlere odaklanılmaktadır. Hâlbuki agroekolojide kök sorunlar ele alınır.
-
Sistemin yeniden tasarlanması
En uygun bir şekilde bitkiler ve hayvanların biraraya getirilmesi ile sağlanan çeşitlilik ile sağlanan sinerji sayesinde agroekosistem kendi toprak verimliliği, doğal hastalık/zararlı düzenlenmesi ve ürün verimliliğini destekleyebilir. Monokültürleri kırmak için zaman ve mekânda biyoçeşitliliği sağlamak gerekiyor. Ürün nöbetleşmesini kullanarak zaman içinde biyoçeşitlilik sağlanabilir. Baklagiller kullanılarak bir dönem organik madde arttırılabilir. Diğer bir dönem ise daha çok besin kullanan ürünler kullanılabilir.
Altieri, IPM ve çoğu organik uygulamaların 1 ve 2. aşamaya karşılık düştüğünü bildirmektedir. Bu uygulamalarla zararlı kimyasal girdiler kısmen azalmaktadır, ancak tam bir agroekolojik dönüşüm söz konusu değildir. IPM için (Integrated Pest Management) Bütünleşik zararlı/Hastalık Yönetimi değil Bütünleşik Pestisit Yönetimi (Integrated Pest Managemet) denebileceği belirtilmektedir. Girdi ikamesinde sentetik tarım ilaçları ve kimyasal gübrelerin yerini çoğu kez şirketler tarafından üretilen biyo ürünler satılabilmektedir. Bu durumda çiftçilerin şirketlere bağımlılığı devam etmektedir.
Agroekoloji bütün unsurları ile uygulandığında zararlı ve hastalıklar biyopestisit hatta ev yapımı bitkisel kaynaklı ilaçlar olmaksızın da kontrol altına alınabilir. Kükürt gibi organik tarımda geçerli olan bazı uygulamalar bazı zararlıları öldürürken diğer predatör (avcı) böceklerin de ölümüne yol açabilmektedir. Dolayısıyla ev yapımı ilaçların bile gerek duyulmadığı veya istisna olarak kullanıldığı bir yapı ancak girdi ikamesinin ötesine geçen bir agroekolojik yapıyı kurmakla mümkün olabilir.
(Altieri, 2015, s.39) Küba’da agroekolojik dönüşümde ise şu dört aşamayı işaret etmektedir.
Aşama 1- Geleneksel uygulamalarda artan verimlilik, örneğin baklagilleri kullanmak, enerji girdisini azaltmak, teknoloji verimliliğini arttırmak
Aşama 2- Girdi ikamesi, örneğin biyolojik zararlı kontrolü ve yenilenebilir kaynakların daha iyi kullanımı
Aşama 3- Ekolojik süreçlere dayalı olarak sistemin yeniden tasarımı
Aşama 4- Agroekolojik bağlantı; gıda sistemi içindeki bütün bileşenlerin etkileşimlerini dikkate alan bir sürdürülebilir kültürü geliştirmek
Bu aşamalarda da görüldüğü gibi yalnızca tarla veya peyzaj düzeyinde agroekoloji uygulamaları yeterli olmamaktadır. Bütün bir ekonominin de agroekolojik ilkelere göre düzenlenmesi gerekmektedir. Pazarlama, tarım politikası, tüketim, dış satım gibi bütün unsurlarda bir değişim ve bağlantılandırma gerekmektedir. Örneğin çiftçiden tüketiciye doğrudan pazarlama kanalları kurulmadan, yerel üretim ve yerel tüketim gerçekleşmeden çoklu ürün ve biyoçeşitliliği gerçekleştirmek kolay olmayacaktır.
(1) Altieri, Miguel A., 2015. Agroecology: Key Conceps, Principles and Practices, Third World Network ve Sociedat Cientifica Latinamericana de Agroecologia (SOCLA), Malaysia and USA.