Asgari Ücret Sorunu

Türkiye’de asgari ücretlerle ilgili sorunlar uzun zamandır tartışılagelir. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 10 bin 373 TL, yoksulluk sınırı 33 bin 788 TL iken 11 bin 402 TL olan asgari ücret sanki enflasyonun başat aktörlerindendir. Sendikalaşma sayesinde gelirlerini arttıran işçilerin veyahut maaşları zamlar sayesinde açlık sınırını ancak aşabilen asgari ücretle çalışanların farklı ücret ve meslek gruplarınca hor görülüp bu gruplara nispeten, haksız olarak, fazla maaş aldıklarının iddia edilmesi her ne kadar yanlış olsa da vasıflı/yüksek vasıflı çalışanların gelirlerindeki erimeyi daha çok hissettikleri de bir gerçektir. TEPAV tarafından 2023 Temmuz ayında yayımlanan “Türkiye’nin Ücret Sorunu: Neden Asgari Ücreti Çok Konuşuyoruz?” başlıklı değerlendirme notu Türkiye’deki ücretlerin durumuna ışık tutuyor.

Bu grafik (2018) asgari ücretin 1,05 katından az ücreti olan ücretli ve yevmiyelilerin toplam ücretli ve yevmiyeliler içindeki oranını göstermektedir. Türkiye’deki eksik ücret verileri dışlanarak hesaplandığında bu oran %36,2, eksik ücretler regresyon yöntemiyle tahmin edildiğinde ise %39,6 çıkmaktadır. Türkiye’deki asgari ücretli oranının nispeten ne kadar yüksek olduğu ortadadır.

Tam zamanlı çalışan ücretli ve yevmiyelilerin asgari ücretin katları şeklinde tanımlanmış ücret geliri gruplarına dağılımı aşağıdaki grafikte verilmiştir (2022). Bu grafik göstermektedir ki; özel sektördeki ücretli ve yevmiyelilerin %91’inin maaşı asgari ücretin 2 katını geçmemektedir.

Kamu sektöründeki ücretlerin genel olarak özel sektörden yüksek olması nedeniyle tam zamanlı çalışan tüm ücretli ve yevmiyelilerde ise bu oran %83,3’tür. En düşük memur maaşının 22.077 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda özel sektörde tam zamanlı çalışan ücretlilerin %91’inin neredeyse en düşük memur maaşından düşük ücret gelirine sahip olduğu sonucuna varılmaktadır.

Ortalama ücretin asgari ücrete yakınsamasının en önemli nedeni asgari ücret üzerindeki ücretlerin artış oranının asgari ücret artış oranının gerisinde kalmasıdır. Aşağıdaki ücretli ve yevmiyelilerin ortalama yıllık ücret artışının asgari ücret artışından farkını (% fark, bir yıl önceki ücret düzeyi kategorilerine göre) gösteren grafiğe göre; özellikle 2016, 2019 ve 2021’deki asgari ücret artışlarının diğer tüm ücret gruplarındaki artışın oldukça üzerindedir.

Grafikte açıkça görüldüğü üzere ücret düzeyi arttıkça yaşanan ortalama ücret artışı azalmaktadır. Asgari ücret artışına en yakın ücret değişimi asgari ücretin 1,5 katına kadarki ücret grubunda yaşanmaktadır. Bu da ortalama ücretlerdeki asgariye yakınsama eğilimini tetiklemektedir.

Bu durumun başlıca nedeni toplam istihdam içinde düşük vasıf gerektiren işlerin yoğun olmasıdır. Aşağıdaki grafiğe (2021) göre AB27 ortalamasında işlerin %8,6’sı düşük vasıflı, %48,3’ü yarı vasıflı iken aynı oranlar Türkiye’de sırasıyla %15,5 ve %60,6’dır. Türkiye bu ülkeler arasında düşük vasıf oranının en fazla, yüksek vasıf oranının en az olduğu ülkedir.

Yüksek vasıflı işlerin toplam istihdamdaki payı 2014’ten 2022’ye yüksek vasıflı işlerin toplam istihdamdaki payı AB27’de 4,1 puan artarken Türkiye’de 2,9 puan artmıştır.

Buna ek olarak yüksek vasıflı işlerde tam zamanlı çalışanların aldığı maaşın asgari ücrete oranı düşmektedir. Yüksek vasıflı işlerde tam zamanlı çalışan ücretli ve yevmiyelilerin ortalama ücreti 2014’te asgari ücretin 3,2 katı iken bu oran 2022’de 2,2’ye gerilemiştir. Dahası, yüksek vasıflı ve vasıflı işlerdeki asgari ücretli yoğunluğunun hızla artmaktadır. Yüksek vasıflı işlerdeki tam zamanlı ücretli ve yevmiyelilerin %10,7’si, vasıflı işlerdekilerinse %18,4’ü asgari ücretin 1,05 katı ve altında bir ücret gelirine çalışmaktadır.

Beyin göçünün hızla arttığı ülkemizde bu durum eğitime verilen önemi azaltmakla kalmaz, elde kalan beşeri sermayemizi de kaybetmemize neden olur.

Bunları da sevebilirsiniz