Ahmet Ağaoğlu I – Gençliği ve Düşüncelerinin Şekillenmesi

 

Hukukçu, gazeteci, siyasetçi ve Liberal Kemalizm’in öncüsü Ahmet Ağaoğlu’nun hayatı ve fikirleri kronolojik sıradan oluşan bir yazı dizisinde incelenecektir.

Ahmed Agayef (Ağaoğlu soyadını Türkiye’ye geldikten sonra kullandı) 1869 yılında Karabağ bölgesindeki Şuşa şehrinde doğdu (Ülken, 1992). Annesi Taze Hanım, babası Mirza Hasan’dı. “Mirza” Farsça’nın etkisi altındaki toplumlarda bir soyluluk unvanı olarak kullanılırdı ve Mirza Hasan ile ailesinin yerel düzeyde nüfuzu vardı. Mirza Hasan’ın geniş pamuk tarlaları vardı. Dolayısıyla Ahmed Agayef nispeten varlıklı bir ailede yetişti (Özcan, 1996).

İlkokulu Mahalle Mektebinde okudu. Ortaokulu ise şehirdeki tek modern okul olan Rus Ortaokulunda okudu. Ardından lise eğitimine Bakü’deki ve Tiflis’teki Rus okullarında (Gymnasium) devam etti (Özcan, 1996). Tiflis dönemin aşırı devrimci örgütlerinden Narodnik’in (”Halkçı” anlamında, örgütün tam adı: Narodnaya Volya [Halkın Özgürlüğü]) örgütlendiği bölgelerden biriydi. Ahmed Agayef Narodnik’in gizli toplantılarına katılıyor ve siyasal düşüncelerini o yıllardan şekillendiriyordu (Özcan, 1996).

Kafkasya’da modern eğitim almak için yurtdışına çıkan ilk öğrencilerdendi. İlk olarak St. Petersburg’da Politeknik Enstitüsü’nde eğitimine başladı ancak Rusya’daki eğitimini yarıda bırakıp Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde Hukuk eğitimine başladı (Özcan, 1996).

İlgi alanları çok yönlü olan Ahmed Agayef Fransa’daki eğitim sürecinde Doğu Dinleri ve Uygarlıkları Tarihi, Doğu Milletleri Tarihi, Arapça ve Farsça üzerine dersler alıp çalışmalar yaptı (Akçura, 1928). Doğu kökenli bir öğrenci olmasından Doğu ve özellikle İran üzerine çalışan hocası James Darmesteter’in himayesine girdi.

Agayef’in eğitim aldığı dönemin Fransa’sında oryantalizmin önde gelen çalışmaları yapılmaktaydı. Bu süreçte akademik çevresini genişletti. Hocası sayesinde ancak seçkinlerin katılabildiği akademik sohbetlere katılma fırsatı buldu. Bu sohbetlere katılan simaların arasında Ernest Renan, Hippolyte Taine gibi oryantalizmin ve Fransız Liberalizminin öncüleri vardı. Dolayısıyla eğitimini oryantalizm temelinde aldı ve fikirleri de bu yönde etkilendi (Özcan, 1996). Batı-merkezci, liberal bir anlayışı benimsedi ve tarih okumalarını oryantalist zeminde yaptı. Bu durum bir dönem Türklük bilincine uzak durmasına neden oldu(Özcan, 1996). Paris yıllarında henüz bir üniversite öğrencisiyken La Nouvelle Revue, Revue Politique et Littèraire gibi fikir dergilerinde yazılar yazmaya başladı. Journal dès Debats gazetesini adına röportajlar yaptı ve bu gazetede muhabirlik yaptı. Ayrıca Kafkasya’da yayınlanan Kaspi ve Kafkas adlı gazetelere de yazılarını gönderdi. Bu dönemde yazılarında ağırlıkla İran’ı işledi (Özcan, 1996).

İran’a odaklanmasında İran’ın Avrupalılarca yeterince tanınmamasından kaynaklanan yanlış önyargıların önüne geçmeyi amaçladı. Fransız oryantalizmine aykırı düşmeden, Şii kimliğiyle liberal düşüncenin paralelliğini vurguladı. Doğu ülkelerindeki toplumsal yapının bireyin gelişmesine izin vermediğine dikkat çekti ve bunun öncü bir çöküş nedeni olduğunu ileri sürdü (Özcan, 1996).

Agayef 1892 yılında Londra’da düzenlenen IX. Uluslararası Oryantalistler Kongresi’ne katıldı. Bu kongrede Şii Dininde Mazdekçi İnançlar bildirisini sundu. Bu bildiride; İran’da İslamiyet ile Zerdüştiliğin birbiri içerisinde uzlaştığı düşüncesini ileri sürdü (Agaeff, 1892). Şiilik’in İslam öncesi Mazdeki (kökeni 5. Yüzyıla dayanan eşitlikçi bir Zerdüştilik akımı) inanç ve kurumlarının kaynaklarını araştırıp Zerdüştiliği sergiledi ve Şiilik’in İslam öncesi kaynaklarına dayanarak Şiilik’in milli bir din olduğunu vurgulayıp oryantalist akımda önyargıyla karşılanan Arap İslam’ından köken olarak farklılaştığını öne sürdü (Özcan, 1996).

Ahmed Agayef Paris’te bulunduğu süre içerisinde Jön Türklerin ileri gelen liderlerinden Ahmet Rıza ve Dr. Nazım’la tanıştı. Eğitimi bittikten sonra İstanbul’a geldi ve 4 ay İstanbul’da kaldı. Bu süreçte de Maarif işlerden sorumlu Münif Paşa ve Mizancı Murat’la görüştü ve İstanbul’daki siyasilerle bağlantı kurdu (Özcan, 1996).

1905 yılındaki Japonya-Rusya Savaşı’ndan Japonya’nın galip çıkması bir Asya devletinin modern çağda bir Avrupa devletini ilk kez yenilgiye uğratması anlamına gelmekteydi. Bu olay Avrupa’nın “yenilmez” imajını zedelemişti (Özcan, 1996). Rusya’daki 1905 İhtilali’yle çarlık rejimi güç kaybetti. Bununla birlikte Rusya’daki anayasal rejim, otonomi, yerel yönetim vb. reformların etkisi yerel unsurların gücünü arttırdı ve İran ile Azerbaycan başta olmak üzere Çarlık dâhilindeki bazı devrimci veya milliyetçi unsurların harekete geçmesini dolaylı olarak etkiledi (Özcan, 1996).

Modern Rus okullarında eğitim alan bazı Azerbaycan aydınları 1905 İhtilali sonrası Rus Alt Meclisinde kendi bölgelerini temsil etme hakkına sahip oldular. Azerbaycan’ın çevre bölgelerindeki ticari ilişkilerin sağlanmasını sağladılar (Özcan, 1996). Bölgede ekonomik ve siyasal güç kazanmak isteyen, geleneksel ve dinsel değerlerden bağımsız, batılı değerleri benimseyen reformist bir aydın zümresi oluştu. Jön Türklerin bir ölçüye kadar etkisi altında kalan bu zümre İran kültürü etkisindeki toplumun aksine millî ve batılı değerleri benimseyip Rusya’dan bağımsız olarak Batıyla ilişkiye geçmeyi hedefledi (Özcan, 1996). Paris’teki eğitiminin bitmesinin ardından Agayef Tiflis ve Bakü’de bir yandan öğretmenlik yaparken bir yandan da bu reformist hareketin öncülerinden oldu (Özcan, 1996). Türkçülüğe ve milliyetçiliğe, dolayısıyla görüşlerinin paralel hale gelmeye başladığı Jön Türklere daha çok yaklaştı.

Agayef’in kimliğinin en önemli unsurlarından biri gazeteciliğiydi. Toplumsal kimliğin dönüşüme uğraması için basının öneminin farkındaydı ve basını bu amaçla yıllarca başarıyla kullandı. Kafkas basınına modern bir tarz kazandırdı (Özcan, 1996). Ülkesinin Batılı değerler arasında bağ kurulması amacıyla da pek çok yazılar yazdı. Dâhil olduğu zümrenin temel amaçları olan özerk yönetim, siyasal temsil ve yasama hakkı, hukuki eşitlik, mülkiyet hakları, serbest yayın vb. pek çok hakkın kazanılması için basında da mücadele verdi. Buna ek olarak kadının toplumsal durumdaki yerinin iyileştirilmesi, dil ve alfabenin ıslahı gibi konularda İslamiyet’in reformize edilmesi gerektiğini savunan yazılar yazdı (Özcan, 1996).

1905-1908 arasında Ermeni- Azeri çatışmaları başlayınca Ermeni saldırılarına karşı mücadele etmek amacıyla Difaî adlı gizli bir örgüt kuruldu. Agayef’in yöneticilik yaptığı bu örgüt Ermeni örgütleri dışında üst düzey Rus görevlileri de hedefledi. Buna ek olarak İran’da ayaklanmalar örgütlemişti (Özcan, 1996).

Bu örgütün dışında İsmail Gaspıralı’nın düşünceleriyle yönlendirdiği, Rusya’daki Müslümanları tek bir siyasal partide örgütlemeyi amaçlayan, Yusuf Akçura gibi aydınlarında dâhil olduğu “Bütün Rusya Müslümanları İttifakı” örgütünün de çekirdeğindeydi (Özcan, 1996). Laiklik ve milliyetçilik temelli fikir ayrılıklarının zaman zaman yaşandığı bu örgütte Agayef liberal ve laik kesimi temsil etti (Özcan, 1996).

1905 İhtilali sonrası anayasal rejimin Rusya’da uygulanması sonucu Müslümanlar yönetimde söz sahibi hakkı kazandı. Müslümanların parlamentonun bir altı olarak kurulan Duma’da yerel temsil hakkı kazanması İttifak’ın başat amacı olan geniş ittifakın vadesinin dolmasına ve yerel temsilin güçlenmesine neden oldu (Özcan, 1996). Yerel taleplerini merkeze sunabilen ancak icra yetkisi bulunmayan Şehir Dumaları kuruldu. Agayef Bakü Şehir Duması’na dahil oldu ve Ermenilere karşı hukuk mücadelesi verdi (Özcan, 1996).

Kaynakça

Agaeff, A.-B. (1892). Les Croyances Mazdèennus dans la Religion Chiîte. Transactions of the Ninth International Congress of Orientalists (s. 505-14). London: Kraus Reprint. akt. Özcan, U.

Akçura, Y. (1928). Türk Yılı. İstanbul: Yeni Matbaa. akt. Özcan, U.

Özcan, U. (1996). İmparatorluktan Cumhuriyete Kimlik Değişimi Ahmet Ağaoğlu’nun(1869-1939) Hayatı, Dönemi ve Düşünceleri. İstanbul: İstanbul üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Bölümü Doktora Tezi.

Ülken, H. Z. (1992). Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi. İstanbul: Ülken Yayınları. akt. Özcan, U.

Bunları da sevebilirsiniz