Oxford!
Adı bile ilham verici
İçimizdeki esrik kederlere
Salt bir masa değil,
bir dünya yaşar onda
üzerinde nice yaşamlar yazılır
nice yangın yerleri
bozgunlar selamlanır
en yasadışı işi
çıplak bir adamın dirseğine kucak açması oysa
Elinde hiç hatırlanmayan bir sigarayla
zamana inat
Gerçeğe inat
değişmeliydi yazgısı
tarihi
işte bu yüzden açtım tek kulpu kırık çekmecesini
çıkardım son kullanma tarihi çoktan geçmiş
ölü mektup kağıdını
delemedi kirpikten iğnelerin
nasır misali
kalın derimi
oysa
ne kadar yumuşaktı et
davete hazır
bıçak parmakların gerekti
kesip atmak istedim bir parçamı
delik deşik etmek istedim
kangren olduğundan bihaber duygular
aktı aktı
kan şeffaf
zihin kırmızıydı
bir el bir göz belirdi
bir yarık
ağzımda tuttum tadını
dilinin pürüzleri gibi
Oxford´un gözleri gülümsedi
tam dört tane
biri yarını sildi biri dünü
birine sakladım şimdimi
hayat anlardan öteye gitmiyor çünkü