Eski İdeallere Yeniden Sarılmak: 2. Yüzyılda Kemalizm

Sonda yerine başta söyleyelim: Kemalist Programın tatbikini, stratejisini, taktiklerini ve elindeki imkan ve kabiliyetleri masaya yatıracağız. 19 Ocak 2024’te İzmir’de Yakın Kitabevinde saat 18:00’da buluşacağız dostlarımızla. Görüş, öneri ve eleştirilerinizi dört gözle bekleriz (ozdagcenk@hotmail.com).

1) Biz kimiz?

”Sen kimsin? Nesin?” diye sorsak sokaktan geçen birisine… Ne yanıt alırız acaba? İnsan mı?Dünya vatandaşı mı? Türk mü? Kürt mü? Zaza mı? Arap mı? Müslüman mı? Sunni mi? Alevi mi? Atatürkçü mü? Sosyalist mi? Milliyetçi mi?

”Sen kimsin? Nesin?” diye sorsak sokaktan geçen birisine tüm bu yanıtlar sorduğumuz sokağa göre değişecek gibi. Demek Hakkari’den Edirne’ye, Sinop’tan Hatay’a bir değiliz, birlikte değiliz.

Sokağı es geçelim. Peygamber Ocağı’na düşen erlere aynı soruyu sorsak… Yanıt ne olur acaba?

2) Dayımız kim?

Diyelim ki berbat bir durumdayız. Kimi arayıp sorarız? Kimden yardım isteriz? Konu komşudan mı? En yakındaki karakola mı gideriz? Yoksa Cumhuriyet Savcısına mı? Yoksa CİMER’e mi yazarız? CİMER’e yazsak, ne olur? En iyisi bir dayı olmalı, bir dayısı olmalı insanın bu devirde.

3) Çözümü kimden bekleriz?

Başımız bir iş geldiğinde sorumluluk kimde? Ailemizde mi? Patronda mı? Devlette mi? Kendimizde mi? Ya çözümü kimden bekleriz? Bilgiyi nereden alırız? Ansiklopediyi açacak değiliz ya… Google’a veya Chat GPT’ye sorarız herhalde.

4) Bizi kim kurtarsın?

Tünelin ucu görünmediğinde, kurtarıcıyı nerede ararız? Atlantik ötesinde mi? Komşularımızda mı? Hiç yaşanmamış bir geçmişte mi?

Görüyorsunuz ya dostlar… 100 yıldır güncel dertlerimiz. 100 yıl önceki kadar kötü durumda olmasak da 20 yıl öncesinden beteriz.

Bize kalsa, kurtarıcı dışarıda; dayı veya bir şeyh lazım… Bize kalsa… Sahi ”biz” kimiz?

100 yıl önce bir program iktidara geldi: Kemalizm. 100 yıl önce milletçe bir karar verildi. Daha doğrusu, millet adına ve milletle yürüyen bir hareket kararını açıkladı: Modern, bağımsız ve halkçı bir devlet kurup onun yurttaşları olacağız.

Olduk mu dostlar? Ne moderniz ne bağımsızız. Ne de halkçı bir devletimiz var. Çürüyen onca kuruma, tükenen umutlara, aşınan insan birikimine karşın bir devlet hala var. Bu da bir şey. Façası bozulmuş olsa da bir çıkış noktası var işte.

Eski bir ideale yeniden sarılmak lazım. Bu sefer daha mütevazı hedeflerle belki. Ama kesinlikle daha cesurca.

Yurttaş olma mücadelesi güncel hala. Adalet talebi güncel hala. Sınıfsız ve kaynaşmış bir topluluk olma ideali alaya alınmış olsa da hala bağrımızda yaşıyor. İhtiyaçlarımız çeşitlenmiş olsa da özünde aynı taleplerle karşı karşıyayız. Kemalizm nedir ki bunlardan başka? Modern, bağımsız ve kamucu bir devlet iktidarında sınıfsız ve kaynaşmış bir millet inşasından başka nedir ki Kemalizmin programı. Sorunlar ve ihtiyaçlar aynıyken program değiştirmenin, programdan şüphe etmenin ne anlamı var?

Evet, şüphenin adresi program olmamalı. Ne var ki, o programı hayata geçirmenin yollarını yeniden düşünmeliyiz. Kemalist Programın tatbikini, stratejisini, taktiklerini ve elindeki imkan ve kabiliyetleri masaya yatırmalıyız. İşte bunları konuşacağız. 19 Ocak 2024’te İzmir’de Yakın Kitabevinde saat 18:00’da buluşacağız dostlarımızla. Görüş, öneri ve eleştirilerinizi dört gözle bekleriz.

Bunları da sevebilirsiniz