İbradı Folkloru

 

Evliya Çelebinin (1611-1682); Batı Toroslarda 930m.deki İbradı için “Taşlık ve çalılık olduğu için ulaşamadım” demesinin sebebi vardır. Bu yerleşim; ulaşılması zor ama savunması kolay, havası suyu iyi, Selçuklu Devlet sınırları içinde, başkent Konya’ya yakın ve de Sultan’ın onayladığı bir yerdir (Konya Selçuklu Kitaplığı). Sultan II. Kılıç Aslan (?) bu yerleşime davet edilip de bir haftada gidildiğini öğrenir. “Bu yer pek İradı” (uzak) der ve kent isimlendirilir. “Eski yazıda iradı yazılırken iki nokta yan yana konur ve “I” harfi uzun okunur, zamanla bu noktanın yazılarda küçük yazılması ile bir nokta ile okunan “B” harfine yerini terk eder. İşte 11. Yüzyılın ikinci yarısından beri yerleşim yeri olan İbradı’da Ozan Gülay Diri’ye göre insanlar duygularını, düşüncelerini türkülerle dile getirmiştir.” Dahası bu türküleri “oyunlaştırarak da yöre insanının yaşam biçimini daha belirgin bir dille ifade etmişlerdir.

OYUNLAR

İbradı düğünlerinde oynanan oyunların adları “Sallama”, “Sektirme”, “Kırık hava” ve “Zeybektir”. Bunlardan Sektirme ve Sallama “Estiri ve “Oğlan Tüfeğini Asmış Duvara”; Zeybek “Mor Boya”, “Çekin Gır Atımı” gibi türkülerle oynanır. Söylenmesi ve oynayış şekilleri kadınlarda ve erkeklerde değişiklik gösterir. Kadınlarda daha tiz ve ritmik iken, erkeklerde daha vurgulu söylenip, oynanır. Yere çökmeler, diz vurmalar ağır ama serttir. ‘Osman Efe (Ergenekon:2022) ve Estiri’ Türkülerinde kadınlarda da figürler sertleşebilir. İbradı oyunları tiyatral bir havada olup, izleyenlerde müzikal bir tat uyandırır. Özellikle erkeklerde yerden doğrulup ayağa kalkışlar, kayadan kalkıp usulca havalanan kartalın cesur, kendine güvenen edasıdır. Oyunlarda iki kişi eşleşerek oynarlar. Eşlerin birbirlerin yaptıkları ufaktan omuz vurmalar, birbirinden kaçarmış gibi uzaklaşmalar, göz göze bakışmalar gibi jest ve mimikler oyunlara bu tiyatral havayı katmaktadır. Oyunlar def (devlek), kaşık ve türküleriyle bir bütündür. Karşılıklı birbiriyle en iyi eşleşecek iki kişiyle oynanır. Oyuncu sayısı dörde çıkabilir ama kişi yine karşısındaki ile oynar. Kadınlarda bu sayı 5-6 kişi olabilir. (Serkan Gedik:2008). Şimdi oyunları oynatan ve İbradılılar tarafından “yakılmış” yani ezgisiyle söylenen anonim (1) türkülerin sözlerine kulak verelim. Her ne kadar hayal ürünüymüş gibi gelse de her türkünün sözleri gerçek bir olayı anlatır (Gülay Diri:2010).

ESTİRİ OĞLAN ESTİRİ

Estiri oğlan Estiri, üç toptan şalvar kestiri, Güççük kız büyüğünü bastırı; Aşalım dağlar aşalım, Sevdüğüm bayramlaşalım, Eğdirmiş her dallarını, Sıvamış ak gollarını (Nakarat) Pınara vurdum gazmayı, Oyalı bağlar yazmayı, Güççük kız ne bilir gezmeyi (N); Pınarın eteği çayır, Çayırda bir gelin uyur, Sevdiğim sen bize buyur: (N) Arası bağlar arası, Sevdüğüm keklik palazı, Vermemiş gâvur anası; (N); Budarım bağlar budarım, Dalında bülbül güderim, Sevdüğüm alır giderim; (N); Feslikan ektim yalıya, Gurudu döndü çalıya, Ben varmam sen gibi deliye (N); Feslikan ektim gül bitti, Dalında bülbüller öttü, Sevdiğim elimden gitti; (N) (https://www.youtube.com/watch?v=RhIgaDj6ymE).

ESME

Her ne kadar hayal ürünüymüş gibi gelse de her türkünün sözleri gerçek bir olayı anlatır. Birkaç tecrübeli kadın veya erkekten meydana gelir türkü yakanlar. Düşlerindekini değil, yaşadıkları ve tanık oldukları gerçek olayları koşuk bir şekilde dile getirirler. Sonra bunu herhangi bir yerde yayınlamaz, yazılı kültür haline getirmezler. Ancak ortak kutlamalarda seslendirerek konun toplumun hafızasında ezberlenerek kuşaktan kuşağa ortak sözlü kültür mirası bırakırlar. İşte İbradı’da yaşayan ve Esme Geline yakılmış bir sitem türküsü (https://www.youtube.com/watch?v=KvPV3lgObrU).

Duz tabağı belende, Esmem aklın nerende, Kabahat sende değil, Esmem sana gönül verende; Nerden gelin Esmem gelin üzümden, Beri gel de bir öpeyim gözünden, Nerden gelin Esme gelin harmandan, Beri gel de bir öpeyim gerdandan (Nakarat), Bağ aldın bağlattın mı? Aman Esmem dayını ağlattın mı? Sana derin Esme gız, Aman dünyayı söylettin mi?; (N); Nerden gelin Esme gelin burmadan, Ayrıldık ya birbirimize doymadan, Nerden gelin Esme gelin odundan, Beris gel de bir sıkayım budundan; (N); Kizipte ekin biçer, Göğnünden neler geçer, Doldur kizip kadehi, Anam esmem teklif içer; (N); Çit budağın odunu, Anam yakan bilir dadını, Kimin kızı olursa, Anam Esme gosun adını; (N), Beyşehir’in hanları, Anam çifte çalar çanları, Esmeme aşık olmuş, Anam guyunun (y)ilanları (N). (Çitbudak: bir tür ağaç). Sonuçta İbradı türkülerinin sadece eğlenmek için söylendikleri düşünülmemelidir. Çoğunun ağıt olduğu içlerinde geçen sözlerden de bellidir. İnsanoğlu zamanla acısını alt etmeyi, ağıtını, hasret türküsünü oyun havalarına, zeybeklere dönüştürerek onlarla birlikte yaşamayı, hayata tutunmayı başarmıştır. Buna iyi bir örnek olan İbradı insanı türküleri düğünlerde, eğlencelerde çalıp söylediği gibi tıfran eğirirken, çorap örerken, günlük yaşamın içerisinde de kendine yoldaş, hüznüne, sevincine ortak etmiştir.

(1)Söz ve ezginin kime ait olduğunun bilinmediği eserler

Diri, Gülay; İbradı Türküleri: 2010, Otantik halk müziği Arşiv Serisi (CD kaydı ve utube)

Ergenekon, Begümşen: 29.01.2022, Gülay Diri’den İbradı Türküleri (www.aydinlik.com.tr)

Gedik, Serkan; 2008, Geçmişten Geleceğe İbradı, İbradı Belediyesi Kültür Yayınları

Bunları da sevebilirsiniz