Türkçe´de dizge sözcüğü ile dilsel karşılık bulmuş olan sistem kavramını bilimsel düşünce uzayında kapsadığı genişlikten ötürü genel hatları ile ele almanın entelektüel bir fırsat yaratacağı kanısındayım.
Dizge kavramını, en genel anlamıyla, dünyada somut olarak var olan şeylerin ve olguların zihne bir bütün olarak yansıması; yani varlıklardaki nicelik, nitelik ve ilişkilerin us yoluyla eş-evresellikle ve sistematik olarak soyut anlıkta bütünsel mahiyet ile oluşturulması diye tanımlamak olanaklıdır. Ancak burada örtülü olarak güdülmekte olan ‘tanımda mümkün olduğunca genel olma’ amacına rağmen tanımların genelde hep eksik olma özellikleri nedeniyle söz konusu bu tanımlamadan da tamlık beklememek doğru bir yaklaşım olacaktır.
Öte yandan, ikinci öğe düşünce sözcüğü tanıma gereksinim duyurmayacak kadar genelleşmiş yaygınlıkta kullanılmaktadır. Bu nedenle de irdelenmesine gerek olmadığını düşünüyorum.
Şimdi, dizge ve düşünce sözcüklerinin tek tek anlamları hakkında gerekli ve yeterli açıklık ve seçiklikte bilgili olduğumuz varsayımından hareket ile, iki sözcüğün bir arada kullanımları halinde ortak anlam olarak ne oluşacağına bakalım.
Bileşik kavrama göz atıldığında bu yapının kişiye ilkin anlam bakımından fazladan pek bir şey ifade etmiyormuş gibi geldiği görülebilir. Ancak buna rağmen biraz üzerinde durulup kavrama içlem bulmaya odaklanıldığında bu yanyana gelişin anlam üretme yönüyle özünde örtülü bir potansiyeli saklı tuttuğu ve yepyeni bir anlam barındırabileceği anlaşılır. Bu doğrultudaki irdelemede iki sözcüğün birleşerek tek tek anlamlar toplamından daha fazlası olarak ortaya çıkan yeni bir anlamın, yani ortaklaşmanın sonucunda beliren yeni ıranın ortaya koyduğu yeni bir şey olarak yeni anlamın var olduğu saptanır. Bütünsel olandan fazladan beliren bu yeni anlam, dizge olmadan ötürü oluştuğundan sistem özü olarak irdelenmesi gereken husus mahiyeti ile karşımıza çıkmaktadır.
Bütün ile parçaları arasındaki bu ilişki tarih boyunca pek çok düşünürce çeşitli biçimlerde dile getirilmiş olmakla birlikte ‘bütün parçalarından fazladır’ şeklindeki veciz ifade ile anlaşılırlık bakımından tereddüde mahal bırakmayacak kertede ilk kez olarak Aristo tarafından vurgulanmıştır. Başka bir deyişle; sistem düşüncesi öz olarak bütünün, holistik yapının parçalarından daha fazla olması ile ortaya çıkan aşkın olma özelliğini içlemleştirmiş olan bir kavramdır. Her bileşik kavram gibi bu da başka ıradaki en az iki kavramın bir araya gelişiyle ortaya çıkan, böylece kaynaklandığı dilsel öğelerin anlattığından fazlasını anlatan bir bütünü temsil eder.
Bu açıklama aynı zamanda sistem düşüncesine sistematik yaklaşım ile sağlanan tanımlamayla verilmek istenen özsel anlamının en kısa yoldan anlatımıdır.
Bu tür kavram özlerinin dilsel açıklamasının uzatılması, sözcelendirmenin artırılarak, genişletilerek açıklanmaya çalışılması epifanik (akılda ansızın ortaya çıkan) anlamsal belirim olgusunu muğlâklaştıracağından irdeleme anlamını yitirir.
Bu bakımdan irdelemeyi burada tamamlayarak okuyucunun ifadenin bu özüne düşünsel olarak odaklanıp kendini sözel artı değeri bulup çıkarmaya yoğunlaşmasına yönelmesini sağlamak istiyorum.