Hürriyet Kahramanı Resneli Niyazi

1900’lü yılların başında, 2. Abdülhamid yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğunda uygulanan baskıcı politikalar toplumda huzursuzluk yaratmış, aynı zamanda askeri ve sivil kesimlere hâkim olan ekonomik sıkıntılar nedeniyle toplum, padişaha güvenini günden güne kaybetmiştir. Yıllarca tek bir ağızdan çıkarmışçasına söylenen “Padişahım çok yaşa” sloganı, bu dönemde yerini “Padişahım baş aşşa” sloganına bırakmıştır.

Bu ayki yazımda, padişaha karşı çıkan seslerin arasında hayli gür bir sese sahip olan Resneli Ahmet Niyazi’nin hayatını anlatmaya çalışacağım.

Hayatı

Ahmet Niyazi Bey 1873 yılında, günümüz Makedonya sınırları içerisinde yer alan Manastır şehrinin Resne kasabasında doğmuştur. Babası Abdullah Ağa Makedonya’nın ileri gelenlerindendir. Kardeşleri gibi asker olmaya karar veren Resneli Niyazi, Manastır Askeri İdadisi ve ardından Manastır Askeri Rüştiye mektebinde eğitim gördükten sonra İstanbul’a gelerek Harbiye Mektebine girmiştir. 1896 yılında teğmen rütbesiyle mezun olmuştur. Mezun olduğu sene içerisinde patlak veren Osmanlı-Yunan savaşında teğmen rütbesiyle görev yapmıştır. Bu savaşta gösterdiği başarılar neticesinde padişahın huzurunda ödüllendirilmiştir. Harpten sonra Resne yakınlarındaki Ohri taburunda depo memuru olarak görev yapmıştır. Harbiye döneminde gördüğü eğitim nedeniyle muhalif bir görüş kazanan Resneli Niyazi Bey bu sayede İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenleriyle yakın ilişkilerde bulunmuştur. Bu ilişkiler sayesinde depo memurluğundan Resne Kumandanlığına tayin edilmiştir. Bölgeyi çok iyi bildiği için Bulgar çetelerle ve diğer komitacılarla başarılı bir şekilde mücadele etmiştir. Ayrıca sahip olduğu nüfuz sayesinde cemiyetin bölgedeki tanınırlığını arttırmada önemli roller üstlenmiştir. Zamanla artan popülerliğinin getirdiği suikasta uğrama korkusu ve buna paralel olarak artan bölgedeki padişah baskısı Resneli Niyazi Bey’in dağa çıkarak isyan bayrağını çekmesine sebep olmuştur (3 Temmuz 1908). 24 Temmuz günü padişahın meşrutiyet rejimini ikinci kez ilan etmesinin ardından Resneli Niyazi Bey şehre inmiştir ve böylece Hürriyetin temelleri atılmıştır.

Resneli Niyazi Bey’in İttihat ve Terakki Cemiyetine Katılması

Resneli Niyazi Bey daha okul yıllarında muhalif bir kimlik kazanmıştır. Dönemin ünlü muhalif yazarlarından olan Namık Kemal’den etkilenerek vatan ve hürriyet gibi kavramları benimsemiştir.

Resneli Niyazi Bey’in cemiyete katılması ise Enver Paşa sayesinde gerçekleşmiştir. Enver Paşa 1906 yılında Selanik’e gelerek burada cemiyeti topluma tanıtmak ve yeni üyeler bulmak amacıyla çalışmalara başlamıştır. Bu çalışmalar neticesinde Resneli Niyazi Bey’in cemiyet için uygun bir aday olduğuna karar vermiş ve bunun sonucunda cemiyete katılması için Niyazi Bey’e davetiye göndermiştir. Daveti kabul etmesiyle belirli ritüellerle düzenlenen bir merasimin ardından Resneli Niyazi Bey İttihat ve Terakki Cemiyetinin bir üyesi olmuştur.

Cemiyete üye olmasının ardından özellikle Makedonya bölgesinde faaliyetlerde bulunmuştur. Kısa bir sürede İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin güvenini kazanmıştır. Kazım Karabekir Manastır’da yapılan çalışmaları anlatırken bölgede en güvendiği adamlardan birinin Resneli Niyazi Bey olduğunu ifade etmiştir. Hatta cemiyetin güvenini o denli kazanmıştır ki bölgede düzenlenen toplantıların bir kısmı Resneli Niyazi Bey’in evinde yapılmıştır.

Okul çağında tanıştığı vatan ve hürriyet kavramları özellikle cemiyete katıldıktan sonra Niyazi Bey’in hayatında daha anlamlı bir hale gelmiştir. Bu uğurda gece gündüz demeden çalışması, cemiyetin içinde hızla ilerleyip adını duyurmasını sağlamıştır. Artık ismi paşalarla beraber anılır olmuştur.

Resneli Niyazi Bey’in Dağa Çıkması

2. Abdülhamit’in artan baskıları, Balkanlarda ve Anadolu’da başlayan çetecilik, askerlerin maaşlarının azalması ve düzensiz ödenmesi, Reval Görüşmelerinde Osmanlı istihbarat teşkilatının başarısız olması ayrıca Enver Paşa’nın eniştesi Nazım Bey’e yapılan başarısız suikastın ardından artan soruşturma ve istihbarat faaliyetleri neticesinde artan deşifre olma ihtimali Resneli Niyazi Bey’in dağa çıkmasında etkili olmuştur. Dönemin artan kargaşası karşısında öfkesi ve korkusu gittikçe artan Niyazi Bey 3 Temmuz Cuma günü yanında 150 kişiyle beraber dağa çıkarak padişaha baş kaldırmıştır.

Dağa çıktığı ilk gün Saraya, Valiliğe ve Müfettiş-i Umumiye’ye ortak bir bildiri göndererek amacının ve isteklerinin ne olduğunu açık bir dille ifade etmiştir. Bu bildiride 2. Abdülhamid’i tehdit ederek Kanun-i Esasiye’nin derhal tatbik edilmesini, Meclis-i Mebusa’nın açılmasını istemiştir. Aksi durumda halkın bunu zorla yaptıracağını ve bütün sorumluluğun padişaha ait olduğunu söylemiştir. 3 Temmuz günü Resne’den yola çıkan Niyazi Bey yaklaşık 20 günlük bir süreyi dağda geçirmiştir. Bu süre zarfında çatışmadan uzak durmaya çalışmıştır. Asıl amacı bölgedeki köylerde cemiyetin tanınırlığını arttırmak ve halkı padişaha karşı örgütlemek olmuştur. Bunun yanında bölgede faaliyet gösteren Arnavut Komitalarının reisleriyle görüşmüş ve onlara İttihat ve Terakki Cemiyetinin düşüncelerini anlatmıştır.

Resneli Niyazi Bey uğradığı köylerde var olan problemleri de çözmeye çalışmıştır. Örneğin Krosişte köyünde aralarında küslük olan iki Müslüman grubu barıştırmıştır. Bu köylerde vakit geçirdiği süre zarfında yapılan masrafları da unutmamıştır. Köylülere kendi el yazısıyla yazdığı fişler verip, yapılan bu masrafların köylünün ödeyeceği vergiden düşürülmesini emretmiştir.

Niyazi Bey’in, cemiyetin merkezine yazdığı raporlara baktığımızda uğradığı köylerdeki Müslüman halkın onu çok içten bir şekilde karşıladığını ancak Hıristiyan ailelerin kendinden çekindiğini belirtmiştir. Hıristiyan ailelerin bu önyargısını kabul etmeyerek onların da sempatisini kazanmak için uğraşmıştır. Krosişte köyünde bulunduğu sırada Hıristiyanların önyargılarını yıkmak için Bulgarca beyannameler kaleme alarak bölgeye dağıttırmıştır.

Uğradığı bütün köylerde aynı birleştirici politikalar izleyerek, halkın sevgisini kazanmış ve aynı zamanda cemiyete pek çok üye kazandırmıştır.

Resneli Niyazi Bey’in Geyiği

Resneli Niyazi Bey ve askerleri Manastır’a gitmek üzere yola çıktıklarında, kendilerine katılmak üzere dağa çıkan yedi sekiz kişilik bir gurubun arasında bir geyiğin olduğunu görmüştür. Onu kendi elleriyle beslemiş ve her daim yanında tutmuştur. Geyiği kesip yemek yerine onu bir motivasyon aracı olarak kullanmıştır. Askerlerine geyiğin Türk mitolojisinde yeniden doğumu temsil ettiğini, Türkler için kutsal olduğunu, çıktıkları yolda doğanın bile onların yanında olduğunu söyleyerek inançlarının ve motivasyonlarının güçlenmesini sağlamıştır. Hatta bu geyik 24 Temmuz günü Resneli Niyazi Bey ile birlikte şehre inerek meşrutiyetin ikinci kez ilan edilmesini kutlayanların arasında yer almıştır.

Ölümü

Meşrutiyetin ilanından sonra cemiyet içinde aktif olarak çalışmaya devam eden Resneli Niyazi Bey yanındaki fedailerle Hareket Ordusuna katılarak 31 Mart olaylarında da sahada yer almıştır. İsyanın bastırılmasının ardından memleketi Resne’ye geri dönen Niyazi Bey bölgenin imar işleriyle ve halkın eğitimiyle ilgilenmeye başlamıştır.

8 Ekim 1912 tarihinde Balkan Savaşlarının başlamasının ardından birlikleriyle beraber orduya katılma kararı almıştır. Bölgede etkisinin büyük olması ve halk tarafından çok sevilen biri olması nedeniyle bölgede çıkan karışıklıkları durdurmak için Sultan 5. Ahmet Reşat ile Balkanlarda iyi niyet turuna çıkmıştır.

Savaşın bitmesinin ardından Arnavutluk’un son durumu hakkında padişaha bilgi vermek için önce Avlonya limanına oradan da İstanbul’a gitmeyi planlamıştır. Ancak İstanbul vapuruna binemeden kalabalık arasından sıyrılan birinin dört el ateş etmesi sonucu hayatını kaybetmiştir.

Eğer meşrutiyetler olmasa idi, Cumhuriyet olamazdı. Resneli Niyazi gibi meşrutiyet önderlerine çok şey borçluyuz.”

Mustafa Kemal Atatürk

Kaynakça

  • Feyziye Özberk, Resneli Niyazi/ Vatan Fedaisi ve Rumeli Dağlarından Cumhuriyete”, Kırmızı Kedi Yayınevi, Nisan 2019, İstanbul

  • Yeşil Bursa Dergisi, Bir Hürriyet Kahramanı: Resneli Niyazi

  • Mahmut Sami Şimşek, “Geyik Muhabbeti Niyazi’den Armağan”, http://www.yenisafak.com/yenisafakpazar/geyik-muhabbeti-niyaziden-armagan-407853, 14,05,2017

  • Tanin, Niyazi Bey’in Şehadeti, 23 Nisan 1329 (6 Mayıs 1913), Sayı 1592

  • Gülden Aydın, “Bir Geyik Hikâyesi”, http://www.hurriyet.com.tr/bir-geyik-hik-yesi-39246773, (01,03,2017)

  • H. Feridun Es, Tanımadığımız Meşhurlar, 2.Baskı, İstanbul: Ötüken Yayınları, 2013

  • Yaşar Aksoy, “Resneli Niyazi Bey ve Niyazi Resnelioğlu”, http://www.hurriyet.com.tr/resneli-niyazi-bey-niyazi-resnelioglu-9499386, 27.05.2017

  • Enver Paşa, Enver Paşa’nın Anıları (1981-1909), (Yay. H. Erdoğan Cengiz), İstanbul: İletişim Yayınları, 1991

  • Kâzım Karabekir, İttihat ve Terakki Cemiyeti 1896-1909, İstanbul: Emre Yayınları, 1993

  • Kadir Girit, Dönemin Olayları Işığında Resneli Niyazi Bey,2017

Bunları da sevebilirsiniz