Toplumun yüzde 49’u hiçbir zaman sinemaya gitmiyor. Toplumun yüzde 39’u hiç kitap okumuyor.
Toplumun yüzde 66’sı konser, tiyatro ya da opera gibi herhangi bir etkinliğe katılmamış…
Toplumun yüzde 81’i hiçbir enstrüman çalmıyor; yüzde 57’si video, VCD, DVD, internetten film, dizi izlemiyor; yüzde 47’si hiç dergi okumuyor; yüzde 86’sı hiçbir hobi kursuna gitmemiş.
En sık yapılan aktivite ise yüzde 85’le televizyon izlemek…
***
Bu gerçekler,
“Türkiye’yi Anlama Kılavuzu”
ndan… Bunu bana yeniden anımsatan İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) kültür politikaları çalışmaları kapsamında yayımlanan
“Kültür-Sanatta Katılımcı Yaklaşımlar”
başlıklı yeni raporu.
Okudukça sadece içinizi acıtan gerçeklerle değil, önerilerle, olumlu ve olumsuz örneklerle, yapılması gerekenlerle yüz yüze geliyorsunuz. Emek veren
Ayça İnce, Ceren Yartan, Rumeysa Kiger
’e teşekkürler!
Türkiye’de kültür-sanat hayatına katılma ve katılmama nedenlerini inceliyor rapor.
“Kullanıcılarının”
kimler olduğunu anlamaya çalışıyor. Daha çok insanın kültür-sanat etkinliklerine katılmasının sağlanması için Türkiye ve dünyadan iyi uygulamalar, işbirliği modelleri ve yenilikçi yaklaşımlar sunuyor. Bu yol gösterici raporu burada bir minicik köşeye sığdırmam olanaksız. Meraklılar raporun tümünü iksv.org adresinden okuyabilir.
Topluma katkıda bulunmak
Milletin derdi sonsuz, savaşta ölenler, işten atılmalar, hapisteki yazarlar… Bunlar varken sanat manat neye yarar, kültür sanata katılmışım, katılmamışım kime ne…
Böyle düşünenlerin, eğitim müfredatından sanat, kültür, felsefe derslerini sıfırlayanların, sanatçıları düşman belleyenlerin, tiyatromuzun eğitim kalesi Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni işlevsiz hale getirenlerin, bu raporu dikkatle okumaları, ders almaları gerekir.
Çünkü özetin özeti şu: Sanattan, edebiyattan, tiyatrodan, nitelikli müzikten uzak düşen bireylerin ve yığınların, topluma katkıda bulunması olanaksız…
Katkı ve güven duygusu
Küresel sorunların üstesinden ancak kolektif şekilde gelinebileceği fikrinden yola çıkan
“İyi Ülkeler Endeksi”
de raporda yer alıyor. Bu endekse göre Türkiye dünya düzenine katkıda 163 ülke arasında 126. sırada. Dünyanın ortak geleceğine katkı sağlamada yetersiziz!
Ülke içinde milli çıkarlarımızın ne denli korunduğundan kuşkumuz varken dünyaya katkımızdan bana ne diyenler çıkabilir… Ama işte durum pek öyle değil…
Önemli bir gerçek: Dünyaya katkımız ve kültürel alanlara, toplumsal hayata katılım yükseldikçe, topluma duyulan aidiyet ve güven duygusu güçleniyor.
Türkiye’de sendika üyeliği oranı yüzde 6; spor kulübü, kültürel derneklere üyelik oranı yüzde 6. (İkisinde de sondan ikinciyiz.). Araştırmaya katılanlar arasında bireylerin birbirlerine karşı en güvensiz olduğu ülkeyiz.
Türkiye’deki katılımcıların ancak yüzde 14’ü diğer insanlara güvenilebileceğini düşünüyor.
Referandumda tavrımız
Özetle, rapor, kültür-sanat alanının tüm aktörlerini güncel ihtiyaçlara cevap veren yeni yaklaşımları benimsemeye, bütüncül bakmaya çağırıyor. Katılımcılık kavramını daha geniş bir kitleyle buluşturmayı hedefleyip yol gösteriyor.
Hayır elbette raporda, referandumdan söz edilmiyor. Onu ben ekledim.
Sanat etkinliklerine katılım, edebiyat neye yarar sorusuna yanıtımı artık genişlettim:
Baktığını görmeye, işittiğini kavramaya, yorumlamaya, tartışmaya, değerlendirmeye… Yalanla gerçeği; dindarla dinciyi, hainlikle dürüstlüğü, korkaklıkla çıkarcılığı birbirinden ayırmaya… Sizi geri zekâlı yerine koyup kandırmaya çalışanları püskürtmeye… Hangi partiye yakın olursanız olun, (Cumhurbaşkanı’na âşık bile olsanız) referandumda doğru karar vermenize, HAYIR demenize yarar.