Les echos 15/09/2015
AKP’nin ve Erdoğan’ın hataları.
AKP tarafından yapılan hatalar nelerdir?
Bir başka deyişle Erdoğan’ın partisi ” hangi konularda hata yapmadı?” diye Zaman Gazetesi yazarı EserKarataş sormaktadır.
Gülen’e yakın duran ve saf değiştirerek muhalefete geçen gazeteye göre 14 yıldır hükümetin başında bulunan AKP,
1 Kasım erken seçimlerinde, 7 Haziran erken seçimlerinde elde edilen %40’lık sonucun altında bir sonuç alacak.
…
Ekonomik büyüme %2 ile sınırlı kalmışken, siyasi ortam cehenneme döönüşmekte.
Yazara göre, AKP’nin önünü görememesi Tüm Türkiye’yi ilgilendiren ağır neticelere sebep olmakta. Yaşam koşullarının düştüğü,sivil savaş sahnelerinin yaşandığı, demokratik standartların gerilediği sonuçlar.
Yorumcu, diğer bir deyişle ” Türkiye ve vatandaşları için kabul edilemez bir durumdan söz ediyoruz diye konuyu onaylar.
AKP’yi Gülen hareketi liberallerinin, kürt milliyetçilerinin bir bölümünün ve merkez sağın desteklerinin bir kısmını kaybettiren başlıca hatalardan biri yöneticilere karşı yapılan yolsuzluk suçlamalarını bastırma isteği; diğeri ise, Türkiye’yi Avrupa Birliğinden uzaklaştıran dış politikası oldu.
Bunlara ilaveten kürt sorununu çözmek için gücün kullanılması, bugünün Türkiye’sini 90’lı yıllara nazaran birleştirmiştir.
Her halükarda, Erdoğan’ın arzuladığı başkanlık sisteminde uzakta bulunuyoruz.
Jacques Hubert- Rodier
15/09/2015 tarihli Les Echos makalelerinden alıntı çeviridir.
Les Echos 27/09/2015
Türkiye önemli bir partner, ancak mülteci krizini yönetmek zor.
Avrupa Birliği tarafından Ankara’ya bir milyar Euro’luk yardım yapılacak, ancak taraflar arasında süregelen diyaloglar güçleşmekte.
Mültecilerin topraklarına gelmelerinin ardından, Avrupalılar Türkiye ile nasıl işbirliği yapılacağı konusuna ağırlık verdiler:
“Mültecilerin ilk kapıları olan Türkiye ile nasıl bir işbirliği yapılır?”
Macar diplomata göre karşı karşıya kalının sorunun en değerli anahtarı budur.
2011’den bu yana 2 milyona yakın mülüteci Türkiye’ye giriş yaptı. İfri baş danışmanı Denis Bauchard ” Türkiye’de 2,5 milyon mültecinin ülkeye giriş yaptığından ve %90’ının şehirlere dağıldığından söz edilmekte”.
Sözkonusu büyük akın bölge’de, Suriye’lilerin rotalarını Avrupa’ya çevirmesine sebep olan önemli sorunlar doğurmakta.
(…)
Tüm bunlar Ankara’ya bir milyar Euro’luk desteğin sağlanacak olmasının nedenlerini açıklamakta.
Avrupa’lı bir diplomat; ” Bu ilk adımdır. Ancak, uluslararası yardımın 400 milyon Euro’yu geçmediği dönemde mültecilerin ülkeye kabulünün Türkiye’ye 2001 senedinden bu yana 6,7 milyar dolar’a mal olduğunu unutmamalı” diye konuyu değerlendirdi.
Güvenlik bölgeleri talebi
Bunların yanısıra, Arupa Birliği ülkeleri her ne kadar diyaloglar hassasiyet kazansa da Türkiye’nin sözkonusu krizin yönetiminde daha fazla dahil olmasını arzulamakta.
Taraflar arası bu ilişki henüz çok yeni ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan yakın komşuluk ilişkilerindne yana. Mülteci tırmandıran bu etken Türkiye’de aynı yankıyı bulmamakta diye konu Denis Bauchard tarafından yorumlanmakta.
Avrupa, sınır kontrollerinin daha iyi sağlanması ve sığınma talep edenlerin Türkiye’den geçtikten sonra Avrupa’da kabul edilmelerinin kolaylaştırılmasını arzulamakta.
Bir diplomat konu ile ilgili olarak “Asıl sorun Ankara’nın kara göümüze bize yardımcı olmak istememesi” diye açıklama yapar.
Türkiye otoriteleri kendi vatandaşlarının Avrupa’ya geçişlerinde vizenin kaldırılmasını talep etmekte.
Bir diğer talep ise; Avrupa’nın Suriye’de sığınmasıların güven içinde yaşayabilecekleri, güvenlik bölgelerinin oluşturulmasının kolaylaştırılması oldu.
5 Ekim 2015 tarihinde Erdoğan’ın brüksel ziyretinde konu tekrar gündeme alınacak.
Virginie Robert; Renaud Honore
27/09/2015 tarihli Les echos makalelerinden alıntı çeviridir.