Büyük Saldırı Başladı..

Önce 22 Kasım 2022 tarihli Hürriyet ve odatv’de yayınlanan bir manşet haberi kayda geçirelim:

ABD’de yüzlerce sinemada Yunan propagandası: ‘Smyrna’

.. Yunanistan, İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılında ABD’de Türkiye karşıtı propagandaya hazırlanıyor. ‘Smyrna’ (İzmir) isimli Yunan tezleriyle çekilmiş film 8 Aralık’ta ABD’de 700 sinemada tek gecelik gösterime girecek.

Yunanların çektiği ‘Smyrna’ (İzmir) isimli Film, 8 Aralık’ta ABD’de 700 sinemada tek gecelik gösterime girecek. Türkiye’yi Yunan işgaline karşı savaşında İzmir’de Rum ve Ermenilere karşı soykırım yapmakla suçlayan ‘Smyrna’ (Sevgili İzmirim) Yunanistan’da çekilen en yüksek bütçeli prodüksiyonlu film olarak gösteriliyor.

Yunanların ‘Küçük Asya Felaketi’ diye andıkları Anadolu’nun Yunan işgalinden kurtarılmasının 100’üncü yıl dönümü nedeniyle çekilen filmin önce 29 Kasım’da New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nde Yunanistan’ın Birleşmiş Milletler Daimi Misyonu himayesinde gala gösterimi gerçekleştirilecek. Film, ayrıca 11 Ocak 2023’te Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda gösterilecek.

Hürriyet’ten Razi Canikligil ve Yorgo Kırbaki’nin haberine göre Yunanistan’ın ünlü tiyatro ve sinema sanatçılarından Mimi Denisi’nin yazdığı 7 yıl önce, üst üste 3 yıl tiyatroda sahnelenen ‘Sevgili İzmirim’in beyazperdeye aktarılması, 5 milyon Euro’ya maloldu. Başrolünü Denisi’nin oynadığı film, Yunanistan’da 23 Aralık 2021’de vizyona girdi. Bu yıl mayıs ayında, aralarında Türklerin işlediği öne sürülen şiddet eylemleriyle ilgili iki kısa bölüm çıkartılarak, toplam 20 dakikalık kısaltılmış şekliyle yeniden sinemalarda gösterildi. “Sevgili İzmirim” Yunanistan’da 250 bin izleyici çekti.

Film, İzmir’in zengin Yunan ailelerinden Baltacis’lerin 1916-1922 yılları arasındaki hayatını ve Kurtuluş Savaşı’nda Midilli’ye geçişlerini konu alıyor. Ailenin İzmir’de Kurtuluş Savaşı’ndan öncesi lüks yaşamı filmin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Atina, Midilli ve Sakız adalarında çekilen film, İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşunu Türkiye’yi kötüleyen Yunan bakış açısıyla beyaz perdeye aktarıyor. Filmde, Baltacis ailesi aralarında Atatürk aleyhine de konuşuyorlar.

Burak Hakkı, filmde Baltacis ailesinin şoförü ve uşağı Halil’i canlandırıyor. Ailenin gelinine âşık olan Halil, duygularını hiçbir zaman belli etmiyor. Defalarca, Baltacis ailesini İzmir’i terketmesi için uyarıyor. Bir sahnede “Yunanlara kim yardım ediyorsa başlarına neler gelecek sen de göreceksin” diyor. Daha sonra ise Türk ordusunun saflarında yer alıyor. Burak Hakkı, “Sevgili İzmirim”in galasında bu filmde yer almaktan iftihar ettiğini söylemişti.”

AMERİKAN – YUNAN EMPERYALİZMİ SALDIRIDA

Hürriyet ve odatv’nin haberi bu kadar.

Ancak biz bu gelişmeyi bir yıl öncesinden biliyorduk.

Tıpkı 1919’da olduğu gibi Amerikan – Yunan Emperyalizmi, 100 yıl sonra yeniden saldıracaktı..

Amerikan Emperyalizminin İzmir Soykırımı’nı dünyaya ilan etmek için başlattığı büyük saldırının film ayağı 8 Aralık’ta tarih sahnesine çıkıyor.

9 Eylül’de İzmir’e kavuşan Türk ordusunun Anadolu’da soykırım yaparak bir etnik temizlikçi savaş kazandığını iddia ediyorlar, Atatürk’ün şehri yaktığını iddia ediyorlar. Bu iddialara bir buçuk yıldan beri tek başımıza başlattığımız milli mücadele etkinliklerimizde bu filmin tüm çekim görsellerini ve bizim devlet istihbaratımızın haberinin olmadığı ayrıntıları seri konferanslarla toplumumuza haykırarak duyurmaya çalıştık.

Yılbaşında Dağarcık Türkiye yönetmeni Enis Musluoğlu ile yaptığımız özel konuşmalarda, bu gelişmeleri tartışıp Dağarcık Türkiye’nin 100.yılda bir dizi etkinlik yaparak (önce Yakın Kitabevi’nde seri konferanslar), sonunda ise Karaburun Ütopyalar buluşmasında konuyu daha geniş bir katılımla simgeleştirmeyi kararlaştırdık.

Aynen gerçekleştirdik..

Bütün bunları Dağarcık Türkiye sayesinde yaptık.

TEK BAŞIMIZA DA İLERLEDİK

Ayrıca, ben tek başıma da ilerledim.

Bir çok toplantı ve mekanda 100.kurtuluş yılımızın yıldönümü münasebetiyle Türkiye aleyhine düzenlenen emperyalist kumpasları anlattım. Batı yönümüzde yani ABD ve AB yönünden bizi kuşatmaya çalışacaklardı. Batımızı askeri bakımdan kuşatınca çeşitli propaganda silahları ile çeşitli kültürel etkinliklerle ve en acısı içimizdeki hain kontenjanın da desteği ile Batıya bağımlı, Batıcı entel, PKK’ya meyilli, Beyaz Türk kesimi de ikna etmiş olacaklardı.

Güneyden zaten bombacılar ve bombalar ülkemizin üzerine yağacaktı ve yağdı da..

Gerçek şudur..

Güya bu çürük düzen ve talan ekonomisiyle Türkiye Yüzyılı’na giriyormuşuz.

Aslında Emperyalizm’in “Türkiye’ye Saldırı Yüzyılı”na giriyoruz.

Smyrna” filmi bu tür bir gerçek yüzyıla atılan önemli bir adımdır, Güney sınırlarımızda teröristlere savaş brifingleri veren ve tonlarca silah dağıtan Amerikan Ordusu adım adım ilerliyor..

HANGİ ORTAMLARDA HALKIMIZI UYARDIK

Biz yolumuza devam ettik..

100.Yıl boyunca bu çalışmalarımızda, kronoloji sırasıyla bana konuşma ve bu Yunun filmi hakkındaki yalan iddiaları topluma anlatma fırsatı veren Atatürkçü Düşünce Derneği Urla Şubesi, Dağarcık Türkiye ekibi, Yakın Kitapevi, Kültürpark Lions Kulübü, Çeşme, Gündoğdu, Konak, Efes, Kuşadası Güvercinada, Toprak Ana Rotary Kulüpleri, Ödemiş Belediyesi, Aydın Efeler Belediyesi, Aydın Yenipazar Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, Çeşme Belediyesi, Karaburun Ütopyalar Toplantısı, üç ayrı belgesel filmde bana bu konuda düşüncelerimi ve endişelerimi açıklama fırsatını veren İzmir Büyük Şehir Belediyesi, Merih Ak haberciliği ile NTV Televizyonu, İZ gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türk Tarih Kurumu Belgesel ekibi ve İstiklal Savaşı kitaplarımı yayınlayan Kırmızı Kedi Yayınevine teşekkür ederim.

Ben görevimi yaptım.. Bu emperyalist saldırıya çanak tutan özellikle İzmir ve Türkiye’deki işbirlikçi çevreleri de yakından biliyoruz.

AYNI ÇEVRELER, AYNI KİŞİLER

İzmir’in Kurtuluşunun 100. Yılı dolayısı ile düzenlediğimiz ve 80 güzel insanımıza takdim ettiğimiz İzmir Ödülleri münasebetiyle ağır hakaretlerle buna karşı çıkan çevrelerin isim isim kim olduklarını biliyoruz

Dahası yıllar önce Karaburun’da rahmetli Yusuf Savaş Emek başkanlığında düzenlediğimiz Ütopya toplantılarında yaptığım konuşmaları savcılığa ve TC. Başbakanlığına ihbar edenlerin işte bu aynı isimler olduğunu da biliyoruz.

Aralarında Amerikan vatandaşı olmuş müptezel işbirlikçilerin de bulunduğunu biliyoruz..

Yani rahmetli Yusuf Savaş Emek ile beraberce mahkeme koridorlarında savaştığımız çevreler ve insanlar, 100.Yılda yine karşımıza çıktılar…

Amerikan Emperyalizmi saldırdıkça..

Hesaplaşacağız.

Bunları da sevebilirsiniz