İçimizin yanacağı yıllar öncesinden belliydi.
ABD, AKP’yi iktidara getirme çalışmalarına başladığında bugünlere geleceğimizi anlamalıydık…
2002’nin galiba ağustos ayı. Ankara Gazi Orduevi’nde askerler Kıbrıs için bir resepsiyon veriyor. Komutanların ve ABD Büyükelçiliği istihbarat sorumlusunun bulunduğu bir masadayım. (Hükümeti temsil için Başbakan Ecevit tarafından görevlendirilmiştim.)
Konu Irak. ABD Irak’a girmek için bastırıyor. Ama rahmetli Ecevit, Türkiye’nin kullanılmasına izin vermiyor. Bir ara ABD istihbarat görevlisi olayların nereye varacağını ağzından kaçırıyor.
«Ecevit diye biri yok!” diyor…
Ecevit yok, çünkü plan yapılmış. Ecevit yok edilecek ve AKP başa getirilecek.
****
Yıl 2001. DSP’li bir grup milletvekili Kahramanmaraş’tayız. Nezaketen oradaki ticaret odasını ziyaret ediyoruz. Odanın iyi eğitim görmüş başkanı bize; «Boşuna uğraşmayın. ABD’nin Tayyip Erdoğan’ı başa getireceği anlaşılıyor. Çünkü buraya neredeyse her ay bir Amerikalı gelerek araştırma yapıyor ve Tayyip Erdoğan’a nasıl baktığımızı anlamaya çalışıyor. Anlaşılan Tayyip Bey ile ABD anlaşmış!” diyor.
****
Sonunda ABD, isteğini gerçekleştirdi. Ecevit’ten kurtuldu ve Tayyibine kavuştu.
****
AKP’nin Türkiye’nin başına gelmesiyle de ‘içimiz’ yanmaya başladı. Önce hafif hafif yakarak, içimizi yangına alıştırmaya başladılar. Baktılar ki, her yaptıklarından sonra biz sadece ‘içimiz yanıyor’ diyoruz, ateşi daha harlı yaktılar. Biz ise ‘içimiz yanıyor’ diyerek mazoşistik yazıları sürdürdük…
*Ülkenin bütün öz kaynaklarını -babalar gibi- sattılar. İçimiz yandı.
*Cumhuriyetin kurumları bir bir yok edilirken, içimiz yandı.
*Yargı (tüm kurumlarıyla) hükümetin emrine girdi. İçimiz yandı.
*Ülkeyi koruma ve kollamakla görevli ordu ayaklar altına alındı. İçimiz yandı.
*Çağdaş eğitim yerine medrese eğitimini getiren düzenlemeler yaptılar ve uygulamaya başladılar. İçimiz yandı.
*Cumhuriyetin getirdiği çağdaş kültür yerine, bağnaz Arap kültürünü egemen kılan düzenlemeler yaptılar. İçimiz yandı…
*Mustafa Kemal Atatürk’ü hem unutturma ve hem de itibarsızlaştırma harekatını dörtnala yürüttüler. İçimiz yandı…
Ve en sonunda da,
*Cumhuriyetin güçlü simgeleri olan bayramları ortadan kaldırdıklarını gördük…
Her zamanki gibi yaptığımız şey sadece ‘içimiz yanıyor’ diye yazı yazmak oldu.
****
Biri çıksa da, ‘içimiz yanıyor’ diyen bizlere ağzına geleni söylese…
Dese ki;
Atatürk Cumhuriyeti yok oluyor be adamlar! Siz ise sadece ‘içimiz yanıyor’ diye yazılar yazarak kendinizi tatmin ediyorsunuz…
Dese ki;
Hücrelerde, hem bedenleri ve hem de ruhları yakılmakta olan yurtseverler bıktılar artık sizin içinizin yanmasından…
Ya bırakın çeksinler çilelerini sessizce…
Ya da, ayağa kalkın hep birlikte adam gibi…
Ayağa kalkın, öyle göstermelik, içiniz yanıyormuş gibi değil. Teninize benzin dökülmüş de yanıyormuşçasına…
Cumhuriyeti yitirmenin acısı neymiş, görün ve gösterin herkese…